19
Mayıs
2024
Pazar
EĞİTİM

YÜKSEKÖĞRETİMDE KALİTE VE AKREDİTASYON

Küreselleşen dünya içinde ekonomi, siyaset, sanat, terör, çevre ve benzeri her şey de küreselleştiği gibi eğitim de küreselleşmektedir.

Bu sayılan alanlardaki küreselleşen problemler, küresel çözümlerle mümkün olabilir. Tarihte toplumların lokomotifleri hep üniversiteler olmuştur. Lokal ve küresel çözümler üniversitelerde üretilir. Bu açılardan bakıldığında üniversitelerin önemi hiçbir yerde ve hiçbir zaman küçümsenemez. Küreselleşen üniversite eğitimi de hizmet ve mal üretimindeki güncel yaklaşımlardan uzak kalamaz. Bu yaklaşımların başında da kalite ve akreditasyon konuları gelmektedir. Bu konuları enine boyuna incelemek, tartışmak ve karşılıklı tecrübelerden istifade etmek amacıyla Uluslararası Üniversiteler Birliği olarak Avrasya rektörlerini İstanbul'a davet ederek 23-24.11.2009 tarihlerinde bir toplantı tertip ettik.

İstanbul Üniversitesi'nin ev sahipliğinde, Türkiye İşbirliği ve Kalkınma Ajansı (TİKA)'nın destekleri ile Uluslararası Üniversiteler Birliği tarafından organize edilen toplantıya, Arnavutluk, Azerbaycan, Belarus, Gürcistan, Irak, Kazakistan, Kırgızistan, Litvanya, Makedonya, Romanya, Tacikistan, Türkmenistan, Türkiye ve Ukrayna'dan devlet ve özel üniversitelerin rektörleri ile birlikte YÖK'ten ve Türkiye üniversitelerinin eski rektörlerinden konunun uzmanları katıldı. Toplantı, 110 delege ile gerçekleştirildi.

Kalite, bir mal veya hizmette, gerek üretim gerekse tüketim safhasında ucuz maliyet, optimum verim, müşteri memnuniyeti ve sürdürülebilir bir süreç anlamına gelir. Son zamanlarda bu konu daha da geliştirilerek 'Toplam Kalite Yönetimi' (TKY) şeklinde kullanılır olmuştur.

Toplam kalite yönetiminin T'si, tüm çalışanların (toplam) katılımını, yapılan işlerin tüm yönlerini, müşterilerin (iç ve dış müşteri) ve üretilen ürün ya da hizmetlerin tümünü kapsarken; K'sı kaliteyi, yani müşterilerin bugünkü ve gelecekteki beklentileri, ihtiyaçlarını tam zamanında karşılayan ürün ve hizmetler sunmayı ifade etmekte; Y ise yönetimin her konuda çalışanlara liderlik yapması, çalışanlara örnek olması ve işletme çapında katılımcı yönetimin sağlanması anlamına gelir. (1)

TKY, temel edindiği sürekli gelişmeye; stratejiyi, teknolojiyi, iletişimi, insan kaynaklarını ve diğer kaynaklar ile bunlara yön veren yönetim fonksiyonlarını etkin bir şekilde kullanarak ulaşmayı öngörür. Son yıllarda TKY, her sektörde olduğu gibi eğitim alanında tartışılan ve önemi giderek artan bir kavram olmaktadır. (Kovancı, 2003) Eğitimde TKY, çevre ile etkileşim içerisinde, çevrenin ihtiyaçlarını takip eden, eğitimi etkileyen unsurları dengede tutan, değişime açık, okul içinde öğretmen, öğrenci ve personel arasında ahengi sağlayan, iyi ilişkiler kuran, demokratik, anlayışlı, statükocu olmayan geniş görüş açısına sahip, eldeki kaynakları rasyonel kullanan bir yönetim felsefesidir. (Şimşek, 2000)

türk ve amerikan üniversitelerinin farkı

Eğitimde TKY aslında iç ve dış tüm müşterilerin yani öğrenciler, öğretmenler, okul çalışanlarının, velilerin, toplumun, toplumsal ve özel kuruluşların gereksinimlerini ve beklentilerini karşılama anlamına gelir. İç müşterinin okulda yapılan eğitimden ve yapılan faaliyetlerden gurur duyması, dış müşterilerin ise öğrencilerin ve mezunların istenen niteliklerde davranışlar kazanması yönünden hoşnut olmalarıdır. (Özdemir, 2005). TKY'yi benimseyen bir eğitim anlayışında amaç, eğitimcilerin kendilerini yargılayıcı olmaktan çok yönlendirici, okul duvarları içinde sıkışmış memurlardan çok aileler, veliler, öğretmenler, işletmeler, meslek odaları ve bütün toplumla birlikte çalışanlar olarak görmelerine yardımcı olmaktır. (Çağlar, 1998)

