31
Mayıs
2024
Cuma
EĞİTİM

13 okul projesini anlattı

Vehbi Koç Vakfı tarafından kurulan Koç İlköğretim Okulu ve Lisesi 20’nci yılını kutluyor. Genel Müdür Yardımcısı Jale Onur, bu yıl öğrenci ve öğretmenler için eğitim proje yarışması düzenleyeceklerini açıkladı. Onur’la 13 okul projesi ve 20’nci yılla ilgili konuştuk.


13 okul projesi sizin önerinizle oluşturuldu ve bugüne kadar sürüyor. Nedir bu proje?

13 Okul projesi 1999 yılından beri sürüyor. Proje, Bursa Yenişehir, Bursa İnegöl, Bursa Orhangazi, Bursa Nilüfer, Ankara Sincan, Elazığ, Eskişehir İnönü, Şırnak, Van, Şanlıurfa, Bolu, Gebze, Büyükçekmece’deki Vehbi Koç Vakfı tarafından kurulan Koç İlköğretim Okulları ile ortak yürütülüyor. Amaç bu okullardaki öğretmenlerin gelişimine yardımcı olarak çarpan etkisi yaratmak. Her yıl ağustos ayında bu okulların idareci ve eğitmen kadrosundan yaklaşık 70 kişi okulumuza gelerek paylaşımlarda bulunuyorlar. Ayrıca yine her yıl okulumuzun öğretmenleri bahar aylarında bu kurumları yerlerinde ziyaret ederek bir takım eğitimler düzenleyip paylaşımlarda bulunuyorlar.

Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilen okullar sürekli destekleniyor öyle mi?

Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilen ilköğretim okulları, gerek vakıf, gerek Koç Topluluğu ve şirketleri aracılığı ile sürekli destekleniyor. Koç İlköğretim Okulları, Vehbi Koç Vakfı tarafından Cumhuriyet’in 75’inci yılı vesilesiyle 8 yıllık eğitime destek vermek amacıyla Türkiye’nin değişik bölgelerinde inşa ettirildi. Toplam maliyeti 26 milyon doları aşan Koç İlköğretim Okulları projesinin mali kaynağı, Koç Topluluğu şirketlerinin bağışlarıyla oluşturuldu. 13 ilköğretim okulu çok kısa bir sürede tamamlanarak Milli Eğitim Bakanlığı’na devredildi. Okullardan 12’si 1999-2000 öğretim yılında, Şanlıurfa’daki Koç İlköğretim Okulu da 2000-2001 öğretim yılında kapılarını öğrencilere açtı.

"Yap, devret, sahip çık" anlayışı hálá sürüyor.

Vehbi Koç Vakfı bu büyük ölçekli projeyi hayata geçirirken, genelde izlenenden farklı bir yol izledi. Gerekli eğitim araçlarından yoksun, bakımsız bir okul binasının eğitime tam anlamıyla katkıda bulunamayacağını dikkate alarak, ’Yap, devret, sahip çık’ anlayışını benimsedi. Buna göre, Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilen ilköğretim okulları, Vehbi Koç Vakfı ve okulların bulunduğu bölgelerdeki Koç Topluluğu şirketlerinin himayesi altında bulunuyor. Okulların bakım ve ihtiyaçları bu şekilde karşılanıyor. Vehbi Koç Vakfı ilgi ve himayesini sürekli koruyarak Koç İlköğretim Okulları’nın her açıdan örnek oluşturması için çaba harcamaya devam edecektir.

Bu okulların özellikleri neler?

Her okul yaklaşık 4.800 metrekare kapalı kullanım alanına sahip. İki şubeli, 8 sınıf olarak tasarlanan okullarda iki ana sınıfı, kütüphane, fen ve bilgisayar laboratuvarları ve 300 kişi kapasiteli çok amaçlı bir salon bulunuyor. Sınıf mevcudu 30’u aşmamak üzere her okulda yaklaşık 500 öğrenci eğitim görüyor. Çift tedrisat uygulanan okullarda bu sayı bin öğrenciye ulaşıyor.

