18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Yağmacılar nasıl yargılanacak?

ABD ve İngiliz askerleri, yağmacılara müdahale etmemişti. Irak'taki tarihi ve kültürel varlıkları yağmalayanların nasıl yargılanacağı tartışma konusu oldu. Bazı hukukçular, bu varlıkların dünyanın ortak mirası olduğu için AİHM'e başvurulabileceği görüşünde. ABD, İngiltere ve diğer Koalisyon Kuvvetlerinin Irak'ın başkenti Bağdat'taki işgaliyle birlikte Arkeoloji Müzesi'nin talan edilmesi ve özgün eserlerin bulunduğu Milli Kütüphane'nin yağmalanması sorumlularının kim olduğunu ve nasıl yargılanacağını gündeme getirdi. Bazı hukukçular sorumlu ülkelerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurulabileceğini belirtirken, bazıları da başvurulacak yerin AİHM olmadığını kaydediyorlar. Prof.Dr. Bakır Çağlar, 8 Ağustos 1945'te ABD, İngiltere, Fransa ve Sovyetler Birliği'nin imzalamasıyla, Nazilerin yargılandığı Uluslararası Askeri Mahkeme Nürenberg Mahkemesi statüsünün kurulduğunu anımsattı. Buna Irak'a saldıran ABD ve İngiltere'nin de taraf olduğuna dikkat çeken Çağlar, şu görüşlere yer verdi: "Bu orada başlayıp, orada biten bir olay değil. Nürenberg Mahkemesi'nin statüsü ve kararı ile kurulan bir hukuk düzeni BM Genel Kurulu'nun 26 Kasım 1968 tarihinde kabul ettiği bir 2391 kararıyla uluslararası bir anlaşmaya dönüştü. Bu durumda Nürenberg suçları bugün için hala geçerli. Bunların içinde insanlığa karşı suçlar, savaş suçları kültürel jenosit suçları var. Bu suçları kim yargılayabilir? BM Genel Kurulu kararından sonra 'oy birliğiyle kabul edilmiştir' bunun altına imza atan bütün devletlerin mahkemeleri 'evrensel yetki kuralı çerçevesi' içinde bu suçu işleyen herkesi yargılayabilir." Çağlar, mağdur olan kişilerin, suçların belgelenmesi ile bu hukuki çerçevede mahkemeye başvurabileceğini kaydetti. Tarihi eserlerin talanının yargılanması ile ilgili olarak da Çağlar, "Kültürel jenosit kavramı insanlık tarihini yok eden bir şey. Hukuk dilinde bu 'potansiyel mağdur' anlamına gelir. Tarihi yok eden insanlara karşı ayağınıza basmasalar bile, yok edenlere karşı dava açılabilir" değerlendirmesinde bulundu. Çağlar, talan ve diğer suçlar için başvurulacak yerin AİHM olmadığını da belirtti. "HERKES AİHM'E BAŞVURABİLİR" AİHM'de çok sayıda dava açan Avukat Hasip Kaplan ise, Irak'taki tarihi eserlerin talan edilmesine karşı öncelikle bundan zarar gören Irak'ta yaşayan yurttaşların başvurabileceğini belirtirken, kültürel mirasın dünyanın ortak mirası olması nedeniyle AİHM ve ilgili uluslararası kuruluşlara herkesin başvurabileceğini bildirdi. Kaplan, başvuruyla talanın önüne geçilmesinin istenebileceğini söyledi. Kaplan, İngiltere, Polonya, İtalya, İspanya aleyhine AİHM'e dava açılabileceğini söyledi. Kaplan, "İngiltere, Avrupa Konseyi üyesi olması nedeniyle, talan konusunda etkili bir önlem almadığı taktirde aleyhine başvurular söz konusu olabilir" dedi. Kaplan, talanın belgelenmesi, savaş nedeniyle oluştuğunun tespit edilmesi gerektiğini kaydetti. KAPLAN'IN İNGİLTERE ALEYHİNE AÇTIĞI DAVA SÜRÜYOR Kaplan, Körfez Savaşı sırasında İngiltere'nin Tornado uçaklarının da bombalamaya katıldığını, bu bombalama sırasında 6 tır şoförünün Musul ve Habur kapısı arasında mahsur kaldığını anlatan Kaplan, 1999 yılında 6 tır şoförü adına İngiltere aleyhine AİHM'ne dava açtıklarını, davanın hala sürdüğünü belirtti. Kaplan, "Kıbrıs konusunda Türkiye nasıl AİHM'de mahkum edildiyse, aynı durum İngiltere için de geçerlidir" dedi. İNSANLIĞA KARŞI SUÇ KAVRAMI "İnsanlığa Karşı Suçlar" kavramı 19. yüzyılın ortasında ortaya çıktı. Bu tür suçların ilk dizini Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda yapılmasına rağmen, 1945'deki Nürenberg Mahkemesi Şartı'na kadar uluslararası bir belgede toplanmadı. Nürenberg Şartı'nda tanımlandığı haliyle İnsanlığa Karşı Suçlar, takip eden yıllarda BM Genel Kurulu tarafından uluslararası hukukun bir parçası olarak tanındı ve eski Yugoslavya ve Ruanda için kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesinin Tüzüğü de dahil olmak üzere, daha sonraki uluslararası belgelerin kapsamına alındı. Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Tüzüğü 17 Temmuz 1998'de kabul edildiğinde İnsanlığa Karşı Suçlar ilk kez uluslararası bir antlaşma da tanımlanmış oldu. (ANKA)
Yayın Tarihi : 17 Nisan 2003 Perşembe 00:00:04
Güncelleme :4 Kasım 2003 Salı 00:06:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?