Eğitim yönetiminin toplam kalite anlayışına adapte olması "öğreten" kurum anlayışından "öğrenen" kurum anlayışına geçmesi ile mümkündür. Kurumların bu aşamaya ulaşmalarına "öğrenen organizasyonlar" denir. Öğrenen organizasyonlar, öğrenmeye teşvik eden, çalışanları geliştirmeyi ön planda tutan, açık iletişim ve yapıcı görüşmeye önem veren organizasyon yapısını esas alırlar. Böylece öğrenerek kendilerini yenileyen, değişen ve güncel olmayı başaran bu kurumlar, hedeflerine daha kolay ulaşmakta, uygulamak istediklerini daha kolay hayata geçirebilmektedir. (Çağlar, 1998) Başka bir ifadeyle, yaşam boyu öğrenim ya da hizmet içi eğitim ile çalışanlar, dünyadaki gelişmeleri zamanında yakalayabilmektedirler. (2)

Akreditasyon, birçok ülkede ve birçok sektörde topluma sunulan program ve hizmetlerin niteliğinin sistematik bir yaklaşımla güvence altına alınması için geliştirilen bir yöntemdir. (3) Akreditasyon, laboratuvarların, belgelendirme ve muayene kuruluşlarının üçüncü bir tarafça belirlenen teknik kriterlere göre çalıştığının, bağımsız ve tarafsız kuruluşlarca onaylanmasıdır. Üçüncü parti değerlendirme tekniği olarak akreditasyon, söz konusu kuruluşlarda güvenlirliğin sağlanması ve sürekliliği için önemli bir araçtır. (4) Yaygın olarak kullanılan ancak çok fazla bilinmeyen akreditasyon süreci özellikle lisans ve lisansüstü eğitim ve öğretim sunan üniversitelerde dikkatle ele alınması gereken bir olgudur. Buradan hareketle, akreditasyonun öneminin, yararlarının ve özelliklerinin akademik çalışmalarda incelenmesi hem kaliteli eğitim ve öğretim açısından hem de ülkenin eğitim kalitesine verdiği önemin göstergesi olması açısından yararlı olacaktır. Akreditasyonda, akredite eden kurum standartları oluşturmakta ve akredite edilecek olan kurumun bu standartları en azından minimum düzeyde sağladığını onaylamaktadır.

Akreditasyon süreci bir kuruluşta çalışanlar arası diyalogları iyileştiren, kurumun daha iyiye gidebilmesi için vizyon belirleyen, verilen hizmetten yararlanan tüketicilere hizmetin niteliği hakkında bilgi veren bir yöntemdir. Topluma sunulan program ve hizmetlerin niteliğinin sistematik bir yaklaşımla güvence altına alındığı akreditasyon yönetiminde eğitim ve öğretimin niteliğinin artırılması, güvence altına alınması ve belirli standartlara dayalı olarak yürütüldüğünün güvencesinin verilmesi sağlanmaktadır. (5)

Akreditasyon konusunda mutlaka bilinmesi gereken bir konu da özellikle ABD'deki sistemle ülkemizdeki sistemin birbirine uymadığıdır. Orada üniversite kurmak çok kolay olduğundan, kurulduktan sonra bir bakıma onlar onay ve kontrolden geçmektedirler ki; işte bu işi yapan kuruluşların çokluğundan dolayı bir de akredite eden kurumları akredite eden üst kuruluşlar gelişmiştir. Halbuki ülkemizde, daha üniversite kurulurken çok ciddi şartlar getirilmekte, sonra da bunlar YÖK Denetleme Kurulu'nca takip edilmektedir, adeta akredite edilmektedir. Bütün bu farklılıklara rağmen akreditasyon yapan kuruluşların kriterlerinin bilinmesi ve eksik olan tarafların tamamlanması da yapılması gereken işler arasındadır. Bu toplantı sonunda geniş olarak tartışılan bu konular hakkında aşağıdaki ortak görüşler bir sonuç bildirisi halinde yayınlanmıştır:

