25
Mayıs
2024
Cumartesi
BİLİM TEKNOLOJİ

Yeni 'yokoluş' teorisi

Prof. Celâl Şengör ve öğrencisi Saniye Atayman tarafından gündeme getirilen yeni “yokoluş” teorisi, dünya bilim çevrelerinde heyecan yarattı.

Amerikan Jeoloji Cemiyeti’nin “Bir Global Jeoloji Çalışması” adıyla yayımladığı kitabın tezi şu: 250 milyon yıl önceki yokoluş bir meteor düşmesi veya volkanik patlama sonucunda değil, o zamanki büyük okyanusun Karadeniz gibi oksijensiz kalmasından kaynaklandı.

BİLİM insanları, yaklaşık 250 milyon yıl önce dünyadaki canlıların yüzde 95’inin yok olduğunu çok önceden ortaya koydu. Arkasından da bu büyük yokoluş üzerine teoriler geliştirmeye başladı. En yaygın ilk teori, bu büyük yokoluşun dünyaya çarpan bir meteordan kaynaklanmış olabileceğine ilişkindi. Daha sonra bu görüş revize edildi ve Sibirya’daki Tungusko volkanik alanındaki büyük patlamanın asıl sebep olduğu tezi gündeme geldi.

İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyesi jeolog Prof. Celâl Şengör ve öğrencisi Saniye Atayman’ın Amerikan Jeoloji Cemiyeti tarafından yayımlanan tezi ise bu iki görüşün de doğru olmadığını gösteriyor. “Bir Global Jeoloji Çalışması” adıyla yayımlanan kitaba göre, yokoluşun temel sebebi, 250 milyon yıl önce, dünyadaki kıtaların ayrışmadığı dönemde süper kıtanın ortasında yer alan okyanusun bizim Karadeniz’e dönüşmesi yani içinde teneffüs edilecek oksijen kalmaması. Bir süre sonra sıkışan gazlar da bir gazoz gibi köpürerek çevreye yayılıyor ve okyanusun çevresini hayat alanı olarak seçen ve bu zehirli havayı soluyan bütün canlıları öldürüyor.

Fosil desteği

Prof. Şengör ve Atayman, bu teorilerini kitap haline getirmeden önce muhtelif uluslararası toplantılarda tebliğ olarak takdim etti. Bu tebliğ bilim çevrelerinde büyük bir tartışma başlattı. Bulunan fosil örnekleri teoriyi doğrularken, Amerikan Jeoloji Cemiyeti de tarihinde ilk kez iki Türk bilim insanı tarafından yazılan kitabı büyük bir hızla bastı ve bilim dünyasına sundu. Prof. Şengör, halen Güney Afrika’daki Bernard Price Paleontoloji Enstitüsü’nde görev yapan ‘magister’ öğrencisi Saniye Atayman’ın biyoloji kökenli olmasının teoriyi destekleyen mantar fosillerin bulunmasında etkili olduğunu belirterek, Atayman’ın daha ilk tebliği ile dünya bilim çevreleri tarafından kabul gördüğünü söyledi.

Prof. Şengör’e, dünyada büyük yankı uyandıran tezlerinin Türkiye’deki bilim çevrelerinde de benzer bir heyecan uyandırıp uyandırmadığını soruyoruz. Cevabı, hüzün verici:

“Türkiye’de bir bilim camiası olmadığı için Türkiye’nin ne yaptığı beni ilgilendirmiyor. Ama şunu söylemem lazım: Saniye Atayman olmasaydı bu kitap ve bu teori olmazdı. Saniye bilim çevresine kendi kendini soktu, hem de büyük bir başarıyla. Büyük bir sabır ve inatla benim başta ortaya attığım bir fikri bir yıl boyunca çeşitli verilerle kontrol etti. Bir yıl boyunca sabahlara kadar birlikte çalıştık. Bu arada Saniye bana sık sık karşı çıkarak benim fikirlerimin değişmesine, gelişmesine ve daha doğru hale gelmesine hayati bir katkı yaptı.”

Sefa Kaplan - Hürriyet
Yayın Tarihi : 3 Haziran 2009 Çarşamba 18:18:44


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
oviraptor IP: 88.245.245.xxx Tarih : 4.06.2009 23:32:52

yok oluşun sebebini yanlış yerde arıyorlar canlıların bedeninde yok oluşun izleri zaten var dinazor ve onlardan türeyen bütün canlılarda böbrek ve benzeri bezler yok  tuzu dışarı atmak için bedenlerinde herhangi bir mekanizma gelişmemiş yada gelişmeye vakit bulamamış ama bir tür o dönemde tuzlu sahalarda yaşamakta idi bunlar memelilerdi hatta bir kısmı karayı beğenmedi tekrar denize döndüler tuzlu sahalarda yaşayan bu canlılar yani memeliler okyanusların ve suların doğanın tuzlanması sebebi ile yaşam alanlarını genişlettiler az tuzlu suları içebilen bu canlılar  gelişerek bu güne gelebildi   ama dinazorlar aşırı tuzu vücutlarından atamadılar yavaş yavaş yok olup gittiler yada kuşlara gibi tatlı sulara ulaşabilecek ve memelilerden kurtulabilecek mekanizmayı uçmayı geliştirdiler  ayvalıkta milli parklara dahil adalar vardır burada yani adalarda evcil tavsanlar bırakılmış deniz suyu içerek yaz aylarında ölmeden kalırlar başka hiç bir canlı bunu yapamaz  aynı adada ikamet eden martılar ise mutlaka temiz su içmek zorundadırlar ve uçarak ana karaya gelir yaz aylarında sulama borularını bile delerek su ihtiyaçlarını giderirler  hayat bir mücadele bir sefer olmuş bir hadise hayata o kadar etki edemez etki edebilmesi için sürekllik şarttır


sayhun güven IP: 85.107.155.xxx Tarih : 24.03.2010 11:33:40

yahu arkadaşım metni okumadın mı? permiyen den bahsediyo! Ve canlıların nasıl yok olduğunu bi ok ya!ALLAH AŞKINA Bİ OKUYUN YA HİÇ OKUMADAN YORUM YAPMIŞSINIZ!