29
Mayıs
2024
Çarşamba
EĞİTİM

FRANKOFON TÜRKLER BİLE FRANSA'YA KÜS

Frankofon yani Fransızca konuşan Türkler arasında yapılan bir araştırma, Paris’in büyük masrafları göze alarak açtığı enstitü, okul ve üniversitelerden yetişenlerin bile nasıl Fransız karşıtı bir ruh halinde olduğunu ortaya koydu. Sebep açık: Bu ülkenin pervasızca yürüttüğü Türkiye karşıtı politikalar.

Le Monde Gazetesi’nin eski Türkiye temsilcisi Nicole Pope tarafından hazırlanan rapora göre Fransızlar Türkiye’ye ihale aramaya geliyor ama alacakları birşeyin olmadığının farkında değiller. Açık Toplum Enstitüsü’nün desteğiyle Türk Frankofonlar arasında ilk kez yapılan bu araştırma, Fransa’da ilgili yerlere dağıtılacak ve Fransız politikalarının Fransa’nın itibarına verdiği zarara dikkat çekmeye çalışacak. Fransız kültürü ve felsefesiyle yetişmiş bu kesimin ne dediği önemli. Çünkü yüzyıllardır büyük emeklerle oluşturulan bu kesim bugün Fransa’ya küsmek üzere. Frankofonluğun uluslararası boyutta güç kaybetmesi, Türkiye’deki bu çevreyi zaten zayıflatmıştı. Fransız siyaset dünyasının saldırıları karşısında, kalan bağlar da günden güne eriyor.

Frankofon Türkler, Fransa’nın bu politikadan ne kazandığını da anlayamıyor. Onlara göre Elysee Sarayı ve diğer politikacılar, sanki Türkler söylediklerini duymuyormuş gibi konuşuyor. Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin "eğer Türkiye Avrupa’da olsaydı, bu bilinirdi," şeklindeki ifadesi ve Fransız politikacıların Türkiye’ye yönelik küçümseyici sözleri özellikle Frankofon çevrelerde büyük hayal kırıklığı yaratıyor.

Görüşülen Frankofon aydınlar, Türk vatandaşlarının çoğunun paylaştığı kaygıları ifade ediyor: Yükümlülüklerine saygı göstermeyen Fransa karşısında haksızlık duygusu, din sebebiyle reddedilme kaygısı, kültürlerinin anlaşılmaması ve Türkiye’nin gelişim hızına değer verilmemesi. Nicole Pope’a göre bu temel kaygılar, Fransa’nın kendilerine ihanet ettiği hissine kapılan Frankofon Türk kesimde ikiye katlanıyor.

40 BİN TÜRK FRANSIZCA ÖĞRENİYOR

Günümüzde 7’si Türk Milli Eğitim’ine, 2’si yurtdışında Fransızca eğitimden sorumlu Fransız ajansı AEFE’ye bağlı 9 orta öğretim okulu, her yıl 10 bin öğrenciye eğitim veriyor. Bu okullardaki onlarca öğretmenin maaşları kısmen ya da tamamen Fransa tarafından ödeniyor.

İstanbul, Ankara ve İzmir’de Fransız enstitüleri, üniversitelerde Fransızca’nın yabancı dil olarak öğretildiği 30 bölüm var. Türkiye’de her seviyede 40 bin Türk Fransızca öğreniyor.

Fransa, ABD ve Almanya’dan sonra, Türk öğrencilerin en çok tercih ettiği ülke. Yaklaşık 2 bin 500 öğrenci yüksek öğrenimini Fransa’da sürdürüyor. 200’üne Fransız Devleti tarafından burs sağlanıyor, 300’ü Avrupa öğrenci değişim programı Erasmus’tan yararlanıyor.

Fransız eğitim sisteminin Türkiye’deki temel mirasçılarından biri, 1868’de Osmanlı döneminde kurulan Galatasaray Lisesi. 1994’te kapılarını açan Galatasaray Üniversitesi’nde, bugün 2500 öğrenci öğrenim görürken, öğretim üyelerinin yüzde 10’u Fransızlar’dan oluşuyor.

ÜNLÜ FRANKOFONLAR KONUŞUYOR

Taahhütlerin inkarı şok yarattı

PEKİN BARAN (İşadamı, GS Lisesi mezunu) Türkiye’nin AB adaylığını desteklemeyen birçok ülke var, fakat imzalandıktan sonra bu artık bir taahhüttür. Fransa’nın devlet politikasının zafiyet göstermesini, taahhütlerini inkar etmesini kimse beklemiyordu. Bu büyük bir şok yarattı.

Kimlik dayatıyorlar

ÖZDEN SANBERK (Eski büyükelçi) Türklere kendi kimlik kavramını dayatmaya çalışan bu yaklaşım, en büyük sorundur. Ben kendimi tamamen Avrupalı hissediyorum ama bu kimliğimi başka kimliklerle de birleştiriyorum. Türkiye’de çok geniş bir kültürel çeşitlilik var.

