İzmir Urla Barbaros Çocuk Köyü’nde yargıya taşınan tecavüz savlarının gerçek dışı olduğu vurgulanırken yargı aşamasındaki bir süreçte yersiz suçlamalarla kişilik haklarının ihlal edildiği belirtildi.

Bazı gazeteler iddiaları köydeki çocukların "seks kölesi" olarak kullanıldığına kadar uzatırken aralarında doktor, psikolog ve sosyal hizmet danışmanı gibi devlet memurları, ’’fuhuşa göz yuman’’ çocukları da ’’fuhuş yapan’’ konumuna soktular.

Oysa edinilen bilgilere göre dosyada toplumsal bir linci gerektirecek ifadelerin yer almadığı öne sürüldü.

Köydeki görevlilerin savunmanlığını üstlenen avukat Olgun Soydan , Urla Cumhuriyet Savcısı Murat Gök ’ün soruşturmadan çekilmesini isteyeceklerini söyledi.

İzmir Valisi’nin görevlendirdiği özel komisyonda yer alan Prof. Dr. Cahide Aydın , çocukların tedavi görmesi gerektiğini söyledi. Urla’daki gelişmeler, soruşturmanın seyriyle ilgili Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun gündemine taşınıyor.

Soruşturmanın savcısı Murat Gök’ün, soruşturmayı yanlı sürdürdüğünü belirten avukat Olgun Soydan, ’’Ceza Usul Yasası’nın 156. maddesine göre savcı delilleri toplar. Ancak bu olayda, Gök’ün tek taraflı davrandığı görülüyor. Sanık lehine olacak deliller toplanmadı. Soruşturmanın gizlilik esasına dayanması gerekirdi. Ancak savcı bunu da ihlal etti ve basına soruşturmayla ilgili demeçler verdi. Soruşturma aslına uygun yürütülmedi’’ dedi.

Soydan, Savcı Gök’e, soruşturmadan el çektirilmesi ve disiplin cezası verilmesi istemiyle hafta başında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na başvuracaklarını söyledi.

TÜM BİRİMLER EL ELE VERDİ

Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Melek Göregenli, Urla’daki çocuklara tüm birimlerin el ele vermesiyle çok kötü bir etiket yapıştırıldığını söyleyerek ’’Bu travmaların giderilmesi çok güç’’ dedi.

SES İzmir Şubesi tarafından yapılan açıklamada, soruşturmanın yürütülüşü ve kamuoyuna yansıtılış biçiminin siyasi, mesleki ve ideolojik rant elde etme amacını çağrıştırdığı belirtilerek şu görüşlere yer verildi:

’’Tüm köy çalışanları ve uzmanlar topluma suçlu olarak gösterilmiş, küçükler arasında yaşanan fiillere çalışanların ve köy dışından büyüklerin de karıştığı izlenimi verilmiştir. Soruşturma makamları tarafından basına verilen bilgilerle gerçekler bilinçli olarak bulanıklaştırılmış, bu hassas konuda kamuoyu, çalışanlar ve çocuklar aleyhine yönlendirilmiştir. Bu sosyal bir linç durumudur.’’

YAŞ DÜZENLEMESİ YENİDEN YAPILDI

Sosyal Hizmetler Uzmanları Derneği İzmir Şubesi Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada da olayla ilgili kamuoyunun yanlış bilgilendirildiğine dikkat çekildi.

Gelişmeler üzerine örnek proje olarak gösterilen köyün modeliyle ilgili yeni düzenlemeler de başlatıldı. 3-18 yaş arası korunmaya muhtaç çocukların kaldığı köyde, yeniden yaş düzenlemesi yapıldı ve 12 yaşın üzerindeki çocukların nakilleri başladı. Olaya adı karışanların bir kısmı, İzmir’de farklı bir merkeze alındı.