18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Yüce Divan’da ilk başbakan

Eski Başbakan Mesut Yılmaz ve eski Devlet Bakanı Güneş Taner’in “Türkbank ihalesine fesat karıştırmak”tan Yüce Divan’da yargılanmasına başlandı. Mahkeme usule ilişkin itirazları reddetti.


Mesut Yılmaz, saat 09.50’de duruşmanın yapılacağı salona geldi. Yılmaz salona girince, duruşmayı izleyen ANAP’lılar ayağa kalktı. Yılmaz ve avukatları duruşmada kendilerine ayrılan bölüme geçtikten sonra Güneş Taner ve avukatı salondaki yerini aldı. Güneş Taner, yerine oturmadan önce Mesut Yılmaz ile tokalaştı.

İlk defa bir eski başbakanı yargılayan Yüce Divan heyeti, Başkan Mustafa Bumin, Başkanvekili Haşim Kılıç, üyeler Sacit Adalı, Fulya Kantarcıoğlu, Tülay Tuğcu, Fazıl Sağlam, Serdar Özgüldür, Ahmet Akyalçın, Mustafa Yıldırım, Mehmet Erten, Necmi Özler’den oluşuyor.

Duruşmaya, Mesut Yılmaz ve avukatları Uğur Alacakaptan ve Aydın Metin ve Güneş Taner ile avukatı Ömer Lütfü Avşar katıldı.

İddia makamında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili Abdurrahman Yalçınkaya ve Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Çetin Aslan bulunuyor.

YILMAZ’IN AVUKATI ALACAKAPTAN’IN USULE İLİŞKİN İTİRAZLARI

Davada, Yılmaz’ın avukatı Uğur Alacakaptan, usule ilişkin itirazlarını tamamladı.

Alacakaptan, TBMM Araştırma Komisyonu’nun, belli bir konuda TBMM’ye bilgi vermek amacıyla kurulduğunu belirterek, komisyonun ”delil toplayacağım” diye yeniden hazırlık tahkikatı yaptığını savundu.

Komisyonun bir üyesinin, “Başbakan ve Bakanı temize çıkarmak için eskiden de bir komisyon kurulmuştu, biz bu yapılanların doğru olmadığını gösteren delilleri toplayacağız” dediğini aktaran Alacakaptan, bu görüşün komisyonda kabul gördüğünü anlattı.

Uğur Alacakaptan, komisyonda müvekkilinin “sanık” gibi sorguya çekildiğini, bir takım kişilerin ise “konuk” gibi ifadesinin alındığını öne sürdü.

KORKMAZ YİĞİT

Alacakaptan, Araştırma Komisyonu’nda bir aşamada, ifadesi alınan Korkmaz Yiğit’e, “Biz bazı şeyleri burada açıklayamayacağınız için isterseniz özel, ayrı bir toplantı yapalım. Biz bunları daha sonra yargılama heyetine sunarız, tutanağa yazmayız” denildiğini ileri sürdü.

“Böyle bir araştırmanın yasa ve usule uygun olduğunu söyleyebilir miyiz” diyen Alacakaptan, Araştırma Komisyonu’nun yaptıklarının ”usul ve yetki saptırması” olduğunu iddia etti.

“DELİLLER HUKUKA AYKIRI TOPLANDI”

Delillerin hukuka aykırı yollardan toplandığını ileri süren Alacakaptan, “Komisyon, hangi delili alalım, hangisini almayalım diye tartışmıştır. Biz de hala yapılanların hukuka uygun olup olmadığını tartışıyoruz” diye konuştu.

Korkmaz Yiğit’in, Araştırma Komisyonu’nun iyi çalıştığını ifade ederek, dinlenilmesi gereken bazı kişilerin ismini verdiğini savunan Alacakaptan, Araştırma Komisyonu’nun bir üyesinin, “Bu meseleyi çözebilirsek, istenilenleri yerine getirmiş oluruz” dediğini aktardı.

Araştırma Komisyonu’nun, “dedektiflik bürosu” gibi çalıştığını ileri süren Alacakaptan, “Araştırma Komisyonu’nun, Soruşturma Komisyonu’na hukuki yollardan edinilmiş hangi kanıtları verdiğini” sordu.