erasmus benzeri bir program avrasya'da gerçekleştirilmeli

Günümüzde üniversiteler değerlendirilirken ne kadar bilgi ürettiklerine ve topluma sağladıkları faydalara bakılmaktadır. Üniversite eğitimi artık elitleri değil, kitleyi hedef almaktadır. Bir ülkenin gelişmiş kabul edilebilmesi için çağ nüfusunun en az % 30'unun lisans eğitimi alması gerektiği açıktır. Üniversite sayıları kalite korunarak artırılmalıdır. Bu da akreditasyon ve kalite güvencesi ile olmalıdır.

Üniversitelerde akreditasyon ve kalite değerlendirmeleri sadece devlet tarafından değil, çeşitli alanların tüm taraflarının temsil edildiği bağımsız organizasyonlar tarafından da yapılmalıdır.

Akreditasyon ve kalite için, üniversite yönetimi özerk, ulusal ve uluslararası işbirliğine açık olmalıdır. Bunun için şeffaf ve çıktı kontrolüne dayalı bir yapılanma gereklidir.

Bilişim ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, yükseköğretim kurumlarının eğitim, öğretim, araştırma ve diğer hizmetlerinde, sistematik ve stratejik yaklaşımları zorunlu hale getirmiştir. Bu süreçte üniversiteler arasında işbirliği yapılması, kolay anlaşılabilir ve karşılaştırılabilir bir eğitim derecelendirme sisteminin uygulanması, transfer edilebilir bir kredi sistemi oluşturulması, öğrenci ve öğretim üyesi dolaşımını kolaylaştıracaktır. Bologna süreci buna ciddi anlamda katkıda bulunmaktadır. Bologna süreci içerisindeki "Avrupa Yükseköğretim Alanında Kalite Güvence İlke ve Standartları Raporu" faydalanılabilecek önemli bir dokümandır.

Öncelikle üniversitenin misyon, vizyon, temel değerler, politikalar ve kalite tanımlarının olması gerekir. Üniversitedeki bütün faaliyetlerin bir kalite politikası ve kalite el kitabı ile tanımlanması, kurumsal hedeflerin gerçekleştirilmesi, iyi bir yönetişim sisteminin kurulması ve iyileştirilmesi için kalite yönetim sistemlerinden yararlanılması gereklidir.

Üniversitelerin kendi programlarını ve derecelendirme yöntemlerini belirlerken, tüm eylem ve işlemlerin performans değerlendirme, akreditasyon, denetleme ve kıyaslama süreçlerinden geçirilmesi ve bu çalışmalarda iç ve dış paydaşların katkılarının alınması gereklidir.

Uluslararası Üniversiteler Birliği'nin (UUB) akreditasyon ve kalite güvencesi ile ilgili olarak sistematik bir şekilde çalışma yürütmesi ve bu amaçla komisyonlar kurması, ortak/transfer edilebilir eğitim-öğretim programları geliştirmesi tavsiye edilmiştir. Geniş bir coğrafyaya yayılmış olan ilgili üniversiteleri içeren bir veri tabanı oluşturulması ve paylaşılması da bu işbirliğini kolaylaştıracaktır.

Kalite güvencesinde ulusal ve uluslararası işbirliği için kurumlar arası hareketlilik, müfredatların geliştirilmesi ve karşılıklı tanınması önemlidir. Bu amaca hizmet etmek için Uluslararası Üniversiteler Birliği'nin üyeleri arasında daha yakın işbirliği sağlanması hedeflenmektedir.

"Yükseköğretimde akreditasyon ve kalite" konulu bu toplantıların, periyodik olarak bölgesel ve geniş katılımlı olarak değişik ülkelerde düzenlenmesi, ele alınan konuların genişletilmesi, raporlar halinde yayınlanmasının yararlı olacağı vurgulanmıştır.

Avrasya coğrafyasındaki üniversiteler arasında Erasmus programına benzer öğrenci/akademisyen değişimini destekleyen bir programın oluşturulması, proje vb. konularda ortak çalışma zemininin hazırlanması önerilmiştir.

PROF. DR. ŞERİF ALİ TEKALAN ULUSLARARASI ÜNİVERSİTELER BİRLİĞİ BAŞKANI

Zaman
Yayın Tarihi : 14 Aralık 2009 Pazartesi 21:42:04


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?