iPad ilk tanıtıldığı günden itibaren tüm dünyada gittikçe yükselen bir tutku halinde. Teknolojiseverler arasında artık bir fenomen olan bu 25 cm'lik cihaz bugün nihayet ABD sınırları dışında satılmaya başlandı. Satışı hararetle bekleyen tüketiciler Perşembe akşamından itibaren Apple mağazaları önünde uzun kuyruklar oluşturdu. Battaniyesini, portatif sandalyesini kapan geldi ve iPad satın alma çılgınlığında yerini aldı. Bu çılgın bekleyiş sonunda dünyada ABD dışında ilk iPad'i alan kişi saat farkıyla Avustralyalı Rahul Kodur oldu. (çok mühim!)
İngiltere, Almanya, İtalya, İsviçre, İspanya ve Fransa'da sadece tüketiciler değil mağaza çalışanları da bekleyiş seremonisinin bir parçası oldu ve kuyrukta yorgun düşen müşterileri destekleyip, motive etmeye çalıştı. Görünüşüne düşkün, titiz Almanlar sağanak yağmura aldırmadan iPad için 20 saat kadar kuyrukta beklediler. Soğukkanlı ve kontrollü olmalarıyla tanınan İsviçreliler'in bu heyecana ortak olup Zürih'teki mağaza önünde çadır kurup beklemeleri şaşkınlık yarattı. Japonya'da oluşan kuyruklardaki çılgın kostümler giyip gelen tüketiciler renkli görüntüler oluşturdu.
Haziran ayı içinde Avusturya, Belçika, İrlanda, Lüksemburg, Hollanda, Hong Kong, Meksika, Yeni Zellanda ve Singapur'da da satışlar başlayacak.
Çığ gibi büyüyen talebe zor yetişen Apple yetkilileri Çin'deki üretim merkezlerinin hiç durmadan 24 saat çalışarak, ihtiyacı karşılamaya çalıştıklarını belirttiler. ABD'de 28 günde 1 milyon iPad satan Apple, ön siparişler hakkında bir açıklama yapmayı kesinlikle reddederken, sermaye piyasası analisti Mike Abramsky 600bin civarında bir ön talep olduğu tahmininde bulundu.
Ekonomi ve teknoloji uzmanlarına göre dünya üzerinde bu yıl sonu itibariyle 8.13 milyon civarı iPad satılması bekleniyor.
Tüketici iPad'in nihayet ABD dışında da satışa sunulmuş olmasından memnun. Japonya ve Avustralya'da fiyatlar ABD civarındayken, Avrupalı müşteri fiyattan oldukça şikayetçi. Yaklaşık %35 daha fazla bir rakamla satılan iPad'in en basit modeli ABD'DE 499 dolar iken Avrupa'da 620 dolardan satışa sunuluyor.
(Kendime not: Herhangi bir vesileyle yurtdışına çıkacak olursan kimseye söyleme yoksa hevesli, meraklı eş dost, akraba, eşraf grubundan gelecek iPad siparişlerinin altından kalkamazsın)
KÜPÜ DOLDURMA ZAMANI
ABD dışında satışların başlamasıyla birlikte Apple'ın hisseleri %1.8 değer kazanırken, iPad'in yarattığı talep rüzgarından nasiplenmek için harekete geçen diğer üreticilerden Dell, Streak adını verdiği tablet bilgisayarını Haziran ayı sonunda satışa sunacağını açıkladı. Sony ve Hewlett-Packard'da ise teknik çalışmalar hala devam ediyor.
Medya kuruluşları, özellikle de gazeteler iPad için özel yazılım ve uygulamalar geliştirdiler. Hatta medya gurusu Rupert Murdoch herkesten bir adım daha ileri gidip iPad'in gazetecilik sektörünü kurtaracak mucize olduğunu söyledi.
Avrupa'nın en büyük otomobil üreticisi Volkswagen, müşterileri için sadece iPad'e özel olacak bir dijital dergi hazırladı ve 5 farklı dilde yayınlanmak üzere tüm çalışmalarını tamamladı.
GERÇEKTEN KANATLANDIRIR MI?
Tüm ekonomist, analist ve uzmanların üzerinde birleştiği nokta aynı "şu anki talebin cihazla ve özellikleriyle bir alakası yok, durum tek kelimeyle global bir çılgınlık". Japon IDC'nin baş analisti Michito Kimura iPad'in başarılı olup olmadığının ancak sular durulduktan sonra anlaşılabileceğini, şu andaki dönemin bir nevi balayı, cicim ayı gibi kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Kimura "Esas oyun, zaten Apple hayranı olan bağımlı tüketici doyduktan sonra başlayacak. Apple fanlarının tüketim çılgınlığı bittikten sonra iyi bir fiyat indirimi yapılacağını tahmin ediyorum. Şirket talebi tekrar canlandırmak için muhtemelen bu indirimi Noel alışverişine denk getirecektir" dedi.
BULUNMAZ HİNT KUMAŞI MI?
