20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Zekeriya Karaman kilit adam

Almanya’daki Deniz Feneri Derneği davasının dünkü duruşmasında, Mali Polis’ten bir başkomiser dinlendi. Başkomiser, derneğe ait ’alındı’ belgelerinin çoğunun sahte olduğunu, teslim belgelerine göre, Kanal 7 TV’nin Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman’a sadece 2005-2006 arasında 755 bin Euro teslim edildiğini söyledi.

Çekilen 1 milyon 150 bin Euro’nun kime verildiğinin ise belli olmadığını söyleyen aynı Alman başkomiser, "Bağış paralarının yüzde 60’ı amaç dışı kullanılmış" dedi.

ALMANYA’da Frankfurt Eyalet Mahkemesi’nde dün görülmeye devam eden "Deniz Feneri e.V" davasının dünkü duruşmasına, soruşturma ekibinin başındaki Mali Polis Başkomiseri Alexander Böhm’ün açıklamaları damgasını vurdu. Davanın sonuçlanması, mahkeme heyetinde yer alan bir kadın hákimin yakınının trafik kazası geçirmesi nedeniyle haftaya kaldı.

Başbakan Erdoğan’ın avukatı mısın dedi

Duruşmanın başında, Kanal 7 Avrupa’nın Genel Müdürü Mehmet Gürhan’ın avukatı Jörg Haseneier, iddianamenin internet sitelerinde dolaştığını belirterek, mahkeme heyetine şikáyette bulundu. Haseneier, "Müvekkilimin sevgilisi yoktu. Bilerek bu olayı gündeme getiriyorlar. Ayrıca Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın, Gürhan’dan para aldığı öne sürülüyor. Erdoğan kuruş para almamıştır. Bu bir tercüme hatasından kaynaklanıyor olmalı" dedi.

Bu sözler üzerine mahkeme heyeti başkanı Hákim Jürgen Müller, "Siz burada Türkiye Başbakanı’nın müdafaasını yapmak zorunda değilsiniz. Yoksa sizi avukat olarak mı tuttu?" diye çıkıştı. Alman avukat bunun üzerine, "Yok öyle bir şey" dedi. Daha sonra bilgi istenen Mali Polis Başkomiseri Alexander Böhm, Deniz Feneri ve Kanal 7 Avrupa’nın muhasebecisi Firdevsi Ermiş’i tam 22 kez bizzat sorguladığını belirtti. Başkomiser Böhm, "Ancak Mehmet Gürhan ile hiç konuşamadık. Gürhan hiçbir soruya cevap vermezken, yapılan ufak tefek açıklamaları da avukatı yaptı" dedi.

Vakıfbank Viyana’dan gönderilen paralar

Mahkemede dinlenen soruşturma ekibinin başındaki Mali Polis Başkomiseri Alexander Böhm, Deniz Feneri belgeleri üzerinde aralıksız 5 ay çalıştığını belirterek, para trafiği hakkında şu bilgileri verdi: "22 Ocak 2006’da Commerzbank, Postbank ve Gross Geraeuer Volksbank isimli bankaların, kara para trafiği şüphesiyle şikáyette bulunmaları üzerine soruşturma başlattık. 2004’ten bu yana Vakıfbank Wien (Viyana) AG’den 53 kez olmak üzere toplam 8 milyon 866 bin Euro nakit para çekilmesine rağmen, bu Türk bankasının herhangi bir şikáyette bulunmadığını tespit ettik. Bunun üzerine Federal Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu (BAFIN) nezdinde girişimlerde bulunduk. BAFIN ’Bildirilmesi gerekliydi’ cevabını verince, Vakıfbank Wien hakkında da yasal girişimlerde bulunduk."

Avukatla polis arasında Beyaz-Weiss tartışması

Öğleden sonraki oturumda Böhm’ün davanın "siyasi boyutuyla ilgili" açıklama yapıp yapmayacağı merak ediliyordu. Ancak derneğin para trafiğiyle ilgili bilgiler vermeye devam edince Böhm’le, avukatlar arasında "Weiss-Ak" tartışması yaşandı.

Deniz Feneri e.V ve Kanal 7 Avrupa’nın emlak işlerinin Weiss (Beyaz) GmbH firması tarafından yürütüldüğünü söyleyen Böhm, şöyle devam etti: "Weiss, Türkçe’de ’Ak veya beyaz’ anlamına geliyor. Ben burada bir imada bulunmak istemiyorum. Bu sadece tesadüf bir şey de olabilir. Türkiye ve Almanya’daki çalışmalar birbirlerine çok benziyor, birbirinin aynadan yansıması gibi. Tek fark Almanya’da taksi şirketleri kurmuş olmaları."

