19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Yatakta bu kadın bırakılır mı?

Pınar Altuğ ile Yağmur Atacan 12 Nisan'da evleniyorlar ve Hürriyet'ten Ayşe Arman'ın da soracak soruları vardı! İşte Arman'ın röportajı:

O bir hedefti. Herkesin gözünde. Kendisinden büyük kadını seven adamdı. Parmaklar hep onu gösteriyordu.

Üstelik bitip geçen bir konu da değildi, sürekli işlendi. Ama o genç görüntüsünün aksine çok olgun davrandı, şövalye gibi. Bu ilişkiyi iyi taşıdı. Afferin ona. Yağmur Atacan’la röportaj yaparken gördüm ki, Pınar Altuğ çok şanslı. Ona hesapsız, kitapsız aşık olan biri var karşısında. Şartlı cümleleri fazla kuran bir erkek değil, öyle yaparsa böyle olur, şöyle yaparsa öyle... Hayır, doğrudan, içinden geldiği gibi konuşan, davranan biri. 12 Nisan’da evleniyorlar. Onlar ermişler muratlarına, biz çıkalım kerevetlerine...

Pınar ile nerede tanıştınız?

- Sette.

Nesinden etkilendiniz?

- Geyik gibi duracak ama arkadaşlığından. İkimizin de problemleri vardı. İkimiz de ayrılmak istiyorduk, birbirimizle ilişkilerimizi nasıl bitirebileceğimizi konuşuyorduk. Dert ortağıydık. Derken, set dışında da görüşmeye başladık.

Bir elektriklenme yok mu?

- Pınar gibi güzel bir kadından söz ediyoruz, olmaz mı? Benim açımdan var, ama emin de değilim, ya o bir şey hissetmiyorsa? Söylemesem mi? Elimi eline yanlışlıkla değdirmesem mi... diye kıvranırken, magazin basını imdadıma yetişti.

Nasıl yani?

- Daha biz, kendimizi birbirimize yakıştırmamışken, onlar bizi yakıştırdılar! Ve tabii benim hayatımı kolaylaştırdılar. İtiraflar yapıldı, biz gazı aldık, ilişkimiz başladı. İyi ki de başladı.

Peki ilişkinizin başlamasından sonra nesinden etkilendiniz: Dişiliğinden, memelerinden, gözlerinden, tecrübesinden, şefkatinden, koruyuculuğundan, cesaretinden, pratikliğinden, bir sürü şeyi halledebilmesinden...

- Hepsinden, tamamından. Kendi ayakları üzerinde durabilen bir kadın Pınar. Güçlü bir kadın. Bağımsız bir kadın. Bence bunlar çok hayranlık verici. Ama Pınar gibi bir kadın, bir erkeği korkutabilir de. Hatta korkutmalı.

Siz neden korkmadınız?

- O da zaten, ben korkmadığım için benimle birlikte galiba! Ama bazen kıyafetinden tarzına kadar ona hiç karışmamama şaşırıyor...

"Bu kadını çok uzun süre elimde tutamam, çeker gider" gibi endişeler var mı?

- Evet, esprisini de yapıyorum, "Bana bak, beni terk edip gideceksen söyle" diyorum. O da bana "Ne o! Sen terk edeceksin galiba, alt- yapı mı yapıyorsun?" diyor ve çocuk gibi alt dudağını öne doğru uzatıyor...

Aranızdaki 8 yaş fark hiç mi sorun olmadı?

- Pınar 8 yaş büyükmüş gibi davranmıyor ki. Üzerinde elbiseler, tuvaletler varken "Vay be ne kadın!" diyorsun, ıslık çalıyorsun ama bir de evdeki halini gör, çocuk gibi. Komik ve eğlenceli. Onunla sıkılmana imkan yok. Bize "Niye bara filan gitmiyorsunuz?" diyorlar. Niye gidelim, bazen gecenin 12’sinde evi bara çeviriyoruz, millet bize geliyor.

Pınar’da potansiyel sağlam, onu gördüğüm için aldım zaten!

Sizin kişiliğinizin en büyük özelliği...

- Sadık bir adamım ben. Monogamım. Evden hoşlanırım. Uzun ilişkiler yaşarım. Daha önceki ilişkim de 5 yıl sürdü. İdare edilen bir adam olmadım, paylaşımcı bir adamım.

Ekrandan bize yansıyan şirin, çocuksu bir adam.

- Yok, dış görünümüm ruhumla bağdaşmıyor fazla.

Nasıl yani?

