19
Mayıs
2024
Pazar
EĞİTİM

EĞİTİMCİLER KRİZİ NASIL YENECEK?

Eğitimciler krizi henüz yaşamadı. Çünkü öğrenciler geçen yılın öğrenim ücretlerini bankalara yatırdı. Bazı okullarda birkaç öğrencinin taksidinde sorun yaşandı. Ama eğitimde asıl kriz ağustos-eylülde kendini gösterecek.

Özel okul, üniversite, dil okulu, dershane sahibi eğitimciler krize karşı kendi kurumlarında çeşitli önlemler aldılar.

Kimi yeni projeler üreterek krize meydan okurken, kimi küçülmeyi, kimi daha fazla öğrenciye burs vermeyi, kimi de zam yapmamayı düşünüyor.

İşte eğitimcilerden kriz önlemleri:

Devlet bazı vergileri ertelemeli

İbrahim Arıkan (Mef Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı)

Kriz önümüzdeki yıl etkisini gösterecek. Krizden dolayı ödeyemeyip, vade uzatanlar oldu. Ama, kurumlar bunu pek hissetmedi, çünkü bankalar bu konuyla ilgilendi. Önümüzdeki temmuz-ağustostan itibaren daha az kayıt olabilir, bazı öğrenciler kaydını alabilir.

Biz de önümüzdeki yıl hesapları bir daha gözden geçirerek, önümüzdeki senenin ücret ayarlamasında daha dikkatli olacağız.

Devlet bu konuya eğilmeli. Okullar bazında velilere destek olmalı. Bazı eğitim kurumları sıkıntıya düşebilir. Devlet iyi inceleme yapıp, muhtasar, sigorta, telefon, elektrik gibi ücretlerin ödenmesinde destek olmalı.

Bazı ödemeleri faizsiz olarak ertelemeli. Bu süreçte bunlar bile kurumları rahatlatır. Eğitim kurumlarında alınan ücretlerin büyük kısmı vergiye gidiyor. Devlet hiç değilse bazı vergileri iki yıl ertelesin. Almayın demiyoruz. Örneğin muhtasar vergisini erteleyip, sonra da takside bağlasa birçok kuruma büyük destek vermiş olur. Eğitimle ilgili dernekler de bu konuda Milli Eğitim ve Maliye Bakanlığı’na öneriler götürmeli.

Bütçe tahminlerinde isabetli oranı yakalamak zor olacak

Fahamattin Akıngüç (Kültür Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı)

Önümüzdeki aylarda eğitim sektöründe kriz sesini soluğunu iyice hissettirecek. Parasını ödeyemeyen veli oranı ancak yüzde 2-3’lerde. Önemli olan 2009-2010’dan sonra başımıza gelecekler. Bu seneden itibaren başımıza gelecekleri kestirmek pek hemen mümkün değil. Ama, biz, kurum olarak bütçe çalışmalarını yapmak zorundayız.

Bunun için de öğrenci tahminleri isabetlilik oranını yakalamak gerekiyor. Tahmini bütçe alternatiflerini yüzde 2-3 artı eksi oranında yaparken şimdi bu oranı yüzde 5-10 artı eksi oranına göre planladık. Öğretmen alımlarını şubat-mart gibi yapıyoruz. Ama öğrenci alımları temmuz-ağustosta netleşiyor. Özel okullar bordro şişmesi yaşıyor. Tahminden fazla ya da az öğrenci olunca öğretmen fazlalığı da yaşanabilir. Yani ihtiyaçtan fazla öğretmen istihdam etmiş olabiliyoruz. Çünkü, öğretmenlerin sözleşmesi birer yıllık oluyor. Ama, velilerin bu süreçte dikkat etmesi gereken en önemli şey ucuz eğitime yönelmemeleri. Ucuz olan eğitim kötüdür, yetersizdir. Milli Eğitim Bakanlığı ücret politikasına müdahale etmeli, taban ücret tespit etmeli.

Daha fazla burs vermek istiyoruz

Gülin Sezin Toroslu (Sezin Okulları kurucusu)

Özel okul velileri ekonomik krizden en çok etkilenen gelir grubu içinde yer alıyor. Biz öğrencilerimizin alıştıkları okul ortamında eğitimlerine devam etmeleri gerektiği anlayışındayız. Kriz nedeniyle zor duruma düşebilecek velilerimize öğrencinin okula devam edebilmesi için burs olanağı sağlamak düşüncesindeyiz. Ama Özel Okullar Kanunu’na göre burslu öğrenci okutma kontenjanımız kanunen sınırlı ve şartları devlet tarafından belirleniyor. Maliye Bakanlığı indirim yapabilirsiniz ama bize ilan ettiğiniz tam ücret üzerinden KDV ödeyeceksiniz demekte. Kriz dönemi için bizim arzumuz burslu öğrenci kontenjanının kaldırılması, okulların bu özel dönemde burs vermede serbest bırakılması ve de burs kriterlerinin, bunu bir eğitimci gözüyle değerlendirecek olan özel okul sahiplerine bırakılmasıdır.

