17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Yargıtay'dan 23 yıllık Dev - Yol davasına bozma

23 yıllık Dev-Yol davası, AB`ye uyum kapsamında yapılan düzenlemeler ışığında bozuldu. Dev-Yol davasının temyiz duruşmasına Yargıtay 11. Ceza Dairesi`nde devam edildi. Davanın bu duruşmasına Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi`nin mahkumiyet kararı verdiği 23 sanıktan 9`u katıldı.

SAVUNMA YAPAMADILAR

Davanın başından bu yana tartışılan kayıp klasörler ve dosyanın incelenmesine yönelik sorunlar, Yargıtay 11. Ceza Dairesi`nin klasörlere özel bir oda ayırmasına rağmen aşılamadı. Sanık avukatları, dava dosyalarının bir çoğunun kayıp olması nedeniyle dosyaları inceleyemediklerini bildirdi. Avukat Şenal Saral, Dev-Yol davasının 1982 yılında Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı`nın 475 klasörle başlandığını, ancak geçen süreler içinde bu klasör sayılarında değişiklikler olduğunu bildirdi. Avukat Saral, Ankara Ağır Ceza Mahkemesi`nde 1996 yılında yapılan yargılamada 488 klasörden bahsedildiğini, bu sayının Ocak 1997`de 470`e indiğini, Mayıs 1997`de ise 740 adete çıktığını bildirdi. Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi`nin bu tarihin ardından Yargıtay 11. Ceza Dairesi`ne yazdığı yazıda 465 klasörden bahsettiğini anımsatan Saral, mahkumiyetlere temel oluşturan klasörlerin sayılarının davanın açılışından bu yana tam olarak bilinemediğine dikkat çekti. Saral, ortalama 35 klasör ve 1 rosyanın ortada bulunmadığını belirtti. Sayfa numaralarının da birbirini tutmadığını kaydeden Saral, ``Bu durum, adil yargılamanın ihlalidir`` dedi.

ÇUVALLAR AÇILMAMIŞ

Avukatlar ayrıca, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi`nden Yargıtay`a gönderilen dosyaların bulunduğu çuvalların açılmadığının saptandığını belirterek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı`nın dosyaları incelemeden tebliğname hazırladığını öne sürdü. Avukatlar, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi`nin 23 sanığa 16 Temmuz 2002`de idam cezası verdiğini, 3 Ağustos 2002 tarihinde idam cezasının kaldırıldığına dikkat çekti. Anayasa değişiklikleri ile Türk Ceza Yasası`na yönelik değişikliklerin de sürdüğünü anımsatan avukatlar, süre istedi.

DAVADA DOĞANLAR AVUKAT OLDU

Avukatlar, 24 senedir sürdürülen dava kapsamından sanıkların yıllardır kaygı ve endişe ile yaşadıklarını belirtti. Avukat Saral, ``Dava başlarken doğmamış çocuklarım bugün üniversiteye gidiyor. Dava başladığında yeni doğan çocuklar, bugün avukat olarak onları savunuyor`` dedi.

DAVANIN SANIKLARI DEĞİL MAĞDURLARIYIZ


Duruşmada, sanıklar da savunmalarını yaptı. Sanıklardan Erdoğan İneç, savunmasına başlarken bir an durakladı ve ``Aradan 24 yıl geçti şimdi ben hangi bulgu ve belgelerle savunma yapayım`` dedi. Ayrıntılı savunma yapamayacağını belirten İnenç, beraatini istedi. Sanıklardan Cahit Akçam ise ``Biz bu davanın sanıkları değil, mağdurlarıyız. Irak`ta gördüğünüz insanlara uygulanan işkence bizim yaşamımızdı. Biz daha kötülerini yaşadık`` dedi.

EMPERYALİZME HAYIR DEDİM, SUÇ OLDU


Nuri Ramazanoğlu ise ``Ben bu memleketin çocuğuyum. Anam, babam bu memleket için emperyalizme karşı mücadele etti. Amcam Çanakkale`de, dedem Bakü`de şehit düştü. Ben nasıl olur da emperyalizme karşı çıkmam. Ben bunları söyledim. Dosyada üzerime yüklü hiçbir eylem yok. Biz bunları söylemenin suç olduğu bir dönemde yargılandık. Bunları söylediğimiz için apoletler kafamızı kopardı. Ama susmadık. İşkence gördük. Orak`ta ABD emperyalizminin yaptığı işkenceyi herkes gördü. O durumdayken, düşmanlıkla emniyet ifadeleri oluşturuldu. Bizim özgürlük, barış isteklerimizi boğmak ve kendi iktidarlarını sağlamlaştırmak için bunları yaptılar`` dedi. Ramazanoğlu, mahkemeye yönelik eleştirisini ise ``Sıkıyönetimde insanlık dışı yargılanırken, şimdi o dönemleri arar olduk`` sözleriyle dile getirdi.

