UÇABİLİYORSAN YAŞIYORSUNDUR...
Veteriner hekim olan Samira Alasgarova dünyayı beraberce paylaştığımıız canlılara dikkati çekiyor..
Alasgarova bu yazısında uçmanın ustası albatrosları anlatıyor...
Bu yazı albatroslar gibi uçma düşkünü olan ve yamaç paraşütü yapan Gamer Arslan, Kubilay Yücel, İbrahim Altın, Gökhan Var, Emrah Kaygusuz adlı arkadaşlarıma hitaben yazıldı…
SINIRSIZLIĞA VE BİLİNMEZLİĞE KANAT AÇAN ALBATROSLAR....
XV.yüzyılda Portekiz denizcileri tarafından keşfedilen deniz kuşlarına ilk “altrakazi” denilmişti, daha sonra denizciler bu kuşlara albatros adını vermişlerdi.
Albatros Diomedeidae familyasını oluşturan kuş türüne verilen addır. Kanatları hariç vücutları beyazdır, gri ve kahverengi olanları da vardır. Deniz kuşları arasında albatroslar 3.5-4 metreye ulaşan en geniş kanat açıklığına sahipler. Ağırlıkları 10 kilograma ulaşır.
TEK BİR KANAT ÇIRPMADAN KİLOMETRELERCE UÇARLAR
İnsanoğlunun pek uğramadığı, yalnızlığın derinliğinde buzsu, soğuk, fırtınaların koptuğu en sert rüzgarlı, dalgaların delice coştuğu ve asla tahmin edilemez Güney okyanusunda, yaşamın vahşi, acımasız koşullarında yaşarlar albatroslar.
Yalnızlığın yamacında, yorulmadan yollara koyulurlar, uçmak onlar için hayatın tutkusu, aşk, ve mücadelenin anlamıdır. Bir ömür boyu uçan ve kendi Kaf dağını aşan albatroslar, hayatın anlamını keşfedenler. Gök mavisi gece bile onlar için tam karanlık değildir. Okyanusların hırcın, azgın dalgalarıyla ve acımasız fırtınaların kapıştığı, dehşetli soğuğundadır onların hayatı. Uçmak onlar için hiç zor olmamıştı, kanat çırpmadan kendini rüzgarın dalgalarına bırakarak, dev kanatlarını M şekline sokar, denize pike yaparak suya yaklaştığında kanatlarını alabildiğince açıp, okyanusun dalgalarıyla kusursuz bir görüntü oluştururlar. Tek bir kanat çırpmadan, yumuşak kavislerle kilometrelerce uçar, saatlerce, günlerce hiçbir yere konmadan uçarlar. Hiçbir yolculuktan umudunu kesmez, hiçbir zorluk aşkla bağlı olduğu maviliklerden koparıp umutsuzluğa kaptıramaz onları.
BESLENME
Avlarını yakalamak için deniz yüzeyine yakın uçarlar. Albatroslar yumuşakgillerden molüsk, karides ve bir çeşit karides olan kriller, ayrıca balıkla beslenirler.
TEKEŞLİDİRLER
Albatroslar tekeşlidirler, hayatının tek eşini bulmak onlar için hiç kolay olmamıştı, ama bir kez bulan, hayatının sonuna kadar sevgilisinden ayrılmaz. Çiftleşme mevsiminde, Antarktika’nın yakınlarındaki doğduğu adalardan birine ilk olarak erkek albatroslar gelir. Yuvalarını adanın denize yakın soğuk, çıplak tepelerinde kurarlar. Yuva için kurumuş yaprak ve kamış kullanırlar veya 2 yıl önce kurduğu yuvayı bulup tamir eder ve dişisini beklemeye koyulurlar. Binlerce kuş ve yuva arasından dişi eşini ve yuvasını bulur. Sevgililerin kanatlaşarak, koklaşma ve gagalaşma, karşılaşma ve hasret gidermeleri doğada seyri en güzel aşk buluşmalarından biridir. Dişi albatros iki senede bir kasım ayında bir tek beyaz yumurta yumurtlar. Eşler nöbetleşerek kuluçkaya yatarlar. Eşlerden birisi denizde iken diğeri yumurtanın üzerinde bir hafta kadar oturabilir. 80 günlük kuluçka devresinden sonra çıkan yavruyu 8-9 ay sindirilmiş besinlerle beslerler.
