25
Mayıs
2024
Cumartesi
EĞİTİM

İZMİR'DE BİTMEYEN 'KATİP ÇELEBİ' TARTIŞMASI

İzmir'e kurulacak 4'üncü devlet üniversitesinin adının Turgut Reis'ten Katip Çelebi'ye dönüştürülmesi, tartışmaları büyüttü. Sivil toplum kuruluşlarının büyük çoğunluğu ‘daha İzmirli’ bir isim istedi.

İzmir'in de aralarında bulunduğu 7 ile devlet üniversitesi kurulmasını öngören tasarının TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilmesinin ardından yeni kurulacak üniversitenin isim tartışmaları da başlamıştı. Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) tarafından ismi ‘Turgut Reis Üniversitesi’ olarak belirlenen İzmir'in 4'üncü devlet üniversitesi, AK Parti İzmir Milletvekili Tuğrul Yemişçi'nin önergesiyle ‘Katip Çelebi Üniversitesi’ adını aldı. Kentteki sivil toplum kuruluşu ve meslek örgütlerinin büyük çoğunluğu ve CHP'li milletvekilleri ise ismin İzmir'i ve Ege'yi daha fazla yansıtması gerektiğini savunurken, bazı kuruluşlar da önemli olanın bir üniversite kurulması olduğunu söyledi. İsim değişikliğinin mimarı Tuğrul Yemişçi ise “büyük düşündükleri için bu ismi tercih ettiklerini” söyledi.

ERSİN: İZMİR'E YAKIŞMIYOR

Adın hiçbir şekilde İzmir'i yansıtmadığını söyleyen CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, “Bu isim İzmir'in ne misyonuyla, ne geçmişiyle ne de istakbali ile ilgili bir isimdir. Bunu nereden buldukları da ayrı bir konu. İzmir'e yakışan bir isim olduğunu düşünmüyoruz. Umarım üniversite öğrencileri de tercih konusunda sıkıntı yaşamazlar. İzmir'in lehine bir durum olacağını sanmıyorum. Yemişçi ismin neden tercih edildiğini izah etse iyi olur” dedi. Adın Türk-İslam sentezini temsil eden bir anlayışla konulduğunu aktaran Ersin, “İzmir'e yakışan isim Hasan Tahsin'di. Bu isim İzmir'in Kurtuluş Savaşı'ndaki önemini ortaya koyan bir isim. Yanlış tercih yaptılar” diye konuştu.

YEMİŞÇİ: BÜYÜK DÜŞÜNÜYORUZ

AK Parti İzmir Milletvekili Tuğrul Yemişçi ise üniversite gibi kurumlarda gelişime açık, evrensel düşünen bilim insanlarının yetişeceğinidile getirerek, “Biz büyük düşünüyoruz. İzmir'den yetişmiş tabii ki çok isim var ancak sırf İzmir'in kabul ettiği, tanıdığı yerel isimle kalırsak ilerleyemeyiz. İsmin dünya çapında olması lazım. Katip Çelebi gibi Türk geçmişinde önemli yer tutan, eserleri Batı dillerine de çevrilmiş bir isim vermek gerektiğini düşündük” diye konuştu. Yemişçi, Turgut Reis, Çaka Bey, Hasan Tahsin gibi isimlere de büyük saygı duyduklarını sözlerine ekledi.

DOLOHG: ÇOK MU ARADILAR?

Deniz Ticaret Odası (DTO) İzmir Şubesi Başkanı Geza Dologh, Katip Çelebi'nin ünlü bir düşünür olduğunu ancak isminin İzmir'i yansıtmayacağını belirtti. Dologh, üniversiteye İzmirli ünlü bir düşünürün isminin verilmesi gerektiğini vurgulayarak “Bütün devlet üniversiteleri bulundukları şehirdeki simgelerin ismini alıyor. Bu anlamda İzmir'in denizcilik kültürünü de yansıtan bir isim olarak Turgut Reis kalabilirdi. Çaka Bey, Umur Bey gibi bir isim de olabilirdi. Katip Çelebi'yi çok mu aradılar?' diye konuştu.

DEMİRTAŞ: İZMİRLİLER SEÇSEYDİ DAHA ŞIK OLURDU

İzmir Ticaret Odası (İTO) Başkanı Ekrem Demirtaş da isim konusunun uzun zamandır tartışıldığını hatırlatarak “Önemli olan İzmir'de bir üniversitenin daha kurulması ama isminin İzmirlilerin önerdiği isimler arasından seçilmesi daha şık olurdu. Katip Çelebi olması konusunda aksi düşüncemiz yok. Ancak bunu İzmirlilerin önerdiğini sanmıyorum. İsim olarak daha çok bilinen Çaka Bey, Turgut Reis gibi isimler olabilirdi” değerlendirmesini yaptı.

