İlk kez bir Türk okulu Avrupa Parlamentosu’nda konferans düzenledi. Türk ve Avrupalı eğitimcilerin yanı sıra üst düzey bürokratların ve siyasilerin de katıldığı konferansta, Türk eğitim sistemindeki reformlar ve Avrupa deneyimleri mercek altına alındı. Doğa Okulları’nın düzenlediği konferansa katılan Belçikalı Hristiyan Demokrat Avrupa Parlamenteri Ivo Belet, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin 3 Ekim’de başlayacağına inandığını söyledi.

Doğa Okulları bir ilke imza attı ve Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu binasında uluslararası bir konferans düzenledi. Konferansta, Türk eğitim sistemindeki reformlar, AB üyesi ülkelerdeki uygulamalarla karşılaştırmalı olarak ele alındı.

Konferansa katılan Belçikalı Hristiyan Demokrat Avrupa Parlamenteri Ivo Belet, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin 3 Ekim’de başlayacağını söyledi. Başta Kıbrıs olmak üzere bazı konularda hala çetin tartışmaların yaşandığını hatırlatan Belet, tarihi bir süreçten geçildiğini vurguladı. Belet, “Bu, hiç kolay bir süreç değil. Fakat ben iyimserliğimi koruyorum ve müzakerelerin başlayacağını umuyorum” diye konuştu.

Doğa Okulları kurucusu Fethi Şimşek, bir Türk eğitim kurumunun Avrupa Parlamentosu’nda eğitimi evrensel boyutuyla tartışmasının onur verici olduğunu söyledi. Şimşek, Avrupa Parlamentosu’nda böyle bir toplantı düzenlenmesini Türkiye’nin AB üyeliğine hazır olduğunun bir kanıtı olarak değerlendirdi. Şimşek, kültürler arası çatışmanın önlenmesi açısından Türkiye’nin AB üyeliğinin büyük bir önem taşıdığını da sözlerine ekledi.

Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Ziya Selçuk, üyelik müzakerelerinde ilk başlığın eğitim olacağını hatırlattı ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın sürdürdüğü hazırlıkları anlattı. Türk eğitim sisteminin, dünyada yaşanan ekonomik ve demokratik değişimlere ayak uydurması gerektiğini belirten Selçuk, eğitim sistemimizi uluslararası rekabete uygun hale getirmeye kararlıyız” diye konuştu.

AB Genel Sekreterliği Topluluk Programları Koordinatörü Sevinç Atabay, AB’nin çok kültürlülüğü ve çok dilliliği esas alması nedeniyle, ortak bir eğitim politikası bulunmadığını belirtti. Atabay, Türk eğitim sistemine yöneltilen eleştirilerin esas olarak üniversiteyi hedeflemesi, ara eleman yetiştirme konusunda yetersiz olması ve dil eğitimindeki eksikliği noktalarına odaklandığını aktardı. Atabay, Türk eğitim sisteminde bu eleştirileri de göz önünde tutarak kapsamlı bir reform hareketi başlatıldığını vurguladı.

Oxford Üniversitesi’nden Bill Bowler ise, yabancı dil eğitim materyali üreten uluslararası yayıncıların, yerel farklılıkları da göz önünde tutması gerektiğini söyledi. Yerel farklılıkların kullanılan eğitim materyallerine de yansıtılması gerektiğinin altını çizen Bowler, çok uluslu yayıncılarla tyerel yazarlar arasında bir işbirliğinin kaçınılmaz olduğunu ifade etti.

Gazi Üniversitesi eğitim fakültesi öğretim üyesi Bena Peker, eğitimcilerin eğitimi konusuna değindiği konuşmasında eğitim yöntemlerinde ciddi değişiklikler yaşandığını kaydetti. Peker, eğitimcilerin de bu değişime ayak uydurması gerektiğini vurguladı.