İlâhiyatçılar tepkili

İlâhiyatçılar, ortaöğretim din dersi kitabındaki 'vahye dayanmayan inanç biçimleri, reenkarnasyon ve Satanizm gibi zararlı akımların ortaya çıkmasına zemin hazırlar' şeklindeki ifadeye 'böyle genelleme yapılamaz' diyerek karşı çıktı

Ortaöğretim din dersi kitabında yer alan "vahye dayanmayan inanç biçimlerinin" Satanizm gibi zararlı akımlara yol açtığı ifadesi, ilâhiyatçıların büyük bölümü tarafından yanlış bir genelleme olarak değerlendirildi.
Milli Eğitim Bakanlığı'nca hazırlanan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 9. sınıf kitabının 16. sayfasında yer alan "Vahye dayanmayan inanç biçimleri, toplumda olumsuz etkilere yol açan reenkarnasyon ve Satanizm gibi zararlı akımların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır" ifadesine tepki gösteren Mazlum-Der Hatay Şube Başkan Yardımcısı ve Özgür Eğitim-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Ayan, kitabın toplatılmasını istemişti.
Hindu ve Budistleri rencide edebileceği gerekçesiyle tartışma yaratan ifade ile ilgili ilâhiyatçılar, Milliyet'e şu değerlendirmelerde bulundu:

‘Bu bilgiye gerek yok’

Prof. Dr. Beyza Bilgin: (Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi emekli öğretim üyesi) :"Ehli kitap demediğimiz diğer dinlerle ilgili bilgi verirken, o insanlar da bizim karşımızda oturuyormuş gibi cümleler kullanmamız lazım. Bizim inancımıza göre Allah her topluma peygamber göndermiştir. Onların yorumları farklı olabilir. İlla acaba bunlardan mı çıktı şeytana tapma? 'Vahye dayanmayan' ifadesi olmadan da bu cümle kurulabilirdi."
Prof. Dr. Fahri Kayadibi(İstanbul Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dekanı): "Satanizm ve reenkarnasyona nelerin yol açtığını incelemek lazım. Tabi vahye dayanmayan inanç sistemleri birtakım sıkıntılı durumlara yol açmıştır, ama bunları doğurmuş mudur onda bir delil yok. Bu inanç sistemlerinin zararlı akımlara yol açtığını söyleyemeyiz. Birçoklarının görüşleri vahye dayanan dinlerle örtüşüyor. İçeriklerine baktığınızda Kuran'a, İncil'e, Tevrat'a uygun mesajlar taşıdıkları da görülüyor."
Prof. Dr. Suat Cebeci (Sakarya Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Din Eğitimi Anabilim Dalı): "Bu genelleme hoş kaçmamış. Tanrı tanımazlık başlığı altında bu bilgiye gerek de yokmuş. Bana göre batıl olan inanç, bir başkasına göre gerçek inançtır, benim ki de ona göre batıldır. Böyle bir gerçeklik varken böyle bir genelleme doğru değil. Vahye dayanmayan tüm inançların yanlışlanması iyi olmamış. Vahye dayanmayan inanç biçimleri hiç kullanılmaksızın 'Satanizm benzeri inançlar toplumda sıkıntılara, şu sıkıntılara yol açıyor' demek yeterli olurdu."

'Sakınca görmüyorum'

Prof. Dr. Saim Yeprem (Eski Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı): "Bu zararlı akımların yerleşmesinin Türkiye için sebeplerini analiz ederken vahye dayalı dinin kurallarını bırakıp başka yerlerde mutluluğu arama eğiliminden söz ediliyor ki, ben bunda sakınca görmüyorum. Sağlam bir Hıristiyan olsalar Satanizme yer bulamazlar. Budist olup da Satanist olan yok ki."

Müdür, ‘imam öğretmen’leri savundu

İzmir Milli Eğitim Müdürü Seyfettin Yılmaz, Güzelbahçe ilçesindeki okullarda din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinde öğretmen açığı nedeniyle cami imamlarının görevlendirilmesiyle ilgili olarak, “Gayet normal bir iş” dedi

Hasan Sağlam Öğretmenevi’nde gazetecilerle bir araya gelen Yılmaz, İzmir’de 4 bin öğretmen açığı bulunduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinde öğretmen açığı 500 civarında. Ya emekli öğretmenlerle ya da İlâhiyat Fakültesi mezunu devlet memuru unvanı alan kişilerle bu açığı karşılayacağız. Bakanlık kararına göre yüksek öğrenimde ilgili alandan mezun, devlet memuru olanlara haftada 8 saate kadar ders veriliyor. Öğretmen nasıl öğretmense camilerdeki imamlar da din görevlileri. Biri din hizmetini diğeri Milli Eğitim Bakanlığı’nı seçmiş. Camilerimizdeki görevlilerin hoş görülmeyecek bir yanı yok. Yabancı bir ülkeden gelmediler. Bu işin uzmanları, eğitim alıp diplomalarını almışlar. Gayet normal bir iş. Pedogajik açıdan bir sakıncası yok. Din görevlilerinin öğrenciye yanlış bir davranışı, sözü varsa biz onların sözleşmesini fesh ederiz.”