Bilinçlerine kazınmış efsaneler var

NEDİM GÜRSEL (Fransa’da yaşayan yazar) Türkler hakkında, Fransızlar’ın toplumsal bilinçlerine kazınmış efsaneler var. Bunun örneklerine Moliere’in Kibarlık Budalası’nda olduğu gibi, Philippe de Villiers’nin kitabında da rastlıyoruz. Kitap sanki kötü bir okul ödevi gibi. Öteki olarak görülen flu "Büyük Türk" imajını hatırlatıyor.

Cezayir için başka konuşuyorlar

YİĞİT BENER (Yazar) Fransız aydınları her zaman Türkiye’ye karşı bir tür ırkçılık beslemişlerdir. Cezayir’den bahsederken tarih üzerinden yasama yapılmaması gerektiğini söylüyorlar, ancak Ermeni soykırımıyla ilgili bir yasa yapabiliyorlar.

Aşağılık kompleksleri çarpışıyor

EDHEM ELDEM (Tarihçi, St. Joseph mezunu) İnsanlar size iltifat ediyormuşçasına Türklere hiç benzemiyorsunuz diyor. Fransa’nın da kendi fantezileri var; o da büyük güç statüsünü kaybetmiş olmaktan dolayı sarsılmış ve akıldışı davranma eğilimi içinde. Aşağılık kompleksinden mustarip bir Türkiye ile aşağılık kompleksini gizleyen bir üstünlük kompleksi içindeki Fransa birlikte zorlu bir kombinasyon oluşturuyor.

AB içinde en az güvenilen ülke

BERİL DEDEOĞLU (Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi) Fransa, AB üyeleri arasında en az güvenilen ülke. Bu sene Fransız okulları yine en çok boş yeri olan okullar. Bu okullar artık ailelerin üçüncü tercihi. Oysa 5-6 yıl önce aileler bu okulların önünde sıra olurdu.

Skandal yaratacak şeyler söylüyorlar

GÜN KUT (Siyaset bilimcisi, GS Lisesi eski müdürü) Fransızlar Türkiye hakkında sanki Türkler kendilerini duymuyormuş gibi konuşmaya başladı. Türk siyasetçilerin soğukkanlı karşılamaması halinde skandal yaratabilecek şeyler söylüyorlar.

400 bin Ermeninin etkisi

MELEK ULAGAY TAYLAN (Belgesel film yapımcısı) Ermeni kökenli 400 bin Fransız’ın etkisi büyük. Fransa’daki Türkler de neredeyse Ermeniler kadar. Ancak siyasete erişim konusunda aynı kanallardan faydalanamıyor.

Polonya’yı da istemiyorlardı

CENGİZ AKTAR (AB uzmanı öğretim üyesi, GS Lisesi mezunu) Fransız kamuoyunun Türkiye’yi istemediği söyleniyor. Bu doğru, ama Fransız kamuoyu Bulgaristan ya da Polonya’yı da istemiyordu.

Fransa’nın kendi kimlik krizi

MEHMET ALTAN (Akademisyen, gazeteci, Fransa’da eğitim gördü) Türkiye Fransız krizinin sembolü haline geldi. Fransa kendi kimlik krizini aşabilirse, Türkiye ile ilişkileri de daha iyi olacak.

Fransa da bir dönemden geçiyor

SEYFETTİN GÜRSEL (İktisatçı, GS Lisesi mezunu) Daha önceden de önyargıları olan Fransız medyası, Türkiye hakkında oldukça olumsuz görüntüler yayınlıyor. Türkiye’nin üyeliğine karşı olanların oranı artmaya başladı. Fransızlar yeni bir dönemden geçiyor. Bu dönemde ülkenin kültürel geçmişi, Fransız devletinin tarihi imajı ve büyüklükleri sorgulanmaya başladı.

Savaş Özbey - Hürriyet
Yayın Tarihi : 19 Ekim 2008 Pazar 18:58:05


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
oviraptor IP: 88.245.55.xxx Tarih : 21.10.2008 20:59:31

fıransa geçmişte ermeni ingiliz alman ve amerikan oyunları ile dünya liderliğinden kabuğuna çekilmeye itilen bir ülke nerenden vardın diyenlere napolyonun mısırı almasından sonra kuzey afrikada osmanlı hakimiyetinde ülkelerde müthiş bir fıransız ve fıransızca hayranlığı vardı ve herkez bu dili öğrenmek ve öğretmek için yarışmakta ve orta doğuda ve kuzey afrikada fıransızca en çok konuşulan dil olmuştu ama fıransız devleti içersindeki bir avuç ermeni ve yahudinin etkisi ile kuzey afrika ve osmanlıda yanlış politikaların içine itildi ve fıransa yahudi ve ermenilerin kışkırtması ile katliamlara girişti ve o fıransız hayranlığı her geçen gün unutuldu ve yok oldu eğer fıransa ermeniler ve yahudiler üzerine değil araplar ve osmanlı üzerine siyaset yapsaydı bu gün dünyada en çok konuşulan dil ingilizce değil fıransızca olurdu şimdi aynı siyasete saplanmış fıransa daha da içine kapanıyor