On yaşındaki Emirhan’ın annesi Ayşegül Nur. Futbolu çok seven Emirhan geçen sene Zeynep Mutlu Eğitim Vakfı Kemer Okulları’nın açtığı Barcelona Futbol Kampı’na katılıyor. Ve annesinin desteğiyle hayatı değişiyor.
Bakın nasıl...
Uzun süredir gazetelerde Kemer Okulları’nın Barcelona Kampı ilanını görüyordum. Merak edip aradım. “Bildiğimiz Barcelona takımının hocaları mı ders veriyor, gerçekten?” diye sordum. Kerem Mavituncalılar “Elbette” dedi ve bana kampı şöyle anlattı:
“Barça eğitmenleri, 7-10 yaş arasındaki çocuklara İngilizce olarak ders veriyor ama yanlarında mutlaka iki Türk eğitmen bulunuyor. Öğleden önce çocuklar ısınıyor, teknik, teorik ve pratik olarak çalışıyorlar. Yemekten sonra çocuklar dil seviyelerine göre ayrılıyor ve futbol üzerine sohbet ederek İngilizcelerini geliştiriyorlar. Daha sonra takımlar halinde ayrılıp maç yapıyorlar. Her öğrencinin takma bir adı oluyor. Kimi Ronaldo, kimi Messi... Çocuklar böylece daha çok havaya giriyor. Bu yaz 3-14 Ağustos, 17-28 Ağustos, 31 Ağustos-11 Eylül tarihlerinde ikişer haftalık üç kamp yapacağız. Dönem sonunda tüm öğrencilerin katılacağı bir turnuva düzenleyeceğiz. Şampiyon takım oyuncuları kupa, tüm katılımcılar bröve alacak. Sempatik bir mezuniyet töreni yapacağız. Veliler gelecek, çocuklar sertifika ve teknik gelişimlerini özetleyen bir karne alacaklar. Geçen sene çocuklara bir de sürpriz yaptık ve onları Fenerbahçe’nin antrenmanına götürdük. Futbolcularla tanıştılar ve imza aldılar.”
Hemen araya giriyorum: “Keşke imkan olsaydı da Barcelona’nın antrenmanına götürebilseydiniz.”
“Eğitmenler tüm çocukları alt yapı antrenmanına davet etti. Ancak bir velimiz oğlunu götürdü. Nou Camp’ı gezmişler, ünlü futbolcularla tanışmışlar.”
“Sahi mi?” diyorum heyecanla... Maceralarını öğrenmek üzere hemen çocuğun velisinin telefonunu alıyorum ve son soruma geçiyorum.
“Peki bu çocukların keşfedilme ve Barcelona’da oynama ihtimalleri var mı?”
“Evet, gerçekten kabiliyetli bir çocuk olursa eğitmen film kaydıyla beraber üst yönetime bir rapor sunuyor. Kabul edilirse ve aile götürürse o çocuğu bambaşka bir hayat bekliyor demektir.”
Vallahi kulağa şahane geliyor. Telefonu kapatır kapatmaz geçen sene Barcelona’nın antrenmanına katılma şansını yakalayan Emirhan’ın annesi Ayşegül Hanım’ı aradım. Ve anlattıklarına bayıldım. Kalıbımı basarım Emirhan’ın yaşadığı deneyimi yaşamak isteyen birçok yetişkin erkek vardır. Eşinize, sevgilinize sorun. Kaç yaşında olursa olsun, herkes böyle bir teklifin üstüne atlar.
Şişli Terakki’de okuyan, yabancı dil bilen oğlunun futbolcu olmasını arzu eden bir anneyle de ilk kez karşılaşıyorum. Ancak hayta, zor okuyan, mahallede iyi top koşturan çocukların futbolcu olabileceğini düşünenlere takdimimdir.
Nou Camp stadına giren bir çocuk mutlaka futbolcu olmak ister
“Geçen Ağustos ayında Kemer Okulları’nın açtığı Barcelona futbol kampına katıldık. İyi ki de katılmışız. Futbola çok düşkün, Prag takımının bile ilk 11’ini bile ezbere bilen oğlum, Barcelona’nın alt yapı eğitmenleriyle tanışma fırsatı bulunca mest oldu tabii... Eğitmenler kampın sonunda tüm çocukları Barcelona’ya davet edince, kendimize bir tur bulduk ve soluğu Barcelona’da aldık. Orada, bizimle çok ilgilendiler. Oğlum Nou Camp stadında alt yapı öğrencileriyle birlikte antrenman yaptı. İngilizce bildiği için iletişim sorunu da olmadı. Müthiş heyecan vericiydi. Stadın atmosferi olağanüstüydü. Tabii o sırada Barcelona’lı futbolcularla da tanışma fırsatı buldu. Emirhan’ın oradaki üç günümüzü hayatı boyunca unutmayacağına eminim. Oğlum halen Fenerbahçe’de futbol oynuyor. Bir gün futbolcu olmak isterse onu sonuna kadar desteklerim. ‘Seni futbolcu ol diye mi okuttuk’ demem. Her insanın sevdiği meslekte başarılı olacağına inanıyorum. Ayrıca futbolcuların çok disiplinli bir yaşamı oluyor. İçki yok, sigara yok... Sağlıklarına, yediklerine içtiklerine her zaman dikkat etmek zorundalar. Daha ne olsun!”
