18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Yasalarla orman yağması e mafya düzeni

Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan İstanbul, siyasetçilerin toplum yararı yerine kişilerin yararını ön planda tutması nedeniyle yağmalandı. Büyük Marmara depreminden sonra zenginler, kentin elde kalan son ormanlarının bulunduğu kuzeye yönelip "uydu kentler" kurdular ve kentte yaşayanlar her yıl artan göçün baskısıyla yeşil alana hasret kaldılar.

Ayrıntıları Cengiz YILDIRIM imzalı Cumhuriyet gazetesinin haberinden alıntılayarak aktarıyoruz:

İstanbul’un ormanları, sık sık değiştirilen yasalar, özel tahsisler, boğaz köprüleri, satılması beklenen 2B alanları, yağmacı sermaye ve arazi mafyası ilişkileriyle birlikte siyasi iktidarların seyirci kalması sonucu talan edildi.

Topluma ve kente karşı işlenen her türlü suç, siyasi iktidarlar tarafından örtbas edildi.

Dünya kenti İstanbul, rant çevrelerinin zorlaması sonucu da ’’megaköye’’ dönüştü.

Boğaz köprülerinin inşası, yağmacı sermaye ve arazi mafyasının baskısı sonucu gerçekleşen talan, İstanbul ormanlarında Sultanbeyli gibi bir ilçe, Çavuşbaşı ve Akfırat gibi de beldeleri yarattı.

Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan İstanbul, siyasetçilerin toplum yararı yerine kişilerin yararını ön planda tutması ve yapılan imar planları ile yağmalandı. Büyük Marmara depreminden sonra zenginler, beklenen İstanbul depremi nedeniyle de kentin elde kalan son ormanlarının bulunduğu kuzeye yönelip ’’uydu kentler’’ kurdular ve kentte yaşayanlar her yıl artan göçün de basıkısıyla yeşil alana hasret kaldılar.

Yağma yöntemleri

1950 yılında 1 milyon 166 bin 477 olan İstanbul’un nüfusu 15 milyona yaklaşırken kentin tarihi ve kültürel değerleri, su havzaları yok ediliyor, akarsuları, denizleri ve havası hızla kirletiliyor. Eski Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Salih Sönmezışık ’ın verdiği bilgiye göre, İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü sınırları içinde açma, yerleşme, işgal ve faydalanma suç tutanaklarına göre yitirilen orman alanları akıl almaz boyutlara ulaştı.

İstanbul ilinde en fazla orman kıyımı, 1975-1979 ile 1984-1990 ve 1992 yılından sonraki 3 ayrı dönemde gerçekleşti. 1975-1979 yıllarında ulaşıma açılan 2. Boğaz Köprüsü, yaşama ilk kez geçirilen 2. madde uygulamaları, 1973 yılında çıkarılan 1744 sayılı yasa ile ’’orman niteliğini kaybeden alanların orman sınırları dışına çıkarılması’’ yağmayı hızlandırdı.

İstanbul’daki toplam 49 özel orman alanının da yapılaşmalar nedeniyle elden çıkmak üzere olduğuna dikkat çeken Salih Sönmezışık, Beykoz’daki Saip Molla Ormanı’nın yüzde 6 yapılaşma ile betonlaştığını, Kartal’daki Göçbeyli Özel Ormanı’na Formula 1 tesislerinin yapıldığını, Beykoz’daki Serdaroğlu Özel Ormanı’nı ise çok yakında benzer tehlikeler beklediğini dile getirdi. Türkiye’de ormanların salt açma, yerleşme, yangınlar nedeniyle yok edilmediğini, kamu yararı adı altında, her türden yatırıma tahsis edilen orman alanlarının miktarının da diğer yollarla gerçekleştirilen talan ile eşdeğer olduğuna dikkat çeken Salih Sönmezışık, ’’Nüfusun gelişmesi nedeniyle artan hizmet ve yatırımlara alan kalmadığı için gözler ormanlara çevrilmiş, böylece İstanbul, ’ormanları tahsis edilen’ illerin ilk sıralarına yerleşmiştir. Şu anda maden, taşocağı, yol, su, isale hattı, bina, vakıf üniversitesi, turistik tesis, spor kompleksi vb. birçok yatırım için yaklaşık 1500 kişiye 198 bin dekar genişliğindeki ormanlık alanlar 49 yıllığına kadar varan izinlerle yok edilmiştir. Bu alan İstanbul ilindeki devlet ormanlarının yüzde 8.2’sini oluşturmaktadır’’ diye konuştu.

500 bin dekar orman yitirildi

2B uygulamaları ile 172 bin 370 dekar, orman tahsisleriyle 198 bin dekar, işgal altındaki alanlar ile 123 bin 228 dekar olmak üzere toplam 493 bin 598 dekar ormanlık alanın fiilen yitirildiğini vurgulayan Salih Sönmezışık, şöyle devam etti: ’’Ayrıca 18 Kasım 1983 tarihinde yayımlanan 2960 sayılı Boğaziçi Yasası, boğaziçi alanındaki ormanlarda intifa ve irtifak hakkı tesis edilemeyeceği, ayrıca bu alanlarda 2B uygulaması yapılamayacağının öngörülmesine karşın bu alanlarda 3860 dekar 2B uygulaması yapılmış, boğaz öngörünüm bölgesinde izin ve irtifak verilmiştir. Beykoz’daki Mihribat ormanı da Albayraklar’a kiralanmıştır.’’

Boğaziçi Yasası da koruyamadı

Türkiye’de uygulanan ormancılık politikasını ve orman yağmasını bölge bölge dolaşarak dia gösterileri ile anlatan Sönmezışık, İstanbul’un ormanlarını Boğaziçi Yasası’nın da koruyamadığını belirterek özetle şu görüşlere yer verdi: ’’2. boğaz köprüsünün hazırlık çalışmalarının başladığı 1987 yılından 1996 yılına kadarki 10 yıllık sürede, Boğaz’ın yalnızca doğu yakasında, TEM Otoyolu’nun kuzey ve güneyinde, 3005 adet, yeni orman içi açma ve yerleşme suçu işlenmiş bu eylemler sonucu 4 milyon 610 bin 937 metrekarelik orman alanı traşlanarak veya yakılarak yok edilmiştir. Yine aynı bölgede yapılan talan sonucu ’orman niteliğini kaybettiği’ gerekçesi ile 118 milyon 560 bin metrekarelik alan orman rejimi dışına çıkarılmıştır. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi yine bu bölgede 55 milyon 700 bin 415 metrekarelik orman alanı, kamu yararı nedeni ile kişi ve kuruluşlara tahsis edilmiştir.

Yalnızca 2. köprü nedeni ile ve sadece Anadolu yakasında İstanbul’un 171 milyon 559 bin 352 metrekarelik orman alanı yok edilmiştir. Sonuçta söz konusu uygulamalar nedeniyle, İstanbul ormanlarında Sultanbeyli gibi bir ilçe, Çavuşbaşı ve Akfırat gibi de beldeler doğmuş ve gelişmeye devam etmektedir.’’


CUMHURİYET
Yayın Tarihi : 22 Mart 2005 Salı 12:48:35
Güncelleme :22 Mart 2005 Salı 12:51:44


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?