Alfred İstanbul'un sırrı!

Amerika’da Kızılderilileri kabul eden ilk üniversite olan Alfred University, bu yıl İstanbul’da açtığı kampüsle türbanlıları da kabul eden üniversite olarak adını duyurdu.

NTVMSNBC, YÖK’ün “sahtekar” dediği İstanbul kampüsünün sırrını araştırdı. 



Türkiye Alfred Üniversitesi’ni, bu yıl yaz aylarında, ÖSS maratonunun ağırlığının yaşandığı günlerde duydu. ABD’nin 171 yıllık üniversitesi, İstanbul’da bir kampüs açacak, bu yıl açacağı hazırlık sınıfına alacağı öğrenciler için ÖSS şartı aramayacaktı. Haberlere göre Alfred Üniversitesi “Kuzey Amerika’nın en iyi” üniversiteleri sıralamasında ilk 20 arasında, “Kuzey Amerika’nın en ucuz” üniversiteleri sıralamasında ise 2’nciydi. “Ucuz” olması dışında en ayırt edici özelliği; Amerika’da Kızılderilileri kabul eden ilk üniversite olarak, Türkiye’de de türbanlı öğrencilere açık olacaktı. “Amerikan Üniversitesini ayağınıza getirdik” sloganıyla İstanbul’daki kampüs eğitime başladı. 600 öğrenci; 3500 dolar yıllık ücreti ödeyip, okula kaydoldu.



“SAHTEKAR” DİYE SUÇ DUYURUSU
Ancak kısa süre sonra YÖK, Alfred Üniversitesi’nin İstanbul kampüsünün “yasadışı” olduğunu duyurdu; bu kurumun diplomasını tanımayacaklarını belirterek, İstanbul’daki eğitim binalarının kapatılması, internet sitesine erişimin engellenmesi ve para toplayan, öğrenci kaydı yapan kişi ve kuruluşlar hakkında işlem yapılması talebiyle suç duyurusunda bulundu.

TÜRKİYE’DEKİ SAHİBİ, YÖNETİCİLERİ KİM?
Bu gelişme üzerine, üniversite yetkililerine ulaşmayı denedik. “İstanbul Temsilcisi” olduğu belirtilen Oya Morçay sorularımızı yanıtsız bırakıp, “üniversite hakkında her türlü bilgiyi vermeye yetkili” olarak MOS Media Genel Müdürü Hasan Sefer’in adını verdi. Sefer bu yıl “takviye kursları” adı altında İngilizce eğitime başladıklarını, kurs olduğu için YÖK’ten değil Milli Eğitim Bakanlığı’ndan izin aldıklarını, YÖK’ün savcılığa başvurusunun sonuç vermeyeceğini, yüzde 22’si başörtülü 650 öğrencileri bulunduğunu, “Amerika’ya bağlı olduklarını, diplomanın Amerika’dan verileceğini” anlattı. 

İstanbul Kampüsü’nün 10 Türk işadamının ortaklığında açıldığını; 50-60 trilyonluk yatırımın başladığını da belirten Sefer, ancak isimlerin “gizli” olduğunu söyledi; “Öğrenemeyeceksiniz” dedi.

AMERİKA’DAKİ ÜNİVERSİTE DE RİSK ALTINDA
Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, bu konudaki soruları yazılı istediler; ancak henüz yanıtı gelmedi. NTVMSNBC, YÖK Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Sayın ile de üniversite hakkında yaptıkları suç duyurusunu konuştu.

Alfred Üniversitesi İstanbul Kampüsü adı altında “sahtecilik” yapıldığını söyleyen Sayın, bugüne kadar denklik diploması verdikleri Amerika’daki Alfred Üniversitesi’nin de artık tanınmaması için işlemleri başlatacaklarını açıkladı. Sayın “Bugün-yarın o karar da çıkar” dedi.

AMERİKA’DAKİ YÖNETİMİN HABERİ YOK
NTVMSNBC, Türkiye’deki yetkililerden alamadığı bilgi için Alfred University’nin merkezindeki İstanbul Kampüsü’nden sorumlu olan yönetici Willam Hull’a ulaştı. Hull, gelişmeleri öğrenince şaşkınlığını gizleyemedi.

“Türkiye’deki şubenin hukuksal durumuyla ilgili bir fikrim yok. Kesinlikle kanuna aykırı bir davranışda bulunmak istemeyiz. Böyle bir olayın farkında değilim. Ortağımızın bu işlemleri uyguladığını zannediyordum” dedi.

SIRRI AMERİKALI YÖNETİCİ VERDİ
MOS Media Genel Müdürü’nün “gizli” olduğunu söylediği bir bilgiyi de Hull verdi. Hull, kendi bilgisi dahilinde olmayan konularla ilgili Dr. Orkun Hasekioğlu’nu arayabileceğimizi, Hasekioğlu’nun “İstanbul Kampüs Başkanı” olduğunu söyledi. Daha önce üniversiteyle ilgili her türlü bilgiyi açıklamaya yetkili olduğu İstanbul Temsilcisi Oya Morçay’ın işaret ettiği MOS Media Genel Müdürü Hasan Sefer’den alamadığımız yanıtlar için Dr. Orkun Hasekioğlu’na başvurduk. Hasekioğlu, soruları e-mail ile yanıtlayabileceğini söyledi.

Hasekioğlu’na e-mail ile yönelttiğimiz sorular ve aldığımız yanıtlar şöyle:

Türkiye’de 50-60 trilyonluk bir yatırımdan söz ediliyor. Bu yatırımı gerçekleştiren iş adamlarımızın kimler olduğunu öğrenebilir miyiz?
AU İstanbul Kampusü ABD’deki Alfred Üniversitesi’ne bağlı bir kuruluştur.
YÖK’ün suç duyurusundan sonra süreç nasıl işleyecek, ne yapılması düşünülüyor?
Bu konuda bize savcılıktan veya valilikten yazılı bir bildiri ulaşmadı.