Messi’ye sarıldım
“Barcelona’nın alt yapı öğrencileriyle sahaya çıkmak, benim için unutumaz bir anıydı. Antrenman bitiminde kapıda Eto’o, Iniesta ve Keita’yı gördüm. Hemen yanlarına koşup, kendimi tanıttım ve imza aldım. Türkiye’den geldiğimi öğrenince bana çok sıcak davrandılar. Heyecandan elim ayağım titredi. Ertesi günkü antrenman bittikten sonra anneme o kapının önünde biraz beklemek istediğimi söyledim. Belki onları yine görüp, biraz daha sohbet edebilirdim. Annemle babam, ‘Buraya gelmişken, istediğin kadar vakit geçirebilirsin’ dediler. Öyle oyalanırken bir baktım aynı kapıda Messi, Daniel Alvez ve Toure belirdi. Herkes gibi ben de Messi’ye hayranım. Hemen koşup sarıldım. Onlar da bana çok sıcak davrandı ve imza verdi. Nou Camp’ı da ezberlemiş oldum. Normalde kapıdan içeri girmek mümkün değilmiş. Son günümüzde Barcelona müzesini ziyaret ettik. Takımın başarılarından da çok etkilendim. Bu geziden sonra futbolcu olmaktan başka bir şey düşünemiyorum. Anneme ve babama beni götürdükleri için teşekkür ederim.”
Barcelona Kamp ile ilgili daha fazla bilgi için: (0212) 360 05 35, Gökhan Alpözü
Kapbula, oyuncak kütüphanesi
için oyuncaklarınızı bekliyor
Mohini’de keyifli bir dükkan var: Kapbula. 0 - 10 yaş arası bebek ve çocuklara yönelik, tekstilden kozmetiğe, oyuncaktan ayakkabıya yüzde 100 organik ürünler satıyor. Geçenlerde oradan çarşaf, yastık kılıfı ve bizimkilere yazlık pijama aldım. Öyle büyük bir beklentim yoktu. Aldığım ürünlerin tipleri ve dokuları hoşuma gitmişti sadece...
Ertesi gün bizimkiler mis gibi çarşafların üzerine mis gibi pijamalarla serilerek derin bir uykuya daldılar. Gece boyunca Ege’nin sırtını kontrol etmek adetimizdir. Çok terler çünkü... Oğlumu her kontrol edişimde sırtının, ensesinin kuru olduğunu görüp şaşırdım. Ve ertesi sabah uyanır uyanmaz Ege ne dedi biliyor musunuz? “Anneee! Ben yeni pijamalarımla hiç terlemedim.”
Bu “organik” mevzusunun gerçekten bir hikmeti varmış. Pazarlama harikası değilmiş yani... 4.5 yaşındaki çocuk bile aradaki farkı anladı. Hepinize organik tekstil ürünlerini tavsiye ederim. Şimdi pijamaları yıkayamıyoruz. Hemen aynılarından bir tane daha alacağım, öyle...
Bu alışveriş sırasında bir köşede duran yığınla oyuncak da dikkatimi çekti. Kullanılmayan oyuncakları Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı yardımıyla toplayıp, temizleyip kütüphane yapıyorlarmış.
“Nasıl yani?” diye sordum.
“Bildiğiniz kütüphane... Sadece kitap yerine oyuncak var” dedi Kapbula’nın kurucusu Tuba Hanım. Ve ekledi: “Gelir seviyesi düşük mahalleleri seçiyoruz. Hayatlarında oyuncak görmemiş çocuklar oyuncakları bir haftalığına ödünç alıyor, evine götürüp ailesiyle oynuyor, öğreniyor sonra teslim edip yeni oyuncak alıyor. Böylece sorumluluk duyguları da gelişiyor. Evde o oyuncağa iyi bakıyor, kıymetini biliyor ve vaktinde geri getiriyorlar. İlki Mardin’de açılan Oyuncak Kütüphanesi’nin ikincisi de İstanbul Gültepe’deki SS. Umut Yolcuları Eğitim ve Çocuk Merkezi’nde açıldı. Şimdi sırada Diyarbakır ve Mardin’deki başka bir yuva var. Toplam 16 yuvada oyuncak kütüphanesi açmayı planlıyoruz ve bağışlarınızı bekliyoruz.”
Vallahi harika bir fikir! Biz Defne ve Ege’nin oyuncaklarını yine ayırmaya başladık. Halbuki daha yeni bağış yapmıştık. Sevdikleri, kullandıkları oyuncaklardan bile olsa, bu projeye mutlaka katkıda bulunmak istiyoruz.
Oyuncak bağışlarınız için: Kapbula Organik Şeyler, Mohini, Tel: (0212) 351 77 07