“YILMAZ, KOMİSYONDA SUÇLU İLAN EDİLDİ”

Araştırma Komisyonu’nun, “suçsuzluk karinesini ihlal ettiğini” söyleyen Alacakaptan, müvekkilinin Araştırma Komisyonu’nda suçlu ilan edildiğini öne sürdü. Araştırma Komisyonu’nun ardından meselenin Soruşturma Komisyonu’na geçtiğini belirten Alacakaptan, Soruşturma Komisyonu’nda yeni deliller sunulduğunu, bunlardan birinin de Türkbank ile Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun raporu olduğunu bildirdi.



Alacakaptan, İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, Soruşturma Komisyonu çalışmalarına denk düşen bir tarihte açılan davada açıklamalarda bulunan Korkmaz Yiğit, Hayyam Garipoğlu ve Güneş Taner’in beyanlarının “hadiseye ışık tutacağının söylendiğini ve bunun da delil olarak kabul edildiğini” söyledi.

Uğur Alacakaptan, “Bu dava, İstanbul 7. No’lu DGM’de 1998 yılında açılan bir davadır. Bu dava ilk Soruşturma Komisyonu zamanında incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Yeni delil değildir” dedi.

“SİYASİ AMAÇLA YAPILAN İŞLEMLER”

İlk kurulan Soruşturma Komisyonu kararına muhalif kalan üyelerin görüşlerinin yeni delil olarak sunulduğunu savunan Alacakaptan, “Ben 50 yıllık hukukçuyum, hayatımda böyle bir şey görmedim, duymadım. İnşallah bundan sonra da böyle bir şey duymam. Bu, tamamı siyasi amaçla yapılan işlemlerle huzurunuzu işgal etmekten başka bir şey değil” diye konuştu.

Alacakaptan, usul hatalarının, TBMM Genel Kurulu’ndan geçerek giderilmesinin mümkün olamayacağını ifade ederek, “Ortada fiili tüzük değişikliği vardır. Bu, hem Anayasa’ya hem de altına imza attığımız uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Yüce Divan’ın öncelikle Anayasa Mahkemesi sıfatıyla bu aykırılığı ele alması gerekir. Öncelikle bunun ele alınmasını talep ediyorum” dedi.

Uğur Alacakaptan itirazlarını, Fransız bir hukukçunun, “Siyasetin adaleti soysuzlaştırmaya başladığı noktada izlenecek en iyi yol, adaletten ayrılmamaktır” sözleriyle tamamladı.

TANER’İN AVUKATININ İTİRAZLARI

Eski Devlet Bakanı Güneş Taner’ina vukatı Ömer Lütfü Avşar usule yönelik itirazlarda bulunmayacaklarını, bunun mahkemece resen dikkate alınmasını istedi.

Duruşmaların haftada en az iki kez yapılmasını, delillerin ve tanıkların mahkemece taktir edilerek getirtilmesini isteyen Avşar, ayrıca müvekkili Taner’in duruşmalardan vareste tutulmasını istedi.

Avşar, iddianame yerine geçen TBMM Soruşturma Komisyonu raporundaki suçlamaların net olmadığını, bu nedenle raporun tavzih edilmesini talep etti.

BAŞSAVCI OK

Yılmaz’ın avukatı Uğur Alacakaptan ile Taner’in avukatı Avşar’ın istemlerine ilişkin görüşünü bildiren iddia makamındaki Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, Alacakaptan’ın daha önce aynı suçlama ile ilgili TBMM Soruşturma Komisyonu’nun Yüce Divan’a sevke gerek görmediği, bu kararın TBMM’den de geçtiği, bu nedenle davanın reddi gerektiği yönündeki istemine katılmadığını belirtti.

Önceki kararın kesin hüküm niteliği taşımadığını, ayrıca önceki suç fiilin Türk Ceza Kanunu’nun “görevi kötüye kullanmayı” düzenleyen 240. maddesi, şimdiki suçlamadaki fiilin ise “ihaleye fesat karıştırmayı” düzenleyen 205. madde olduğuna işaret eden Ok, yeni bir delil ortaya çıkması durumunda veya önceki soruşturmada hata yapılması halinde ya da önceki kararın siyasi saiklerle verildiği düşüncesi olması halinde yeniden soruşturma açılabileceğini belirtti.