8 yıllık eğitime uygun modern altyapıyla donatılan okullar mimari bakımdan da farklı ve özel olarak inşa edildi. Tüm okullar iç ve dış mimarisiyle aynı özelliklere sahip bulunuyor. Çocuklar bilgisayar donanımlı bu okullarda çağdaş bir eğitimle tanışıyorlar.

Bu eğitimi başlatan siz oldunuz.

Hepimizin eli bu okulların üstünde olmalıydı. Özel okul değiller. Hep öğrencilere yönelik şeyler yapıyorduk. Bu reformlarda esas ihtiyaç öğretmene eğitimdir. Benim de kafamda da o vardı. Eğitim reformaları yapılıyor, sürekli yapılandırıcı eğitimden söz ediliyor. Ama, yapılandırıcı eğitimi öğretmen bilmiyor. Önce kendi okulumuzda bu çalışmaya başladık. Sonra bunu yaymak istedik.

Yaptıklarımızı paylaşmak istedik. Öğretmenlerle işe başladık. Öğrenciye değil, öğretmene bu eğitimi verirsek çarpan etkisi fazla olacaktı. Bir öğretmen eğitirek, daha fazla öğrenciye ulaşacaktık.

Önce, 13 okuldan beşer öğretmen çağırdık, sonra biz onlara gittik. Onlar da kendi bölgesindeki öğretmenleri çağırınca daha fazla kişiye ulaşmış olduk.

Ne tür eğitim veriyorsunuz?

Bütün vermek istediğimiz şey "siz bunu yapabilirsiniz, beraber yapabiliriz" mesajı. Öğretmenin kendine güvenini, araştırmacılığını geliştirmek. İlk zamanlar daha çok bilgisayar eğitimi verdik. Daha sonra her yıl bir tema belirledik. Yabancı dil, yeni müfredat gibi konu başlıkları ile karşılıklı çalışmalar yaptık. Kendi öğretmenlerimiz de bu konuda hazırlık yapıyorlar. Yani bizim onlara "çalışın" dememize gerek kalmıyor. Gelen öğretmenler de bizden esinlenerek kendi okullarında yeni projeler hazırlıyorlar. Çünkü, bu okullar bizim ilköğretim okullarının küçük bir modeli şeklinde hazırlanmış.


Tek yönlü değil biz de onlardan öğreniyoruz
Bugüne kadar kaç öğretmene ulaştınız?

Her yıl 15-20 kişi geliyor. Biz de gittiğimizde bazen 600 kişiye ulaşıyorduk. 2.500’ü aşkın öğretmene eğitim verdiğimizi düşünüyorum. Bu eğitimler tek yönlü olmuyor. Biz de onlardan çok şey öğreniyoruz. Bize çok güzel fikirler veriyor. Yani karşılıklı alışveriş var. Eğitim bitmez. Her sene farklı alanda ihtiyaca göre bu eğitimi sürdüreceğiz.

20’nci yıl nedeniyle eğitim proje yarışması düzenliyormuşsunuz.

Evet. Öğrenci ve öğretmenlere yönelik bir proje yarışması. 2 adet yarışma olacak. Biri öğretmenler, diğeri öğrenciler arasında. Öğretmenler için olacak yarışmanın ana teması: Global dünyada eğitim, öğrenciler için olacak yarışmanın ana teması da; sosyal sorumluluk projelerinin eğitimde kullanımı. Ödül, her iki yarışma için de 10 bin dolar (yaklaşık 12 bin YTL) olacak. Bu ödül ancak projenin uygulanması için kullanılabilecek. 2008-2009 eğitim öğretim yılında yarışmanın sonuçlanması hedefleniyor.

hurriyet
Yayın Tarihi : 1 Eylül 2008 Pazartesi 18:10:45
Güncelleme :1 Eylül 2008 Pazartesi 18:21:04


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?