Yargıtay rejim tehlikesi görmüyor

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, ''Türkiye'de bir rejim tehlikesi görüyorum diyemem. Böyle birşeye girmenin zamanı ve zemini olmadığını düşünüyorum'' dedi.

Makamında gazetecilerler bir araya gelen Gerçeker, "Türkiye'de bir rejim tehlikesi görüyor musunuz?" sorusuna, "Türkiye'de bir rejim tehlikesi görüyorum diyemem" yanıtını verdi.

"Böyle birşey olmadığı için mi yoksa bulunduğunuz konum itibarıyla mı?" sorusu üzerine de Gerçeker, "Böyle bir şey söylemem mümkün değil. Birey olarak da Yargıtay Başkanı olarak da... 'Olmaz' diye birşey yok, yani böyle birşey söylemeniz mümkün değil" ifadesini kullandı.

"Onu söylediğiniz zaman olayları çok farklı değerlendirmeniz lazım" diyen Yargıtay Başkanı, "Yani böyle birşeye girmenin zamanı ve zemini olmadığını düşünüyorum" diye konuştu.

Bir gazetecinin, "Bunun zamanı ve zemini ne zaman?" sorusu üzerine de Gerçeker, "Yargıtay Başkanlığı'ndan ayrıldığım zaman..." dedi.

Gerçeker, bu konularla ilgili belli mesajlar vermenin kendi görevleri olduğunu, ancak bunların sık sık yinelenmemesi gerektiğini söyledi.

Gerçeker, "Ben bu kurumu temsil ediyorum. Yetkili kurullarımız var. O kurullarda bunlar konuşulmalı. Benim tek başıma söylemem olmaz. Bizim yetkimiz dışında değil. Cumhuriyet'in getirdiği kazanımları hepimizin koruması ve kollaması gerekir. Bu herkesin görevidir" diye konuştu.

Yargıtay Başkanlığı'na seçilen Hasan Gerçeker, 8 Şubat'ta, Yargıtay'ın tarihinde ilk kez düzenlenen mazbata töreninde yaptığı konuşmada, 'Hurafelerle dolu bir sisteme geri dönüş çabalarına geçit vermememiz gerekir' demişti.

Gerçeker, üniversitelerdeki türban düzenlemesi konusunda, olayın basit bir türban sorunundan ibaret olmadığını kaydederek, "Bilim ve teknolojinin bu kadar ileri seviyeye ulaştığı çağda, tanrının verdiği aklı, zekayı kullanarak doğruları bulmak yerine hurafelerle dolu bir sisteme geri dönüş çabalarına geçit vermememiz gerekir. Cumhuriyet ilkelerine gönülden bağlı hiçbir devlet yetkilisinin bu düşüncede olduğunu aklımdan bile geçirmek istemiyorum" şeklinde konuşmuştu.