17
Haziran
2025
Salı
BİLİM TEKNOLOJİ

BİLİME İLGİ AZ

TÜBİTAK Ödülünü kazanan bilim adamları, çalışmaları Milliyet’e anlatırken, Türkiye’de bilimin yerini değerlendirdi. Bilim adamlarının sözlerindeki ortak vurgu, Türkiye’de bilimsel çalışmalara yeterince ilgi gösterilmediği oldu.

Ülkenin gururu olan bilim adamlarına ödülleri, 23 Aralık’ta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün evsahipliğinde Çankaya Köşkü’nde düzenlenen törenle verilmişti. Ödül kazanan bilim adamları törenden sonra sorularımızı yanıtladı

Prof. Ünlü: Bireysel olarak kötü değil ama uluslararası iş yapan az
1992’den beri çalışmalarını Boston Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü’nde sürdüren Prof. Dr. Selim Ünlü (44), yurtdışında çalışan Türklere verilen “Özel Ödülü”, optoelektronik ve nanoteknoloji alanında yüksek performanslı fotodedektörler ile yüksek çözünürlüklü mikroskopi konularındaki çalışmaları nedeniyle kazandı. 1

990’dan beri bu alanda çalışmalar yürüttüğünü anlatan Prof. Ünlü, geniş bir çalışma alanı olan optoelektronik konusunda Türkiye’de çalışmaların çok kötü olmadığını söyledi.
Ünlü, buna karşın, Türkiye’de dünya çapında iş yapan bilim adamların azlığına dikkati çekerek, “Bireysel olarak durumları kötü değil, ancak ‘birlikten kuvvet doğar’. 10 tane hatırı sayılır iş yapan olsa, Türkiye’nin yeri daha farklı olur” dedi. Ünlü şöyle devam etti:

‘Futbola karşı bilim’ mesajı
“TÜBİTAK ödülleri, pozitif etkileri olan ödüller. Genç hocalara verilmesi çok kıymetli. Hatırı sayılır bir miktarda araştırma bütçesi sağlaması çok önemli. Altyapı olarak ABD’de bilime verilen önem çok yüksek. ABD 300 milyon nüfuslu bir ülke olduğu için, araştırmacı sayısı Türkiye’nin bin katı.

TÜBİTAK ödül töreninin Cumhurbaşkanlığı’nda yapılıyor olması çok nazik. Bu davranış, Türkiye’deki ‘Futbolcu olduğunuz zaman iyi iş yapıyorsunuz’ bakış açısına karşın, bilim insanının da takdir edilebileceğini göstermesi açısından önemli.”

Prof. Baç: Özel üniversiteler yurtdışına göçü önlüyor

Mikroekonomi alanında kurumlarda yolsuzluk ve rüşvet gibi yetkilerin kötüye kullanımını engellemeye yönelik çalışmaları nedeniyle, TÜBİTAK Bilim Ödülü’ne değer görülen Sabancı Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Baç (48) ise, bu alandaki çalışmalarına 13 yıl önce Kanada’nın Quebec eyaletinde başladığını kaydetti.

Türkiye’de sosyal bilimlere ilgi duyan bilim adamlarının azlığına dikkati çeken Baç, bilim ödülü alan üç profesörün ikisinin özel üniversitelerde çalıştığını anımsattı. Baç “Özel üniversiteler daha iyi olanaklar sundu.

Devlet üniversitelerinde dar bir ceket var. Özel üniversiteler, bilim insanlarını yurtdışından yurtiçine çekmeyi başardı. Böylece, yurtdışına beyin göçünü bir nebze olsun azaldı” diye konuştu.

Prof. Özsöz: Laboratuvarlarımıza öğrenci bulamıyoruz 

Enzim ve DNA’ya dayalı elektrokimyasal biyosensörlerin geliştirilmesi konusundaki çalışmaları nedeniyle, TÜBİTAK Bilim Ödülü’ne layık görülen Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Şengün Özsöz (62), Türkiye’nin bu alandaki çalışmaları nedeniyle dünyada dördüncü sırada olduğunu, Ege Üniversitesi’nin en çok üretim yapan üniversite olduğunu kaydetti.

Çalışmalarının, hastalıklarda tanıya ulaşmayı kolaylaştıracağını belirten Özsöz, bilim alanındaki en büyük sıkıntılarının insan kaynağı olduğunu ifade etti. Özsöz, şöyle konuştu:
“Laboratuvarlarımızı kullanmak için yurtdışından gelmek isteyenler var ama biz burada yeterli öğrenci bulamıyoruz” dedi.

Yönetsel ve yapısal anlamda bir değişikliğe gidilmesi gerektiğini savunan Prof. Özsöz, “Türkiye’nin dönüşümünün bilimle olabileceği, bilime dayalı politikalarla olabileceğinin görülmesi gerekiyor” dedi.

Prof. Gürses: Verilen ödüller gençlere teşvik oluyor

Matematiksel Fizik alanında Einstein Alan Denklemlerinin Çözülebilirliği konusundaki çalışmaları nedeniyle, TÜBİTAK Bilim Ödülü’nü kazanan Bilkent Üniversitesi Fen Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Metin Gürses (63), 1975’ten beri bu alanda çalışmalar yürüttüğünü, Türkiye’nin de fizik alanındaki çalışmalarda lider durumda olduğunu kaydetti.

Verilen ödüllerin, hangi seviyede olursa olsun, özellikle gençler açısından teşvik edici olduğunu belirten Gürses, “Bilim insanları için para yerine inanç, sabır ve bol çalışma gerekiyor.
ODTÜ’deki çalışmalarım sırasında, evrensel bilimin nasıl olması gerektiğini bilen bir yerde çalışmamın katkıları oldu” dedi.

Üniversitelerdeki ağır ders yükünün bilim adamlarının çalışmalarını engellediğini ifade eden Gürses, genç nüfusun bilime yeterince ilgi göstermemesine karşın, gelecekten kötümser olmadığını söyledi.

Milliyet
Yayın Tarihi : 2 Ocak 2009 Cuma 18:24:04


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?