Böhm’ün bu sözleri üzerine Mehmet Gürhan’ın avukatı Ünal Kaymakçı, "Beyaz Holding Türkiye’de 1998’de kuruldu. AKP ise 2002’de. Sizin bu mantığınızdan gidersek, AKP adını belki de ’Beyaz’dan almıştır" diye satıştı. Deniz Feneri e.V’nin başkanı Mehmet Taşkan’ın avukatı Ercan Açıkel de, "Çalıştığım avukatlık şirketinde de ’Beyaz’ ismi geçiyor. Ama benim AKP ile hiçbir bağlantım yok" dedi.

Paranın yüzde 60’ı amaç dışı kullanılmış

Bu tartışmadan sonra Böhm şöyle devam etti: "Para trafiğiyle ilgili üç kaynağımız vardı. Bankadan çekilen nakit para, para kuryeleri ve alındı belgeleri. Muhasebeci Firdevsi Ermiş 12 kez teslim eden, bir kez de teslim alan olmuş. Ancak alındı belgelerinin büyük çoğunluğunun sahte olduğunu tespit ettik. Bütün paralar Zekeriya Karaman’a verilmiş. Örneğin 2005-2006 yılları arasında toplam 755 bin Euro doğrudan Zekeriya Karaman’a teslim edilmiş. Ermiş’in çektiği 1 milyon 150 bin Euro’nun kime teslim edildiği belli değil. Bağış paralarının yüzde 60’ının amaç dışı kullanıldığını Ermiş bizzat itiraf etti. Operasyondan hemen sonra Ermiş’in avukatı olarak Mannheim’dan İlknur Baysu adında bir bayan geldi. Ermiş’e ’İsmail Karahan’ın (Türkiye’de para teslim alanlardan birisi) selamı var. Konuşmasın’ dedi. Bunun üzerine Ermiş’in bu avukata güveni kalmadı. Ermiş suçu kabul etsin diye Türkiye’deki ailesine baskı yapıldı."

Kaza oldu, duruşma pazartesiye ertelendi

Böhm’ün açıklamalarından sonra oturuma beş dakika ara verildi. Aranın bitiminde hákim, "Özel bir nedenle oturumu önümüzdeki pazartesi gününe erteledik" açıklaması yaptı. Müller, Hürriyet’e "Heyetimizdeki bir kadın arkadaşımızın yakını trafik kazası geçirmiş. Onun için erteledik. Bu davanın siyasi yönüyle ilgili Böhm pazartesi günü bilgi verecek. Dava tahminime göre çarşamba günü sonuçlanır" dedi.

Kurşun geçirmez cam arkasında oturdular

Duruşmaya sanıklar yine kelepçeli getirildi. Sanıklar ve mahkeme heyetinin oturduğu bölümle, izleyicilerin arasında kurşun geçirmez cam bölme olması dikkat çekti. Gazetecilerin teyp, telefon ve dizüstü bilgisayarları salona sokulmadı, üzerleri arandı. Duruşmayı izleyen CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ile MYK üyesi Ali Kılıç sürekli not aldı.

’Kullanılan muhtarlık mührü sahte’

MALİ Polis Başkomiseri Alexander Böhm, Deniz Feneri e.V. ile Türkiye ilişkisini anlatırken şöyle dedi: "Türkiye’de sözde yapılan yardımlar karşılığında bazı belgelere ulaştık. Burada dikkat çeken, çoğu belgenin aynı kalemden çıkması ve birbirine yakın tarihlerde düzenlenmiş olmasaydı. Bu belgelerde bir muhtarlığın mührü vardı. Biz bunların gerçekleri yansıtmadığını tespit ettik. Türkiye’deki Deniz Feneri Derneği’nin Başkanı Engin Yılmaz tanık olarak Frankfurt’a geldi. Hakim kendisiyle görüşmeyince ben odamda sorguladım. Yılmaz, Türkiye ile Almanya’daki dernek arasında hiçbir bağ olmadığını, sadece lojistik destek verildiğini söyledi. Logolarının aynı olduğunu hatırlatmamız üzerine ise ’Ne yapalım elden bir şey gelmiyor’ dedi."

Eşine de soruşturma

BAŞKOMİSER Böhm, Mehmet Gürhan’ın eşi hakkında da soruşturma başlatıldığını söyledi. Bu soruşturma, yıllardır Türkiye’de yaşamalarına rağmen, Gürhan’ın eşi ve çocuklarının Almanya’dan her ay 463 Euro çocuk parası almalarından kaynaklandı. Böhm, "Bay Gürhan’ın eşi hakkında dolandırıcılıktan soruşturma yapılıyor" dedi.

Savcı: Siyasi baskı yok

SORUŞTURMA Savcısı Kertsin Lotz, Hürriyet’in, "Türkiye tarafından herhangi bir şekilde siyasi baskı yapıldı mı?" sorusuna "Hayır. Hiçbir siyasi baskıya, etkiye maruz kalmadık. Bu iddianın nereden çıkmış olduğunu da anlamış değilim" yanıtını verdi.

Hürriyet
Yayın Tarihi : 10 Eylül 2008 Çarşamba 05:48:07
Güncelleme :10 Eylül 2008 Çarşamba 05:53:22


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?