Benim çok başarılı olacağına inandığım iPad için "ne menem bir cihazdır?" diye soranlara hiç teknolojik afra tafra yapmadan kısaca anlatayım.
Öncelikle bu bir tablet bilgisayardır, yani tuşları yok tamamen dokunmatik ekranla işliyor. En kestirme tabiriyle bu alet, besili irice bir iPod Touch gibi. Elektronik posta alıp göndermek, resim çizmek, oyun oynamak, video izlemek, müzik dinlemek gibi bilgisayarın tüm kilit işlevlerini yerine getiriyor. e-reader denilen dijital yazılı belge okuyucu olması itibariyle de medyanın gözdesi. En önemlisi de kafa karıştırıcı bir işletim sistemi olmaması, cep telefonu benzeri menüsüyle annenizin bile rahatça kullanabilmesi için oldukça kullanışlı ve pratik bir cihaz.
Yalnız ben dokunmatik cihazlara karşı tikli olduğum için (evet dokunmatik özürlüyüm ne yapayım) benim gibi iPhone sahibi olmamakta direnen huzursuz azınlığın aklını çelmek üzere vaad edebileceği fazla bir şey yok. Tabi iPad'in yanında bir de portatif klavye alıp taşımaktan gocunmazsanız o başka.
NEREDEN NEREYE
Apple, Macintosh bilgisayarları ve kendi işletim sistemi Mac Os ile yıllarca Microsoft'un rakibi olarak görüldü ve bilindi. 1990'da batmanın sınırından dönen firma o tarihten sonra tüm dikkatini ve enerjisini benzersiz cihazlar üretmeye verdi. Apple'ın iPod ile başlayan yükselişi, iPod Touch, iPhone ile gittikçe ivmelendi ve iPad devrimiyle birincilik koltuğunda nihayetlendi.
Tavşanla kaplumbağa hikayesi misali Microsoft tarafından hiç ciddiye alınmayan hatta dalga geçilen firma (Microsoft'un patronlarından Steve Balmer 2007'de iPhone için "hiç şansı yok" demişti), teknoloji sektörünün en kıymetli şirketi ünvanını kapınca tabir yerindeyse rakibine nanik yapmış oldu. 1990 yılını bir milat olarak kabul eden firma gün geçtikçe pazar değerini arttırırken Microsoft o günden bugüne %20 oranında değer kaybetti. Şu an Apple'ın pazar değeri 153 milyar dolar ve ona yetişmeye çalışan Microsoft'un ise 151 milyar dolar.
MERAK KEDİYİ ÖLDÜRÜR
iPad henüz Türkiye'de satılmaya başlamadı ama gözü pek yurdum insanı her zamanki gibi engel tanımaz bir şekilde, ne yaptı etti, iPad edindi. Resmi bir veri olmadığı için Türkiye'de kaç kişide iPad var bilmiyorum. Lakin havalı kafelerde internete girmeden kahvesini yudumlayamayan zamane gençlerinin elinde iPad görebildiğimiz gerçeğine dayanarak şunu söyleyebilirim: Türkiye sınırları içinde hatırı sayılır miktarda iPad var. Euro 2016'yı Fransa'ya kaptırmanın verdiği acıyla burkulan yüreklerimiz, Avrupa'dan teknoloji tutkusunda hiç de aşağı kalmadığımızı bilip biraz ferahlayabilir.
Bu iPad ile ilgili benim en çok aklımı kurcalayan konu erkeklerin durumu. Malum Türk erkeği çantaya karşı alerjiktir; yanına aldığı cep telefonu, anahtar, güneş gözlüğü, kredi kartlarından patlamak üzere olan cüzdan, sigara, çakmaktan oluşan 6 parçalık mühimmatı itinayla kız arkadaşının, eşinin çantasına tıkıştırır, ama asla çanta kullanmaz ve kadınları da "Ne diye şu heybe kılıklı çantayı taşıyorsun ki? Kim bilir içi ne lüzumsuz şeylerle dolu" diye eleştirmekten geri durmaz. Peki çanta kullanmaz yurdum erkeği oldukça nazik ve narin iPad'i nasıl taşıyacak? Ne de olsa bu cihaz evdeki bilgisayar niyetine değil, dinamik haldeyken ev ve ofis dışında kullanmak, hayata bağlanmak için yaratılmış, dolayısıyla dışarı çıkarken korumak için bir çanta veya kılıf içine koymak şart.
Standart dizüstü bilgisayar çantalar, 25 santimlik iPadlere yayık ayranı muamelesi yapacağından, gereksiz bir angarya olarak zihnimdeki seçeneklerden eleniyor. Kelli felli adamlar, gençlerin kullandığı postacı stili çantalara "zibidi işi" deyip burun kıvıracağı için de aklıma tek seçenek geliyor ki bunu soru olarak sormaktan bile korkuyorum "Burhan Altıntop çantaları iPad'in rüzgarına kapılıp geri mi dönüyor?