Eğitimin temel ihtiyaç olduğunu düşünürsek devletin veliler üzerindeki ödeme yükünü azaltacak KDV indirimine ihtiyaç var. Çalışan öğretmenlerin maaşlarının üzerinde vergi, SSK, işsizlik fonu vs gibi yüklerin oranı çok fazla.

Velilerimizin ekonomik yükünü hafifletmek üzere öğrencilerimize sosyal çalışma ya da ders desteğinden yoksun kalmamaları için ilave etüt çalışmaları, sanat, spor etkinlikleri yapıyoruz. Aynı şekilde çalışanlarımızla imzaladığımız senelik sözleşmelere aykırı davranarak maaş indirimleri yapmak, personel azaltmak istemiyoruz. Ancak yeni dönemde bizim dışımızda gelişen ekonomik şartlara bağlı olarak gerekirse her işletme gibi kurumumuzu koruma ve yaşatma anlamında bazı tedbirler almak durumunda kalabiliriz.

Biz krize yenik düşmeyeceğiz, yeni projeler yapıyoruz

Kemal Koçak (Uğur Koleji kurucusu)

Yanlış yatırımlar yapan kurumlarda kriz bütün vahametiyle devam ediyor. Yakın gelecekte bu kurumlar için krizin daha da şiddetini artıracağını düşünüyorum. Buna vakıf okulları da dahil.

Bazı kurumlarımız ne yazık ki hesapsız, kendi gücünü aşan ileriye dönük "dostlar alış verişte görsün" hesabı içine girip şimdi işin içinden çıkamaz hale geldi. Kendi düşen ağlamaz diye bir söz var.

Biz, 20 yıllık güçlü ve köklü bir kurumuz, bu krizden çok etkilenmeyiz. Tam tersi yeni yatırımlar yapma planı kuruyoruz. 2009-2010 eğitim-öğretim yılında bir anaokulu açıyoruz. Yeni bir ilköğretim okulu açma çalışmalarımız fiilen devam ediyor.

Ancak, bu sektörde binlerce çalışanı işsizler ordusuna katmamak için devlet bu kurumlara el atmalı. Alınan vergiler aşağıya çekilmeli, KDV’yi yüzde 1’e indirmeli, elektrik su ve doğal gaz fiyatları devlet okulları ile aynı olmalı.

Veliler çocuklarının eğitimini sürdürmek için fedakárlık yapacak

Fatih Öztürk (Bilfen Eğitim Kurumları Genel Müdür Yardımcısı)

Özel eğitim sektörü krizi en az zararla atlatmak, öğrenci ve veliyi mağdur etmemek için kendi önlem paketini hazırlıyor. Türkiye’nin beş büyük derneği bir araya gelerek bir önlem paketi oluşturduk. Paketi önümüzdeki günlerde başta Başbakanlık olmak Milli Eğitim, Maliye ile Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na sunacağız.

Türkiye’de de eğitim sektörü güvenli limanlardan bir tanesi. Krizin veli profilini değiştirip değiştirmeyeceği merak ediliyor. Son 10 yılda beyaz yakalı olarak tanımlanan, kazancının büyük bölümünü çocuğunun eğitimi için harcayan bir veli profili var. Krizin mevcut veli profilini değiştireceğine inanmıyorum. Velilerin çocuklarının eğitimini sürdürmek için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarına inanıyorum.

Birçok sektör personel sayısında azaltmaya gidiyor. Kapısına kilit vuran çok sayıda fabrika var. Eğitim sektörünü diğerlerinden ayıran ise kaliteden ödün verme gibi bir lükse sahip olmaması. Eğitim kurumları personel maliyetini düşürmek için öğretmen kalitesini düşürmemelidir.

Krizde özel öğretim kurumları adına devletin yapabileceği önemli bir destek eğitim KDV oranlarının düşürülmesi ve vergi indirimlerinin yapılmasıdır. Çünkü özel öğretim kurumları, kamu adına eğitim hizmet yapan kurumlardır. KDV indirimi özel okullara değil, doğrudan ailelere yapılmış olacaktır. Yeni açılan okullara tanınan vergi muafiyetinin diğerlerine tanınması şarttır.

Öğrencime de, öğretmenime de zam yapmayacağım

Salih Yılmaz (Final Dershanesi ve Oğuzkaan Koleji kurucusu)

Şu anda veliler zamanında ödeme yapamıyor. İşinden ayrılan olunca, çocuğunu dershaneden alanlar oluyor. Dershane sektöründe zaten iki yıldır gerileme var. Özellikle ÖSS hazırlıkta sorun yaşanıyordu.

Krizde kurtulmanın yolu küçülmede. Kurumlar küçülmeli. Şube sayısını azaltıp, mevcut kadrosunu yeniden gözden geçirmeli.