YÜCE DİVAN, USULE YÖNELİK İDDİALARI REDDETTİ

Ok, Yılmaz’ın Soruşturma Komisyonu’na verdiği ifadede, aynı konudaki Soruşturma Komisyonu’nun kararından önce “gizli uzlaşmadan” bahsettiğini, ancak Yılmaz’ın bu gelişmelerden haberinin olmadığını söylediğini ifade etti. Ok, önceki Soruşturma Komisyonu’nun tarafsız olarak hareket etmediğinin Yılmaz’ın bu ifadesiyle de doğrulandığını kaydetti.

Yüce Divan Başkanı Mustafa Bumin, usule yönelik itirazların reddedildiğini açıkladıktan sonra, sanıklar ve avukatlarına savunma yapıp yapmayacaklarını sordu.

YILMAZ, SAVUNMA YAPACAK

Duruşmada daha sonra Yılmaz ve Taner’in nüfus ve adli sicil kayıtları okundu. Adli sicil kayıtları olmadığı görülen Yılmaz ve Taner, okutulan nüfus ve adli sicil kayıtlarının kendilerine ait olduğunu bildirdiler.

Yüce Divan Başkanı Mustafa Bumin, Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü’nden, eski Başbakan Yılmaz ve eski Devlet Bakanı Taner’in bu sıfatlarla görev yaptıkları dönem ve ne kadar süre görev yaptıklarına ilişkin bilgilerin kendilerine gönderildiğini bildirdi.

Duruşmada daha sonra Bumin, sanıklara savunmalarını hazırlayıp hazırlamadıklarını sordu. Mesut Yılmaz’ın savunma yapacağını ifade etmesi üzerine, duruşma ertelendi.

MECLİS’İN SEVK KARARI

Eski Başbakan Yılmaz ile eski Devlet Bakanı Taner’in Yüce Divan’a sevk kararında, “Türkbank ihalesi sürecinde ihalenin yapımında ve fiyat oluşumunda fesat karıştırmak suretiyle güdümlerinde bir medya düzeni kurmak için tüm organizasyonları gerçekleştirdikleri, böylece siyasi rant amaçladıkları, ayrıca Türkbank ihalesi ile doğrudan ilişkisi bulunmayan üçüncü şahıs konumundaki Kamuran Çörtük’e ihalede üstlendiği aracılık misyonunun karşılığı olarak Genç TV’nin bedelsiz olarak verilmesini sağladıkları” belirtiliyor.

Yılmaz ve Taner’in Türk Ceza Kanunu’nun “devlet alım-satımına fesat karıştırmak” suçunu düzenleyen 205 (10 yıldan aşağı olmamak üzere hapis), ceza artırımı ve memuriyetten men cezası öngören 219/1-4 ve 33. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları isteniyor.

Yılmaz ve Taner’in duruşması 24 Mart’a bırakıldı 


Yüce Divan’da, eski Başbakan Mesut Yılmaz ile eski Devlet Bakanı Güneş Taner’in yargılandığı dava 8 kişinin 24 Mart 2005’te tanık olarak dinlenmesine karar verildi.

Verilen aradan sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok ile sanıkların istemlerine ilişkin ara karar açıklandı.

Yüce Divan Başkanı Mustafa Bumin, Korkmaz Yiğit hakkında "çete oluşturmak ve ihaleye fesat karıştırmaktan" İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın tutanakları, Alaattin Çakıcı hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca "çete oluşturmak ve ihaleye fesat karıştırmaktan" yürütülen soruşturma ile varsa bu konuda açılmış davanın dosyasının istenmesine karar verildiğini bildirdi.

Bumin, TMSF’den, Türkbank’ın ihalesi öncesi bu bankaya ne kadar kaynak aktarıldığı, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün İçişleri Bakanlığı ve Başbakanlığa gönderdiği 3 Ağustos 1998 tarihli bilgi notlarının onaylı örneklerinin de istenmesine karar verildiğini ifade etti.

Celal Balaban, Aydın Esen, Yener Dinçmen, Adnan Yaylacı, Osman Tunaboylu, Kutlu Aktaş, Sema Erdem ve İbrahim Oktay’ın tanık olarak dinlenilmesi için davetiye çıkarılmasına karar verildiğini de belirten Bumin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ve sanıkların diğer istemlerinin gelecek duruşmada değerlendirmeyi kararlaştırdıklarını, duruşmanın 24 Mart 2005 tarihine bırakıldığını kaydetti.



AA
Yayın Tarihi : 16 Şubat 2005 Çarşamba 14:07:43
Güncelleme :16 Şubat 2005 Çarşamba 17:57:44


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?