18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Yargıtay, Eğitim-Sen kararını bozdu

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Eğitim Sen’in kapatılmaması yönündeki yerel mahkeme kararını esastan bozdu.
Kararın oy birliğiyle alındığı bildirildi.
Eğitim-Sen’in kapatılması istemiyle açılan davanın davanamesinde, Eğitim-Sen tüzüğünün "Sendikanın Amaçları" başlıklı 2. maddesinin (b) bendindeki anadilde öğrenime ilişkin ifadenin Anayasa’nın 3.
maddesindeki "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Resmi dili Türkçe’dir" hükmüne ve Türkçe dışında hiçbir dilin eğitim ve öğretim kurumlarında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına anadilleri olarak öğretilemeyeceğini düzenleyen 42. maddesine aykırı olduğu ifade ediliyordu.
Ankara 2. İş Mahkemesi, davayı reddetti, kararı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı temyiz etti.
Temyiz istemini görüşen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını Eğitim Sen’in kapatılması gerektiği gerekçesiyle esastan bozdu.
Bu karar üzerine dosyaya yeniden bakan Ankara 2. İş Mahkemesi, ilk kararında direndi.
Ankara 2. İş Mahkemesi’nin gerekçeli kararında, Anayasa’nın 3.
maddesine göre devletin resmi dilinin Türkçe olduğu anımsatılarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde dil ayrılığına dayalı bir azınlık statüsünün söz konusu olmadığı kaydedildi.
Dilin, bölücülük unsuru olmak yerine ulus bütünlüğü içinde değişiklik unsuru olmasının doğal olduğu vurgulanan kararda, "Davalı sendikanın tüzüğünde bulunan hükümler, mahkememizce Türkiye Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğüne, ulus bütünlüğüne, devletin tekliğine, sınırların değişmezliğine karşı bir tehlike olarak görülmemiştir" denildi.
Mahkemelerin kuşkuya ya da olasılıklara göre hüküm veremeyeceklerinin altı çizilen kararda, sendikanın devletin temel niteliklerine aykırı davrandığına dair somut belge ve veri bulunmadığı kaydedildi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına göre ifade özgürlüğünün bireylerin yanında tüzel kişileri de kapsadığını, sendikanın bu çerçevede değerlendirilmesinin doğru olacağı belirtilen kararda, Anayasa’nın 90. maddesindeki "Milletlerarası antlaşmalarla kanunların uyuşmazlığı halinde milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır" düzenlemesinin yoruma açık olmayacak kadar net olduğu vurgulandı.

GENEL KURUL DA KAPATILMASINI İSTEDİ

Kapatılması istenen sendikanın anadilde öğrenimi savunmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10 ve 11. maddesindeki sınırlamalara aykırı olmadığı kaydedilen kararda, "Resmi dil dışında resmi olmayan bir şekilde anadilin öğrenilmesi bize göre hukuka aykırı bir eylem ve davranış değildir. Tam tersine Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin vatandaşlarına sahip çıktığının göstergesidir. Resmi dil dışında bulunan diğer dillerin özel olarak öğrenilmesi engellenmemelidir. Bu durum, ulusal bütünlüğümüzü perçinleyen, pekiştiren, vatandaşlarımızı devlete bağlayan bir köprü olacaktır" denildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, direnme kararını da temyiz edince, dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na geldi. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu temyiz istemini bugün karara bağladı. Genel Kurul, Ankara 2. İş Mahkemesi’nin kararını, oy birliğiyle esastan bozdu.
Genel Kurul, bozma kararında daha önce Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin Eğitim Sen’in kapatılması yönündeki bozma kararındaki görüşlere katıldığı öğrenildi.
Eğitim Sen’in Genel Kurul’un bu kararına karşı "karar düzeltme" isteminde bulunma hakkı bulunuyor. Bu istemi de yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu karara bağlayacak. İstemin reddedilmesi durumunda dosya yerel mahkemeye gidecek.
Genel Kurul’un kararı Ankara 2. İş Mahkemesi açısından bağlayıcı nitelik taşıyor.

KARAR OYBİRLİĞİYLE

Bu arada Yargıtay Basın Bürosu da konuya ilişkin kısa bir açıklama yaptı.
Genel Kurul’un Eğitim Sen ile ilgili yerel mahkemenin kapatmama yönünde verdiği direnme kararının "oy birliğiyle" bozulmasına karar verildiği belirtildi.

EĞİTİM-SEN: KARANLIK BİR KARAR

Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun yerel mahkemenin "sendikanın, kapatma isteminin reddi" yönündeki kararını esastan bozmasını değerlendirirken, "Bu, Türkiye’nin geleceği açısından karanlık bir karardır" görüşünü savundu.
Dinçer, sendika genel merkezinde yaptığı açıklamada, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının, kapatma anlamına gelmediğini belirterek, hukuksal ve örgütsel faaliyetlerinin devam ettiğini bildirdi.
Üyelerinden ve kamuoyundan konuya soğukkanlı yaklaşmalarını isteyen Dinçer, bu kararın "Türkiye’nin geleceği açısından karanlık bir karar" olduğunu öne sürdü. Dinçer, karara karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden ihtiyati tedbir isteyeceklerini kaydetti.
Dinçer, "Türkiye’de daha önce karamizah örneği, trajikomik dava örnekleri ile karşılaşıldığını" belirterek, Eğitim-Sen’in kapatılmasına yönelik davayla "sıkıyönetim koşullarının devam ettiğinin" görüldüğünü iddia etti.
Sendikalarını kapattırmamakta kararlı olduklarını vurgulayan Dinçer, "Eğitim-Sen, öğrenci, veli ve eğitimcilerin umudu olmaya devam edecektir" diye konuştu.
Alaaddin Dinçer, "Türkiye, bir yol kazasına uğramıştır, bu düşünce ve ifade özgürlüğü bakımından önemli bir kazadır. Hükümet, özellikle muhalefet ve diğer toplumsal kesimler örgütlenme önündeki yasal engelleri kaldırmak için gerekli gayreti göstermelidir" dedi.
Dinçer, bir gazetecinin, "Karar düzeltme talep edecek misiniz, tüzük değişikliği gündeme gelebilir mi?" sorusunu yanıtlarken, sendika yönetiminin konuyu geniş biçimde ve bütün seçenekleri ile değerlendirdiğini söyledi.
Bir başka gazetecinin, "Avrupa’dan karşıt yönde herhangi bir tepki geldi mi?" sorusuna karşılık olarak da Dinçer, kararın ardından geçen kısa sürede kendilerine ulaşan bir tepki bulunmadığını ancak kararı bilgi notu halinde Eğitim Enternasyonali, Avrupa Sendikalar Konfederasyonu ve ILO’ya gönderdiklerini kaydetti.
AA
Yayın Tarihi : 25 Mayıs 2005 Çarşamba 13:49:17


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?