Devlet de destek vermeli. Özel okulda okuyan çocuktan KDV almamalı. Biz eğitimciler devletin üstünden eğitim yükünü alıyoruz. Öğretmenlerin özlük haklarının bir kısmını devlet üstlenmeli.

Biz, gelecek senenin nasıl olacağını tam kestiremiyoruz. Dershane ücretlerine zam yapmayacağım. Aynı şekilde çalışanımın da ücretini arttıramayacağım. Dershanecilik sektörü küçülüp, kaliteli eğitime yönelmeli, kalitesiz eğitim verenler zaten zamanla eleniyor, yok oluyor.

Dershanecilik kendi krizini zaten yaşıyordu

Nazmi Arıkan (Fen Bilimleri Dershanesi kurucusu)

Dershane sektörü kendi krizini iki yıldır yaşıyordu. Geçen yıl lise son sınıf öğrencileri yoktu, hafta sonu dershaneler boştu. Bu yıl üniversiteye girişte baraj indi, kontenjanlar arttı. Bu yıl da mezun öğrenci yok. ÖSS kursu yapan dershaneler zaten iki yıldır zor durumdaydı. Hafta içinde her sınıfta neredeyse üç öğrenci var. Boşluk oranı yüzde 75’lerde. ÖSS’ye hazırlayan dershaneler kriz yaşıyor. SBS’ye hazırlayanlar ise sınav üç yıla yayılınca zor durumda kaldı. Oysa herkes çok öğrenci bulacağını, ÖSS’deki eksikiği SBS’de kapatacağını düşünmüştü. Bu da olmadı. Okullar kurs merkezine döndü. Okul kursları şu anda birçok dershanenin ücretine daha pahalıya geliyor. Ama, veli oraya vermeyi tercih ediyor. Kimseyi suçlamak istemem, ama not defteri cebinde olan birinin kursuna gitmek öğrenciye daha çekici geliyor. Adil olmayan rekabet var. Hangi okul, kursun verdiği vergiyi, elektrik, su, bina parasını veriyor?

Vergi yükümüzü üzerimizden alsınlar

Enver Yücel (Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı)

Yetkilelerden kriz konusunda bir destek göremiyoruz. Bir süre önce bütün sivil toplum örgütleri biraraya gelerek krizden çıkılması konusunda bir rapor hazırladık. Zaten öteden beri gelen sorunlarımız var. Eğitim sektöründe geri adım atılmamalı. Bugün özel okullarda 350 bine yakın öğrenci hizmet alıyor.

Bu öğrenciler devlet okullarında öğrenimini sürdürseydi devlete maliyeti çok daha yüksek olacaktı. Özel okullarda okuyan bu çocuklardan dolaylı da olsa vergi alınıyor. Bu haksız rekabet. Devlet bu okullara bir yatırım yapmıyor, çalışan insanın ücretine katkı sağlamıyor, üstüne bir de vergi alıyor. Sektörümüz haksız rekabetle iç içe. Hangi dönemde nerede olursanız olun eğitim yatırımı durmamalı. Hangi sektörde üretilen hizmetin bir kısmının bedava dağıtılması isteniyor? Bizim okullarımızda belli öğrenci sayısının üstünü burslu okutma zorunluluğu var. Araba üretenden belli bir miktar sonrası bedava araba vermesi isteniyor mu ki bizden de istensin. Biz yine bunları seve seve yapıyoruz, ama hiç değilse vergi vermeyelim.

Kayıt yenilemede problem olabilir

Fethi Şimşek (Doğa Okulları kurucusu)

Dershanelerin kendilerine ait krizi dört yıldır vardı. Dershaneler çökmüş vaziyette. Dil kurslarının ciddi sıkıntıları eskiden beri var. Belediye kursları yabancı dili bedava öğretiyor, bu alanda rekabeti yok ediyor.

Henüz önümüzü göremiyoruz. Üst gelir grubundakilerin konumlarını kaybetmesi ile neler olur bilmiyoruz. Biz henüz kurumlarımızda krizi hissetmedik. Ama, önümüzdeki aylarda kayıt yenilemede problem olabilir. Bu zamanda verimliliğe odaklanmalıyız, gider azaltıcı çözümler bulmalıyız. Sadece benim kurumlarımda aylık 800 milyar vergi gideri var. Bu ciddi giderdir. Özel sektörün gelişimi bu yükten pay alması amaçlanıyorsa kesinlikle KDV’nin düşürülmesi, istihdam üzerindeki yükün devlet tarafından karşılanması gerekiyor. Devlet bizden hizmet satın alsın. Bir sektör devlet tarafından desteklenmiyorsa gelişmez.

Nuran Çakmakçı - Hürriyet
Yayın Tarihi : 26 Ocak 2009 Pazartesi 19:55:33
Güncelleme :26 Ocak 2009 Pazartesi 20:02:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?