İŞKENCE İZLERİ HALA VÜCUDUMDA

16 yaşında afiş asarken gözaltına alınan ve 24 yıldır bu dava kapsamında idamla yargılanan Nurettin Aytuğ ise savunmasında yargılamaya yönelik büyük tepkisini dile getirdi. Mahkumiyetine temel oluşturulan Emniyet ifadesinde 1979 yılında Dev Genç örgütüne üye olduğunun yazıldığını söyleyen Aytuğ, bu dönemde 16 yaşında olduğunu ve afiş asarken cinayet suçlamasıyla gözaltına alındığını söyledi. Aytuğ, ``Oysa o zaman öğrenciydim. Eğitimde fırsat eşitliği istedim. Eğitimde fırsat eşitliği afişlerini asıyordum`` dedi. Henüz 16 yaşındayken, türlü işkencelere maruz kaldığını söyleyen Aytuğ, elini beline ve omuzlarına vurarak ``Bakın o işkence izleri hala vucuodumda`` diye bağırdı. Aytuğ, ``Siz televizyonun beyaz perdesinde Irak`taki işkenceleri izlerken `Ayy ne kadar kötüymüş` dediniz. Ben onları 16 yaşımda yaşadım`` diye konuştu. Turhan Yalçın da mahkumiyetine temel oluşturulan Emniyet raporları ve diğer ifadelerin Yargıtay`a ulaştırılan dosyalar içinde bulunmadığını belirtti. Diğer sanıklar da dosyaların eksik olduğuna ve yasal düzenlemelere dikkat çekerek, davanın bozulmasını istedi. Sanık ifadelerinin ardından, Yargıtay 11. Ceza Başkanı Ersan İlker, kararın açıklanacağını belirterek, avukatlara son sözlerini sordu. Avukatlar ise dosyanın incelenemediğini ve savunma yapacak durumda olmadıklarını kaydetti.

YARGITAY`DAN AB UYUMLU BOZMA

Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanı Ersan Ülker, sanıklara Türk Ceza Yasası`nın 146`ncı maddesi uyarınca verilen idam cezası karşısında, Anayasa`nın 38. Maddesinde ölüm cezasının kaldırılmasına yönelik düzenleme ile AB`ye uyum kapsamında çıkarılan 5179 sayılı yasalara dikkat çekti. Ülker, ayrıca, idam cezasının yerine getirilen müebbet hapis cezasının uygulanmasına yönelik 4771 Sayılı yasanın yeniden yorumlanması ihtiyacı doğduğundan oybirliği ile 23 sanık hakkında Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi`nin verdiği mahkumiyetin bozulmasının kararlaştırıldığını açıkladı.

SIKIYÖNETİM MANZARALARI YARGITAY`DA DA SÜRDÜ


Öte yandan, 1982 yılından bu yana, gerek sanıklar gerekse de sanık avukatlarının savunma yapmalarına yönelik karşılştığı sorunların Yargıtay`da başlayan bu yargılamada da sürdüğü ortaya çıktı. Avukatlar, Yargıtay`da 19 Mart tarihinde yapılan ilk duruşmada, dosyayı inceleyemediklerini öne sürmüş, bunun üzerine Yargıtay 11. Ceza Dairesi dosyalar için ayrı bir oda hazırlandığını ve önüne TBB tarafından bir fotokopi makinesi konarak avukatların inceleme yapmasına olanak tanındığını belirtmişti. Avukatlar, bunun üzerine dosyayı incelemek için gittikleri 29 Mart gününde kendilerine görevliler tarafından ``dosyalar hazır değil`` cevabı verilerek geri gönderildiklerini bildirdi. 7-8 nisan günlerinde dosyaların incelenmesi için tekrar Yargıtay`a gelen avukatlar bu sefer dosyaların bulunduğu odaya alındı ancak ilginç bir manzarayla karşılaştı. Burada dosyaların oldukça düzensiz, karışık bulan avukatlar, sayfaların birçoğunun yırtık olduğunu tespit etti. Bunun üzerine tutanak tutuldu. Avukatlar, söz konusu dosyaları incelemek için fotokopi makinesinden de yararlanamadı. Çünkü, yaklaşık 35 milyarlık fotokopi masrafını karşılayamadılar. Avukatlar, fotokopi masrafı için başvurdukları Türkiye Barolar Birliği ve Adalet Bakanlığı`ndan ise yanıt alamadılar
sansursuz.com
Yayın Tarihi : 28 Mayıs 2004 Cuma 15:00:48
Güncelleme :28 Mayıs 2004 Cuma 15:14:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?