YORGANCILAR: ÖNEMLİ OLAN EĞİTİM

Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkanı Ender Yorgancılar da, “Üniversite yapılsın da ismi kalsın. Biz isimden ziyade eğitim kurumlarının artmasına bakıyoruz. Öncelikle bu açıdan değerlendirmek gerekiyor” diye konuştu. Eğitimin önemini vurgulayan Yorgancılar, insanların istedikleri yerde eğitim alabilmesi için üniversite sayısının artması gerektiğini kaydetti.

MARUFLU: ÇOK SAÇMA BULUYORUM

İzmir'i Sevenler Platformu (İZSEV) Başkanı Sancar Maruflu, “Bu ismi çok saçma buluyorum. Katip Çelebi ile İzmir'in hiçbir bağlantısı yok. Turgut Reis Ege'yi yansıttığı için itiraz etmemiş, Hasan Tahsin'i ile mutlulukla karşılamıştık” dedi. Katip Çelebi'ye büyük bir saygı beslediğini ancak İzmir'le özdeşleşen ‘Homeros’ gibi bir isim beklediklerini anlatan Maruflu, bu tür konularda kentteki sivil toplum kuruluşlarının görüşünün alınmamasına da tepki gösterdi.

ŞÜKÜRER: HOŞ BİR İSİM

Ege Sanayici ve İşadamları Derneği (ESİAD) Başkanı Sıtkı Şükürer ise bu tür konularda daha bölgesel ve geniş düşünmek gerektiğine işaret ederek Turgut Reis, Çaka Bey gibi isimlerin de iyi olabileceğini belirtti ve “Katip Çelebi de hoş bir isim. Olumlu buluyorum” dedi. Adı geçen tüm kişilere saygı duyduğunu aktaran Şükürer, “Ancak Hasan Tahsin isminin temcit pilavı gibi öne sürülmesi Yunanistan'la açılım yapıldığı süreçte daha fazla tartışmaya yol açabilirdi” yorumunu yaptı.

ÖZER: KENDİMİ YAKIN HİSSETMEDİM

İzmir Tabip Odası Başkanı Erdener Özer de İzmir halkının benimsediği bir ismin daha yerinde olacağını belirterek, “Kişisel olarak ben bu isme kendimi yakın hissetmedim. Bir başka isim de olabilirdi ancak İzmir'i temsil etmeliydi. Batı Anadolu Üniversitesi olabilirdi. Katip Çelebi için de çekincelerim var. Bölgeye özgü bir isim olmalıydı” dedi.

HANGİ FAKÜLTELER OLACAK?

Kurulacak olan Katip Çelebi Üniversite'sinin fakülte, yüksekokul ve enstitüleri şöyle:
- İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
- Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi
- Orman Fakültesi
- Sağlık Bilimleri Fakültesi
- Tıp Fakültesi
- Diş Hekimliği Fakültesi
- Eczacılık Fakültesi
- Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi
- Su Ürünleri Fakültesi
- Turizm Fakültesi
- Yabancı Diller Yüksekokulu
- Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Fen Bilimleri Enstitüsü
- Sağlık Bilimleri Enstitüsü

KATİP ÇELEBİ KİMDİR?
Katip Çelebi 1608 İstanbul'da doğdu. Babası Abdullah Osmanlı devlet ve siyaset adamlarının yetiştirildiği Enderun kurumunda eğitim görerek yetişmiş bir askerdir. Mustafa bin Abdullah, ordu katipliğinde bulunduğu için ulema ve halk arasında Katip Çelebi diye tanındı.

Hacca gittiği ve başmuhasebeci ikinci halifesi olduğu için Hacı Halife ismiyle meşhur oldu. Babası aydın bir kişi olduğu için daha 5-6 yaşlarında onu eğitmeye başladı. 14 yaşında Anadolu muhasebesi kalemine katip oldu. 1624 yılında babasıyla birlikte Tercan, bir sene sonra da Bağdat Seferi’ne çıktı. 1627-1628'de Erzurum kuşatmasına katıldıktan sonra İstanbul'a geldi ve yaklaşık iki yıl, Bağdat Seferi’ne katılana kadar, Kadızade'nin derslerine devam etti.

1630 Bağdat kuşatmasında ordunun defterini tuttu. 1635 senesinde Sultan Dördüncü Murat ile Revan Seferine katıldı. 10 yıl kadar çeşitli savaşlarda bulunduktan sonra İstanbul'a döndü. Dönemin alimlerinden dersler aldı. 1645'te Girit Seferi’ne katıldı, kendisini haritacılık konusunda da geliştirdi.

Sık sık hastalandığı için, tedavi çareleri bulmak amacıyla, çeşitli tıp kitaplarını okudu. Pek çok eserini bu yıllarda yazmıştır. Katib Çelebi 1656 yılında vefat etti. Mezarı, Vefa'dan Unkapanı'ndaki Unkapanı Köprüsüne inen büyük caddenin sağ kenarındadır. Osmanlı Devleti’nde Batı bilimleriyle fazla ilgilenen ve Doğu bilimleriyle karşılaştırıp sentezini yapan ilk Türk bilim adamlarından biridir.

Burcu Taner - DHA - Milliyet
Yayın Tarihi : 29 Mayıs 2010 Cumartesi 21:20:35


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?