- Ekran yüzü olarak gencim. Ama içim öyle değil.

Ruhunuz yaşlı mı?

- Evet kesinlikle. Bazen kendimi fazla bilinçli hissediyorum. Bazen benden 10-15 yaş büyük ve bir yerlere gelmiş insanların, nasıl bu kadar salak ve boş olduklarını anlayamıyorum.

Şu anda kaç yaşındasınız?

- Ben 26’yım, Pınar 34.

Tutkulu bir adam mısınız?

- Evet. Ama heyecansız bir adamım.

O nasıl oluyor?

- Ben hiç heyecanlanmayan biriyim, karakter olarak öyleyim. Canlı yayında heyecanlanmam, yarışmada heyecanlanmam, kalabalık önünde heyecanlanmam, sınavda heyecanlanmam. Ben halimden memnunum da, Pınar bazen sinir oluyor, "Bak daha önce görmediğin bir ülkeye gidiyoruz, daha önce yapmadığın şeyleri yapacağız, nasıl bu kadar sakin olabiliyorsun!" Elimde değil, ben öyleyim. Ya da hep sahip olmak istediğim bir şeyi alıyor, coşku göstermemi istiyor. Seviniyorum ama normal insanlar gibi heyecanlanamıyorum. İlk defa onu isterken heyecanlandım. Benim anneannem onu, onun anneannesinden istedi. Konuşuyorlar da konuşuyorlar. "Eyvah" dedim "Bu iş uzadı, çocukluk anılarımızı anlatmaya başlayacaklar, pipisi şu kadardı diyecekler..." Allahtan öyle bir şey olmadı. Ama hayatımda ilk defa o nişanda heyecan yaptım.

Acaba çok televizyona çıktığınız için mi bu kadar sakin ve heyecansızsınız. Alışık olduğunuz için mi?

- Yok, tamamen karakter özelliği. Çok uzun seneler barlarda davul çaldım. Orada da heyecanlanmıyordum. Ben ilkokul 2’de, masal anlatma yarışmasında Türkiye üçüncüsü oldum, o zaman heyecanlanmadım. İnsanların önünde konuşmak beni heyecanlandırmıyor.

Ailedeki diğer bireyler...

- Annem de benim gibidir. Bir sabah oturuyorum, geldi en sakin haliyle "Sen Pınar’la mı berabersin?" dedi. "Hürriyet geldi mi bugün, kapıya baktın mı?" der gibiydi. "Evet" dedim. "Ha tamam" dedi, içeri girdi, işlerini yapmaya devam etti. Anlatabiliyor muyum? Sakindir.

Peki babanız?

- Subay emeklisi. O da sabırlı bir adam. İlişkimizi gazeteden öğrenmiştir. Babam artık İstanbul’da yaşamıyor, Bodrum Turgutreis’te balık tutuyor. Bizimkiler boşandıktan sonra onunla pek görüşemiyorum, yeniden evlendi, başka bir hayatı var.

Aranızdaki 8 yaş farkın sürekli başınıza kakılacağını biliyorsunuz herhalde...

- Yoo, bilmiyordum. Bana normal geldi. Benim daha önce de 8 yaş büyük sevgilim oldu.

8 yaşla kuşak farkı olacak hali yok ama...

- Tabii ki yok, ama bu aramızda espri konusu oluyor. Bazı çizgi filmler var, o çizgi filmdeki karakterler benim küçükken kahramanım olmuş, Pınar tabii o yıllarda koca kızmış. Ya da bazı diziler var, Pınar biliyor, ben bilmiyorum. Genel kültür olarak biliyorum ama Küçük Ev’i izlemedim, aynı şekilde Dallas’ı ve Bonanza’yı da. Yetişemedim. Ben Yalan Rüzgarı’nı biliyorum, o da bana gülüyor.

Yol gösterme, manipüle etme, domine etme... Bu tür şeyler var mı ilişkinizde?

- Pınar, basınla ilişkiler konusunda bana yol göstermeye çalışıyor. Çünkü benden daha tecrübeli. O, gazetecilerle konuşurken doğru kelimeleri buluyor, kendini benden çok daha iyi ifade ediyor. Ve en önemlisi meseleyi, kendisi nasıl okumak istiyorsa öyle anlatıyor. Ben ise felaketim, felsefe okuyor olmamdan mıdır nedir, düz konuşamıyorum, her şeyi karmakarışık anlatıyorum. Ondan öğreneceğim çok şey var bu konuda.