İLK UÇUŞ
On ayın sonunda yavru yuvadan ayrılmaya hazırlanır. Uçsuz bucaksız denizin maviliği, fırtınalarla coşan o denizlerde, kaderini aramaya hazırlanır o. 10 ay boyunca beslenen ve neredeyse kilosu ebeveynlerin ağırlığına ulaşan yavru, kayalıklarda uzun yürüyüşlere çıkar, kanat çırparak yavaş yavaş zayıflar, ve o artık ilk uçuşuna hazırdır. Ucunda okyanusların karanlık diplerinde ölümle karşılaşmak vardır, kalbinin aşkına kavuşamamak, doğduğu yerlere geri dönememek vardır, ama bu dev engeli aşamamak, onun için sonsuza kadar kaybolmak demektir. Ve işte o an geldiğinde, adanın en yüksek kayalığından son bir hamle yapar, koşarak bırakır kendini boşluğa ve ilk defa kendi sınırlarını aşar. İlk kanat çırpmadan en erken beş yılda evine döner yavru albatros, ama bu süre daha fazla da uzayabilir. Döndüğünde hayatının tek eşine kavuşacak, onun ölümü halinde ise bir daha başka eş aramayacaktır.
Bir insan kadar uzun yaşarlar albatroslar. Yaşam süreleri 75-80 yıl kadardır.
TEHLİKELER
Karada albatrosların en tehlikeli düşmanları farelerdir. Yuvalandıkları adalarda fareler, albatros yavruların ölümlerine neden oluyorlar.
Balık avlama içgüdüsüyle, açık denizlerde olta balıkçılığı yapan gemileri takip eden albatroslar, ne yazık ki, oltalara takılıp, hayatını yitiriyorlar. Bir diğer sorun ise çevre kirliliğidir. Dünyada sanayileşme denizleri, doğayı ve havayı önemli ölçüde kirletmektedir. Denizlerde canlı yaşamın sayıca ve türce azalması, kentsel, endüstriyel ve tarımsal atıklardan kaynaklanan, deniz kirliliğinin artması ve aşırı avlanma diğer canlılarda olduğu gibi albatroslarında yaşamsal alanlarını kısıtlayan önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.
samirales@hotmail.com
Yazıyı bizlere hediye ettiğin için kendi adıma ve arkadaşlarım adına öncelikle teşekkürler Samira.Beni çok şaşırttın ve duygulandırdın sağol.Vermiş olduğun bilgiler gerçekten çok ilginç ve güzel.Özellikle tek bir kanat çırpmadan kilometrelerce uçabilmeleri beni şaşırttı, birde ben bu kuşları martı kadar birşey sanardım ya 10 kg. kadar olmaları ve kanat açıklıkları nerdeyse bizim paraşütler kadar olacak ya :)) Seni de bu sporda aramızda görmek ve göklerde albatroslar gibi süzülmen dileklerimle...Bu arada top ibo ve emrah ta eğitim onlardan sorulur,üstad onlar.Ben orta derece ama Gamer ve gökhan hala uçamıyor ya...Teşekkürler yazı için.Ellerine sağlık,ayırdığın zaman,araştırma ve uğraş içinde sağol... Kubilay YÜCEL
albatros hmm..daha önce hiç nedir diye merak etmemiştim.ama süpermiş:) eğer albatros adında bir grup olmasa,o isimi kullanabilirdik:).samira yazın çok güzel,tüm makalelerin çok başarılı.bu başarının devamını diliyorum.bizleri düşündüğün için teşekkürler
bu güzel yazı alkışlanmayı hak ediyor. başarılı hekimliğini, araştırmacı kimliğin ve uçma merakınla harmanlayıp, su gibi duru anlatımınla okunmaya değer bir makale yaratmışsın yine. Bize de bravo demek ve yeni makalelerini sabırla beklemek düşüyor :) Böyle bir konuda bizlerin naçiz isimlerimizinden bahsetmense bizim için çok anlamlı. En yakın zamanda seni de gökyüzünde aramızda görmek isteriz. kubilay beyle fazla takılma yoksa UÇAMAZSIN :P başarılarının devamını dilerim...
Bende kendi adıma fikirlerine saygı duyduğum, gazeteci, yazar ve aynı zamanda kenthaber sitesinin yöneticisi, arkadaşım, dostum, abim olan Yüksel Özbek'e bir Teşekkür borcluyum. İyi ki varsınız Yüksel bey!!!