Mersin’de Türk Bayrağı’nın yakılması girişimine kapatılan DEP’in eski milletvekillerinden Leyla Zana ve Orhan Doğan tepki gösterdi.

Hürriyet, DEHAP İl Başkanlığı ve Demokrasi Platformu tarafından organize edilen Diyarbakır’daki Nevruz kutlamalarında, Leyla Zana ve Orhan Doğan’a Mersin’deki bayrak yakma girişimiyle ilgili sorular yöneltti.

Ayrıntıları Hürriyet gazetesinin bugünkü sayısında birinci sayfada manşetten duyurduğu haberinden alıntılayarak aktarıyoruz:

Zana, yaptığı açıklamada olayın bir provokasyon olduğunu söyleyerek, "Hepimiz bu provokasyonları tersine çevirmeliyiz. Geçmişte de bu tür provokasyonlar oldu. HADEP Kongresi’nde bayrak indirme olayının bir provokasyon olduğu sonradan ortaya çıktı" dedi.

Bayrak yakma girişiminin vatanın ortak değerlerine yapılan saygısızlık olduğunu söyleyen Zana "Değerlere sonuna kadar saygılı olmak zorundayız. Bayrak uğrunda can verilen en önemli değerdir. Ben bütün değerlere saygılıyım. İki halkın değerlerine de saygılıyım. Bu provokasyonları tersine çevirip barışa katkıda bulunmak hepimizin görevidir" diye konuştu.

Orhan Doğan da yaptığı açıklamada "Bu olayın ciddi bir provokasyon olduğunu düşünüyorum. Ortak vatanımızın ortak değerlerine hepimiz saygı duymak zorundayız. Ortak değerimiz olan bayrağa saygılı olmalıyız. Ben halkımızın bu saygı çerçevesinde hareket etmesini istiyorum" dedi.

Diyarbakır’daki kutlamada, Abdullah Öcalan’ın isteği üzerine Türkiye, Irak, İran ve Suriye’deki Kürtleri tek çatı altında toplamayı hedeflediği şeklinde yorumlanan ‘Demokratik Konfederalizm’ flamasıyla Kuzey Irak’taki Kürt grupların bayrakları taşındı.

Kutlamalara yaklaşık 250 bin kişi katıldı. Kutlamaların yapıldığı alana, bölücü dövizler asıldı, Öcalan hakkında çeşitli sloganlar atıldı.

Valiyi biz seçelim

Diyarbakır fuar alanında yapılan Nevruz kutlamalarında bir konuşma yapan Leyla Zana, "Biz bu ülkenin her şeyine ortağız" diye başladı. Zana, Türkiye’de Kürt sorununun 80 yıldan bu yana inkar edildiği halde bunun sonuç getirmediğinin görüldüğünü öne sürerek, şöyle dedi:

"Erdoğan diyor ki; ‘Ben kolay kolay zihniyeti değiştiremiyorum.’ Kolluk kuvvetlerimizin annelerimi tekmelemesini engelleyemiyormuş. O zaman valileri seçimle işbaşına getir. Seçimle işbaşına gelen vali altındaki memura sözünü geçirebilir. Ya da kolluk kuvvetlerini belediyeye bağla, halk denetlesin. Ben sonuna kadar değişimi dayatacağım. Biz yeniyiz. Bizim yeni olan şeyimiz zihniyetimizdir. Büyük tecrübelerle buraya geldik. Tecrübe insanı olgunlaştırır, deneyimleştirir."

Konfederasyon flamaları

Nevruz gösterileri sırasında Güneydoğu’da bölücü örgütün elebaşı Abdullah Öcalan posterlerinin yanı sıra 3 ayrı flama açıldı. Türkiye, Suriye, Irak ve İran’daki Kürtler’i tek çatı altında toplamayı hedefleyen ‘Demokratik Konfederalizm’ hedefini simgeleyen yeşil zemin üzerindeki PKK/Kongra-Gel’i simgeleyen flama. Kuzey Irak’taki Kürt grupların kullandığı tarihteki ilk ve tek Kürt devletini simgeleyen kırmızı, yeşil, beyaz renkli şeritler üzerindeki sarı güneşi simgeleyen bayrak. PKK KONGRA/GEL’in isim değiştiren siyasi kanadı ERNK’nin flaması.

Öte yandan Namık DURUKAN imzalı Milliyet gazetesinin haberinde de konuyla ilgili olarak şöyle denildi:

DEHAP, Mersin’deki Nevruz kutlamalarında Türk bayrağının yakılmaya çalışılmasını Milliyet’in sorusu üzerine ’provokasyon’ olarak değerlendirdi. DEHAP olayla ilgili resmi açıklama yapmazken, Parti Meclis Üyesi Nurettin Yılmaz, "Bu olayı DEHAP’a yüklemek haksızlıktır" dedi.

Yılmaz, Türk bayrağını yakmaya çalışan göstericilerin partileri ile ilişkilerinin bulunmadığını savundu. "Bu son derece çirkin bir ithamdır" diyen Yılmaz, şu açıklamayı yaptı:

"Çocukların Türk bayrağını yakmasını DEHAP’a yüklemek son derece yanlıştır. Bizim Türkiye Cumhuriyeti bayrağına karşı ne bir alerjimiz, ne de inkârımız var." DEHAP Genel Başkan Yardımcısı Ali Ürküt de, "Bu olay, bir iki kendini bilmezin işi. Biz bayrağa saygılıyız, tavrımız ve saygısızlığımız olmaz. Bu olsa olsa provokasyondur. Partimizi zor durumda bırakmayı amaçlamaktadır" diye konuştu. DEHAP Genel Başkan Yardımcısı Naci Kutlay, bayrak yakma eylemini "serserice hareket" olarak değerlendirdi.