30
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Yargıçların saldırısı!

Newsweek dergisi son sayısında AKP hakkındaki kapatma davasını değerlendirirken bu defa ordunun çok sessiz kaldığını, "katı laik devlet"i savunma görevini yargının üstlendiğini öne sürdü.

AKP Hükümeti'nin "bir çeşit alakart" reform paketini hazırladığını, öngörülen anayasa değişikliklerinin "Yargı yetkilerini sınırlandıracağı ve Türkiye'nin siyasi manzarasını derin bir biçimde değiştireceği" görüşünü dile getiren Newsweek, bunun da başka sorunları gündeme getireceği uyarısını da yaptı.

Newsweek dergisi, son sayısında AKP hakkında açılan kapatma davasını "Yargıçların saldırısı" başlıklı uzun bir analizde değerlendirdi. Owen Matthews ve Sami Kohen imzalarını taşıyan analizde bu defa ordunun çok sessiz kaldığını, "katı laik devlet"i savunma görevini kendi ifadeleri ile yargı üstlendiğini öne sürdü.

Yaşananların temelinde Türkiye'nin kimin tarafından yönetileceği sorununun bulunduğunu savunan Newsweek, AKP tarafından öngörülen anayasa değişikliklerine de dikkat çekerek "Bu değişiklikler Yargının yetkilerini sınırlandıracak ve Türkiye'nin siyasi manzarasını derin bir biçimde değiştirecek" diye yazdı. Dergi şunları yazdı:

"Bu amaçla hükümet, Anayasa Mahkemesinin siyasi partileri yasaklama yetkilerini kaldıran önlemler ile Avrupa Birliği'nce uzun bir süreden beri talep edilen reformları bir araya getiren bir çeşit "alakart' reform paketini hazırlıyor."

Paketin 301. maddenin "kaldırılması"nı içerdiği kaydedilen analizde yargının, büyük bir halk desteği ile seçilen bir hükümeti indirmekle tehdit edebilmesinin, 1980 askeri darbenin ardından hazırlanan Anayasanın "derin defoları"nı gözlerin önünde serdiği yorumu yapıldı.

YAŞANAN SORUNLARIN "EKONOMİK MALİYET"İ ÇOK BÜYÜK OLACAK

Anayasa taslağını hazırlayanlardan Prof. Dr. Ergün Özbudun'un Türkiye'nin mevcut sistemin Batı'daki demokratik standartlardan çok uzak olduğu" yolundaki sözlerine de yer verildiği analizde hükümet ile yargı arasındaki "mücadele"nin sonucunda daha istikrarlı bir siyasi sistemin ortaya çıkması halinde bile yaşanan sorunların "ekonomik maliyetinin çok büyük olacağı" öne sürüldü.

Newsweek, ordunun AKP-yargı çatışmasında sessiz kalmasına dikkat çekerken de şu görüşleri dile getirdi:

"Şimdiye kadar en üst düzey generaller, tam sessiz kaldı ancak geçmişte gösterdikleri eğilime bir kılavuz olarak alınırsa büyük bir olasılıkla Yalçınkaya'nın iddianamesini destekliyorlar. Ancak askerler, kendi popülaritesini korumaya özen gösteriyor ve geçmişte sadece popüler olmayan hükümetlere karşı veya siyasi anarşi önlemek için müdahalede bulundu. AKP popüler olduğunu kanıtladı ve ordu siyasete son müdahale ettiğinde (e bildiri) çok zor durumda kaldı."

"Olasılığı çok az olan bir askeri müdahale" bir kenara bırakılırsa hükümetin, sonunda Anayasa Mahkemesinin, "demokratik olmayan bir anayasaya dayalı" otoritesini sınırlandıracağını öne süren dergi, "Ancak böyle bir sonucun, başka sorunları da gündeme getireceği" uyarısını da yaptı.

Mümtaz Soysal'ın "yargının, Türkiye'nin "Cumhuriyet'in temel ilkelerinin ihlal edilmesine karşı sahip olduğu tek emniyet sübabı" olduğu değerlendirmesine de yer veren dergi, şöyle devam etti:

"Yargı'nın anayasal yetkileri azaltılırsa Yalçınkaya'nın iddianamesine karşı çıkan ılımlı laikler bile, AKP'nin bir İslamcı programı yürütmesini engelleyecek hiçbir şey olmamasından korkuyorlar. Bu, Türk yargısının kesinlikle tasarlamadığı bir devrim türü."

anka
Yayın Tarihi : 6 Nisan 2008 Pazar 14:02:44


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
El salud IP: 78.176.29.xxx Tarih : 7.04.2008 16:22:22