Bunun dışında... Ne yapacağınıza, ne giyeceğinize karışır mı?

- Yok canım. Kıyafet konusunda o bana sorar. Dominant bir tarafı yok. Pınar’ın bazı doğruları var, onların yapılmasını istiyor. Benim de var ama ben ondan daha esneğim. O daha kararlı.

12 Nisan’da evleniyorsunuz. Niye? "Umut verdim evlenmezsem ayıp olur" diye mi?

- Yok canım. Hayatımın kadınını buldum, o yüzden. Bir gün ayrılsak bile doğru kadın. Acayip fedakar, verici. Öyle böyle değil.

"Zaten evli gibiyiz, niye evlenmemiz gerekiyor?" diye düşünmediniz mi?

- "Neden imza atıyoruz!" diye düşünenlerden değilim ben. Aksine "İmza atsak ne olur ki, ne fark eder ki, hadi atalım" diyenlerdenim.

Bazı adamlar için evlilik, çocuk... Basan şeyler, fena şeyler... Sanki karizması çizilecek, bütün özgürlüğü elinden gidecek...

- Ben evlilikten korkmuyorum. Sevdiğim kadından çocuklarım olması fikrine bayılıyorum. Üstelik erken baba olmak istiyorum.

Bazı adamlara bir kadın yetmez. Sanırım siz, onlardan da değilsiniz!

- Her adama, Pınar gibi bir kadın yeter! Ben ona yetecek miyim, asıl ben bunu düşünüyorum.

Hiç bencillik yaptığınız olur mu?

- Oluyor. Bazen onu çok özlüyorum, bensiz yaptığı şeylere dahil oluveriyorum. Evde play station oynuyorum mesela, o da arkadaşlarıyla buluşmuş, zannedersin ki haftalardır görüşmüyoruz, atlayıp yanına gidiyorum. Bencillik belki, ama yan sokakta olsa bile özlüyorum.

Bu kadar çok aşık olduğunuzu bilmiyordum.

- Öyle, öyle. Ben ona çok aşığım.

Pınar ne kadar taş gibi olsa da, kadınlar daha çabuk çöküyor ve yaşlanıyorlar.

- Benim hiç öyle dertlerim yok. 10-15 yıl sonra da ona olan aşkım devam edeceği için, bir defosu olsa da göremeyeceğim. Zaten herkes diyor ki, "İlişkinizin başından beri sen hızla aranızdaki yaş farkını kapattın!"

Neden öyle diyorlar?

- Çünkü 10 kilo aldım. Eskiden yalnız yaşıyordum, uykuyu seven bir adam da değilim, yatakta yalnız uyanmak da keyifli bir şey değil, kalkıp parkta koşuyordum. Ya da geceleri beraber uyuyacağım biri olmadığı için, basket maçına gidiyordum, halı sahada maç yapıyordum. Şu anda işler farklı tabii: Böyle bir kadınla uyandığınızda, koşmaya gider misiniz? Ya da akşam onu yatakta yalnız başına bırakıp, halı sahada top peşinde koşar mısınız? Koşmazsınız!

Pınar’la beraber olduktan sonra kadınların size ilgisi arttı mı?

- Kadınların ilgisiyle hiç ilgilenmedim ki. Bilmiyorum.

Gerçekten bu kadar kör kütük aşık mısınız?

- Evet. Başka hiçbir kadını istemiyorum. Zaten başka bir kadını fark etmem için önce görmem lazım. Ama ben kimseyi görecek halde değilim.

Ona ne kadar güveniyorsunuz?

- Kendime güvendiğimden daha fazla.

Siz, etrafınızda sevgilisini böyle anlatan bir adam görüyor musunuz?

- Erkekler sevgililerini anlatmayı sevmiyorlar değil mi? Bence gocunulacak bir durum yok, sevdiğim kadını neden anlatmayayım? Zaten ben severken, başkası yaşadıklarımızı okumaktan ve iç geçirmekten başka bir şey yapamaz!

Seks, ilişkinizde kaçınca sırada?

- Uyumaktan önce geliyor. Haliyle... Yatak odasında birinci sırada!

İnsanın kendisinden büyük bir kadınla birlikte olmasının seksüel açıdan avantajları var mı?

- E var. Ehliyeti 18 yaşında alanla 30 yaşında alan arasında, arabaya hakimiyet açısından fark olur.

Hürriyet
Yayın Tarihi : 23 Şubat 2008 Cumartesi 20:36:30
Güncelleme :23 Şubat 2008 Cumartesi 20:45:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?