YÖK'ten Mısır'daki 'El Ezher' Üniversitesi'ne din istismarcılığı suçlaması

Yükseköğrenim Kurulu’nun (YÖK) ’şeriat’ eğitimi verdiği gerekçesiyle denkliğini tanımadığı Mısır’daki El- Ezher Üniversitesi’nin Fransa’daki başörtüsü yasağını haklı bulması yeni bir tartışma başlattı.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu, El-Ezher Üniversitesi Şeyhi Tantavi’yi ’din istismarı’ yapmakla suçladı.

Mısır’daki El Ezher Üniversitesi’nin, Fransa’nın devlet okullarında başörtüsünü yasaklama hakkı bulunduğunu açıklaması yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Fransa’daki başörtüsü yasağını haklı bulan ve ’Bu onların hakkıdır ve ben buna karşı çıkamam’ diyen El-Ezher Üniversitesi Şeyhi Muhammed Seyid Tantavi, Türkiye’deki ilahiyatçıların tepkisine yol açtı.

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu, Tantavi’nin açıklamalarının başrolünü kendisinin oynadığı bir senaryo olduğunu belirterek, El-Ezher Üniversitesi’nin Mısır’daki fonksiyonunun statükoyu korumak, sağlamlaştırmak ve payandalamak olduğunu kaydetti. Kırbaşıoğlu, "Daha vahimi artık El-Ezher’in Fransa gibi hristiyan ve eski sömürgeci, yeni neo-kolonilaist yabancı güçlerin statükolarını desteklemeyi de üzerine almış görünmesidir. Durumu iyice çirkinleştiren bir başka husus ise, bunun ’dinin alet edilerek’ yani açık bir din istismarı suretiyle yapılmış olmasıdır. Bir o kadar çirkin olan ise, 30-40 yıldır İslam ülkelerini talan etmek için planlar yapıp durduğu bugünlerde açığa çıkmış olan emperyalist ABD ve İngiltere dahil, İtalya ve Almanya gibi ülkeler Fransa’daki bu gelişmeleri laiklik açısından bir geriye gidiş-bizdeki deyimiyle ’gericilik’ ve özgürlük karşıtı bir çaba olarak nitelendirip, tepkilerini açıkça ortaya koyarken, el-Ezher Şeyhi’nin bu tavrı ’kraldan ziyade kralcılık’ benzetmesini hatırlatmaktadır" dedi.

İnsanlık tarihi boyunca özgürlüklerin, adalet ve eşitliklerin savunucusu ve statükolara karşı sürekli devrimin öncülerinin peygamberler olduğuna işaret eden Kırbaşoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Bunların sonuncusu olan Hazreti Peygamber, ümmeti arasından böyle birinin çıktığını görseydi acaba ne yapardı? Adı geçen batılı ülkelerin bile karşı çıktığı bu karar karşısında Fransa’nın çaresizlik içinde İslam dünyasından destek arayışına girmesini belki anlayabiliriz, ama el-Ezher Şeyhi’nin bu tutumunu anlamak izah etmek mümkün değildir. Her halde onun bu durumunu, Mısır’a giden hemen herkesin her yerde duymaya alışkın olduğu ve Mısır halkının yüzyıllardır maruz kaldığı ezilmişlik ve sömürülmüşlüğün bir dışavurumu olan ’eyyü-hıdme-başka emriniz var mı’ ve ’tahte-emrik-emrinize amadeyim’ sözlerinde ifadesi bulunan bilincin politik bir uzantısı olarak görmek gerekir".