"EĞER ATATÜRK HAYATTA OLSAYDI, BU OLANLARI GÖRMEZDİK." Son 50 yılda Türkiye'de sık tekrarlanan bir sözcüktür. Bu insanımızın kendisine bırakılan bir emaneti koruyamaması sonrasında geliştirdiği aptalca bir savunma mekanizmasıdır. Benzerini her mahkemede zanlının kendini savunmak için ileri sürdüğü nedenlerde de görebiliriz. Bu ülkede yolsuzluklar inanılmaz boyuttadır. Sadece bir kaç isimle sınırlı değildir. Son 50 yıldaki yolsuzlukların faillerinin listesini yapsanız bir kaç ciltlik kitap olur. Ülkemizde hazine yardımını buharlaştıran siyasi liderlerin kesinleşmiş cezalarını evlerinde oturarak çekmeleri için özel yasalar çıkartılırken başka ülkelerde benzer bir suistimal hükümetleri silip götürmektedir. Şu anda bile TBMM kaç milletvekili dokunulmazlıkları nedeniyle yargılanamamakta ve hangi suçlardan açılmış davaları var bir bakmak yeterlidir. Cumhuriyetimizin kurucusu, bir kurtuluş savaşı kahramanı Atatürk'e dil uzatan hayasızlara sessiz kalan milletimizin genç nüfusu Çanakkale Savaşının geçtiği Çanakkale boğazının hangi şehrimizde olduğunun tereddütü içersinde klavyesinin başına geçip yorum yapabilmektedir. Türk'lük sadece Kurtuluş savaşından ibaret olmayıp 2000 yıllık bir tarihe sahiptir. İnsanımız sadece kendisine ezberletilenlerle yetineceğine önce kendi tarihini öğrenmeye çalışmalıdır. O tarihi okudukça, Kurtuluş Savaşımızdaki inanılması zor bir yeniden dirilişe hiç de şaşırmamız gerektiğini göreceksiniz. Bir millet ve bir birey için kendi tarihini bilmemekten daha büyük bir ayıp olabileceğine inanmıyorum. Unutmayalım ki "Tarihini öğrenmiyenler, onu tekrar yazmak zorundadırlar."


oflufatih IP: 88.77.79.xxx Tarih : 6.04.2008 19:16:03

TÜRKIYENIN YARGISINA KIMSE EL UZATAMAZ HER ÜLKENIN IC YASASI VE KANUNU VARTIR YURTDISINI ILKILENDIRMEZ HERKES KENDINE BAKSIN BIZ IC SORUNUMUZU KENDIMIZ CÖZERIZ BURAYA KATAR MUTAKIBIB SONRASI EKONOMIK BOYUTUNU TETIKCI CHP VE YANDASLARI KARSILIYACAKMI KIM NE SÖYLERSE SÖYLESIN CHP VE KENELDE SOL GÖRÜSLÜ PARTILERIN HEPSININ PARMAGI ILLAKI BU ISTE VAR EN AZINDAN YAPTIKLARI ACIKLAMALAR KENDILERINI ELE VERIYOR ISTE YARGIDAY BU SORUYU KENDINE SORMALI ACAPA DOGRUMU YAPTIM YANLISMI SEN ONLARDAN NEDEN ETKILENDIN SORUSU NEDENI SOLCULARIN SÜPER MAGLUBIYETI CHP CÜNKÜ YENILEN PEHLIVAN GÜRESE DOYMAZMIS 22 TEMMUZDA ALAMATIKLARI OYLARIN HALA BESLERINDELER BUNA BIR TAKIM MEDYA TAHILDIR HANI ADI KARDELLER VARYA ISTE ONLAR EL INSAF BE KARDESIM ÜLKEYI MURAT DEMIRELLER UZANLAR SOYUP SOGANA CEVIRMETIMI PKK YI TESTEKLIYENLER CIKAR AMACLI PKK YI KULLANMATIMI SON OLARAK BIZ NEZAMAN ADAM OLURUZ HCBR ZAMAN


kadir aksarayli IP: 213.17.63.xxx Tarih : 7.04.2008 01:35:08

Oflu cok guzel yazmissin.Bu bir avuc kadar olan,acik sacikliligi cagdaslik sayan yopluluga murat demireller gibileri layiktir.HAKIMIYET KAYITSIZ SARTSIZ MILLETINDIR.........unutmayi......cagdas kesim.


El salud IP: 88.251.50.xxx Tarih : 7.04.2008 00:53:00

Türkiye'deki mevcut hükümetin Anayasamıza göre Laik Cumhuriyetimiz için tehlike odağı olma konusunu, bir batı ülkesinin sermaye gruplarının denetimindeki medya kuruluşunun doğru algılaması beklenmemelidir. Onlar sadece Türkiye için pozisyon almış çıkar gruplarının olası kayıplarını engellemek ümidiyle yaptıkları yayınlarla hukuki sürece etki etmeyi düşünürler. Bu yayın kuruluşlarının Türkiye'nin güncel sorununu doğru tanımlamalarını engelleyen iki önemli husus vardır. A) Vatikan hariç hiçbirisinde bireyin ve toplumun sosyal, hukuksal ve yönetim alanlarını katı ve ilkel kuralları ile ele geçirmeye çalışan bir dini tehlike yoktur. Türkiye dışında dini islam olan ikinci bir laik cumhuriyetin olmaması da, İslam ve onun ilkel tarikatlarının Laik Türk Cumhuriyeti ile 100 yıla yaklaşan kanlı isyanlarının ve sinsi savaşlarının tek nedenidir. B)Hiçbirisinde demokratik özgürlükler adıyla, tüzüğünde "Laik Cumhuriyeti ve Anayasayı koruyacağı" yazmasına rağmen aksi hareket ve düşünceleri nedeniyle 3 defa kapatılıp, aynı kişilerce 4 defa farklı isimlerde açılan bir siyasi parti örneği bulunmamaktadır. Örneğin son büyük savaşın üzerinden 50 yıldan fazla süre geçtiği halde bugün Almanya veya Avusturya'da Nazizmi benimseyen bir partinin kurulması mümkün değildir. Batılılılar mevcut iktidarın önemli finansörleri olduğu için, söz konusu hukuki sürecin yaratabileceği bir krizin maliyetinini de abartarak hesaplamak isterler. Ama unutulmaması gereken en önemli şey Türkiye'nin Laik bir Cumhuriyet olarak hayatta kalma gereğidir. Yoksa kaybedilen bir istiklal ve Cumhuriyeti geri almanın bedelininin ne olduğunu yakın zamanda ödeyen milletimizin unutması beklenemez.