Türkiye’nin ilk bilişim meslek yüksekokulu Eylül’de açılıyor
Bilge Adam iki yıldır sürdürdüğü üniversite çalışmalarını Eylül’de noktalıyor. Bilişim teknolojilerinde eğitim veren kurs, kurduğu Bilge Adam Teknoloji ve Eğitim Vakfı’nın meslek yüksekokulu olan Bilişim Teknolojileri Meslek Yüksekokulu’nu açıyor. Yüksekokul, Eylül’de öğrenci almaya başlayacak.
Fatih, Beşiktaş, Bakırköy Ebuziyya, TownCenter ile Kadıköy Halitağa ve Altıyol’da, Taksim ve Ankara Kızılay’da bireysel şubesi olan, Kozyatağı, Fulya ve Ankara Bilkent Plaza’da kurumsal şubeleri bulunan kurs yılda 6 binden fazla mezun veriyor. 10 binin üzerinde kurumsal üyesi bulunan Bilge Adam Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Hakan Çevik, üniversite projesini açıkladı:
Yerleşkemiz Beşiktaş
Meslek yüksekokulu yerleşkesi Beşiktaş’ta olacak. Bilgisayar Teknolojisi ve Programlama Programı, Sistem ve Ağ Teknolojileri Programı, Grafik Tasarım Programı, Bilgisayar Destekli Teknik Çizim Programı bulunacak. Her program için 40 kişi ile sınırlı tutulacak toplam 160 kişilik bir kontenjan oluşturulacak. Müdürümüz Prof. Dr. Tevfik Akgün. Kendi alanında sektör birikimi olan ve akademisyen olarak görev almış eğitim profesyonellerinden mütevelli heyet oluşuyor.
Ülkemizin bilişim teknolojisi alanında ihtiyaç duyduğu nitelikli ara elemanları yetiştiren çağdaş bir eğitim kurumu olmayı hedefliyoruz.
Mesleki ve teknik eğitimin altında bilişim teknolojileri alanlarına odaklanılacak ve bu alanlarda iş dünyasının nitelikli ara eleman ihtiyacını karşılamaya yönelik uluslararası standartlar ve ulusal gerçeklere uygun programlar açılacak.
Her öğrenciye bilgisayar
Öğretim üyelerinin ve onların akademik liderliği altında çalışacak endüstri tecrübeli öğretim elemanlarının temini ve geliştirilmesi için gerekli kaynakların ayrılmasına öncelik verilecek. Her öğrenciye bir gelişmiş bilgisayar düşecek ve öğrencilere kesintisiz internet erişimi sağlanacak. Ayrıca laboratuvarların ve ders araç gereçlerinin tamamının uluslararası standartlarda olması sağlanacak. İş hayatı ile bütünleşmiş bir mesleki ve teknik eğitimin hayata geçirilmesini hedefliyoruz.
Sınıflar 15 öğrenci kapasitesinde olacak. Bir öğretim elemanına düşen öğrenci sayısı 12’yi geçmeyecek. Hem eğitim öğretim programlarının ve kaynaklarının geliştirilmesi hem de iş ve staj olanaklarının sağlanması amacıyla önde gelen uluslararası ve ulusal bilişim firmaları ve STK’lar ile kapsamlı protokoller imzalanacak. Eğitim dili Türkçe olacak. Bilişim teknolojilerinin gerektirdiği İngilizce dil bilgisi eğitimi yalnız önlisans eğitiminin tamamına yayılacak ve bilgisayar destekli yabancı dil öğrenim sistemleri ile desteklenecek.
Meslek yüksekokulu Bilge Adam’a akademik derinlik katılacak ve bizi daha üst seviyelere taşıyacak. Vakıf üniversitelerinin arka arkaya açılmasıyla orada ciddi rekabet, bir kirlenme söz konusu oluyor ve olacak. Dünyada yükseköğretim hızlı şekilde özelleşiyor, bilhassa Amerika’da Atlantik’in öbür tarafında da hızlandı. Dünyada özelleşmeye kafa tutan son sektör eğitim kaldı. Ama artık ağır ağır özelleşiyor.
Oy birliğiyle onaylandık
Biz de hızla vakıf kurduk. Kuruluş aşamasında birçok zorlukla karşılaştık. En son Sarıyer Adliye koridorlarında hakimin odasından çıkmak için saatlerce beklediğimizi hatırlıyorum. Uzun meşakkatli süreçten sonra vakfımızı 2006 yılında tescil ettirdik ve faaliyete başladık.
Meslek yüksekokulu için hazırlıklara başladığımızda sponsor üniversite de Yıldız Teknik Üniversitesi oldu. Uzun süre iyi bir bina oluşturmak için çabaladık, onu da başardık. YÖK’ten 21 üyenin oybirliği ile onay aldık.
Bu alanda açılacak ilk yükseköğretim kurumu olacağız. Akademik kadromuzu tamamladık. Bir yıl hazırlıkla geçti. Eylül-Ekim döneminde öğrenci alma heyecanı ve haklı telaşı içine girdik. Kontenjanlarımızı dolduracağımızı düşünüyoruz.
65’e yakın, bilişim alanında kitap çıkardık, telif hakları aldık. Bazıları kendimizin geliştirdiği kitaplar oldu.
Biz, hocaların gelişimini çok önemsiyoruz. Babam 40 yıllık matematik öğretmeni. Hala eski yıllarda aldığı eğitim geçerli. Oysa bizim alanımız, bilişim alanı her iki yılda bir değişiyor. Hocalarımızla birlikte bu değişime ayak uydurmalıyız. Onlar pedal çevirmezse biz de gelişimlerine katkıda bulunmasak koca bir sıfır olma riski ile karşılaşırız. Hocalarımızı hem Türkiye içinde, hem de yurtdışında eğitime gönderiyoruz. Sürekli kendimizi geliştirmek zorundayız. Her üç ayda bir programlarımızı gözden geçiriyoruz.