İnternetin telefonlara katkısı: Klavye

İnternetin telefonlara katkısı: Klavye
Yeni nesil bir cep telefonunun başarısı ekranına yerleştirdiği web ikonları ve klavyesinin kullanışlılığıyla doğru orantılı. Bu konudaki en ilginç girişimse LG’nin GD900 adlı şeffaf klavyeli modeli.

Cep telefonlarının internet hizmetlerinde kullanılmaya başlanmasıyla birlikte yetersiz gelen dokuz tuşlu geleneksel yapı son yıllarını yaşıyor olabilir

Hayatımıza ilk girdiklerinde kendilerini vazgeçilmez kıldırmak için anlatmaları gereken özellikleri gayet netti: her zaman, her yerde telefonla konuşma özgürlüğü sunuyorlardı. Ancak geçen zaman içinde pek çok teknolojik alanda yaşandığı gibi sadece konuşturmak yetmemeye başladı.
Mesaj yazmak, fotoğraf çekmek, video kaydetmek, internete bağlanmak, GPS uydularından koordinat alarak yön bulmak, alkol testi yapmak, duvara görüntü yansıtmak, kapıları açıp kapamak, ortamı aydınlatmak, oyun oynatmak gibi kimisi bugün bile hayret uyandıran yetenekleri onlar sayesinde cebimize sığdırmayı başardık.

En büyük etkiyi sağlayansa internet hizmetlerinin cep telefonlarından kullanılmaya başlaması oldu. Tamemen kullanıcı içeriğinden beslenen Facebook, Flickr, Twitter ve benzeri Web2.0 kuşağı siteleri mobil cihazların yardımıyla altın çağını yaşamaya başladı. Artık herkes gördüğü bir şeyi fotoğraf ya da video olarak bu sitelerde paylaşıyor, birkaç kelimeyle derdini anlatabildiği mikro blog hizmetlerini kullanıyor ve diğerlerinin de girdiği içeriklere yorumlarıyla anında, istediği yerden katkıda bulunabiliyordu.

SMS de yükselişte
Elbette bu kadar metin girişine ihtiyaç duyulan bir ortamda sadece telefon çevirme amacıyla geliştirilmiş 9 tuşlu telefon klavyeleri de yetersiz kalıyordu. Hayatımıza cep telefonları üstündeki en popüler girişini RIM firmasının Blackberry modelleriyle yapan Q klavye yeni nesil cihazların vazgeçilmez unsuru haline gelmiş durumda. Geçtiğimiz hafta ABD’nin Las Vegas şehrinde düzenlenen CTIA Wireless etkinliğindeki ürün ve hizmetler de bunun ispatı oldu (ctiawireless.com).
Cep telefonlarındaki ‘yazma’ dürtüsünü ilk tetikleyen SMS’e dair tahminlere baktığımızda sadece ABD’de dahi bu yıl kullanıcılar 1 trilyon SMS yollayacaklar. Bu geçtiğimiz seneye göre aynı bölgede yüzde 300’lük artış yaşandığını ortaya koyuyor. Aynı durum ses için geçerli değil. Yine ABD’de geçtiğimiz seneye oranla ses trafiğinin dakika bazında sadece yüzde 5 artması bekleniyor. Özetle; artık cep telefonlarında konuşmaktan daha çok bir şeyler yazıyor ve okuyoruz.
Küresel ekonomik kriz nedeniyle oldukça zorlu günler yaşayan cep telefonu üreticileri de bu trendlere ayak uydurabilmek için modellerini ona göre uyarlıyor. Bu sene satılan cep telefonlarının yüzde 37’sinin tam Q klavyesi bulunuyordu. Bu oranın zamanla daha da artması bekleniyor zira artık en düşük seviyedeki modellerde bile bu eğilim gözleniyor.

Parmak hesabı
Cihazlardaki bir diğer eğilimse dokunmatik ekran. Her ne kadar onunla başlamamış olsa da Apple’ın iPhone modeliyle popülerleşen parmakla kontrol edilebilen dokunmatik ekranlar son dönemde her markanın en az bir modelle denediği alanlardan. Ama ilginçtir; şu ana kadar iPhone’a yakın bir tecrübe sunabilen de olmamış gibi görünüyor.
Bu alandaki en büyük sıkıntılardan birisi parmakla kontrol etme konusuna diğer bütün markalardan daha önce odaklanan Apple’ın bu alandaki birçok patenti almış olması. Kendi rekabet alanını daraltmamak için tescillediği bu fonksiyonları diğer markaların kullanmasına izin vermiyor.