30
Mayıs
2024
Perşembe
EĞİTİM

'Manevra' davası!

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla açılan davada YÖK'ten izin istememek için çok sayıda hukuki manevra yapılmış.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde (YYÜ) yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla açılan davada, eski Rektör Prof. Dr. Yücel Aşkın'ın kalp spazmı geçirmesine, Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı'nın cezaevinde intihar etmesine neden olan yargılama sürecinde, YÖK'ten yargılama izni istememek için çok sayıda hukuki manevra yapıldığı ortaya çıktı. 

Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi, 10 sanığın yargılandığı davada, soruşturma açıldıktan 2 yıl 9 ay sonra görevsizlik kararı verdi. Mahkeme, sanıklara isnat edilen çıkar amaçlı suç örgütü kurdukları suçlamasına yönelik delil olmadığına hükmetti.

İntihar etmeyecekti
Mevzuata göre, bu saptamanın 2 yıl 9 ay önce yapılması halinde, soruşturma ve yargılama yapabilmek için YÖK'ten izin alınması gerektiğinden Aşkın ve Arpalı tutuklanamayacak, Arpalı'yı intihara götüren süreç yaşanmayacaktı. Dosyadaki bilgilere göre, özel yetkili Van Başsavcı Vekilliği, sürecin başında YÖK'ten izin istemeden soruşturma yürütebilmek için şunları yaptı:
- Çıkar amaçlı suç örgütünün varlığından söz edebilmek için, olayda, baskı, haksız kazanç ve cebir unsurlarının bulunması gerekiyor. Savcılık, baskı ve cebir unsurlarının önemli bölümünü, Aşkın'ın çok sayıda kişiyi fişlediğine ilişkin notlara dayandırdı.
- Savcılık, Eylül 2005'te bu konuda ayrı bir soruşturma açtıktan sonra, "konunun özel yetkili savcılığın görev alanında olmadığı" gerekçesiyle "görevsizlik" kararı verdi. Savcılık, olayın dosya kapsamı dışında kalmasına rağmen, fişleme iddialarına yönelik araştırmalarını sürdürdü.
- Savcılık, Arpalı'nın cezaevinde intihar etmesinin ardından, görevsizlik verdiği fişlemeler konusunda yeni soruşturma başlatmış gibi evrak düzenledi. Yeni soruşturma da ana dosyayla birleştirildi. Suç örgütü suçlamasının gerekçeleri yaratılmaya çalışıldı.

1 Haziran sonrası
- Savcılık, ilk ihbar mektubunun 5 Nisan tarihli olmasına rağmen, suç tarihini Aşkın'ın kişisel eşyalarının arandığı 10 Haziran 2005 olarak gösterdi. Nisan'da yürürlükte olan eski TCK'da "kişisel verileri toplamak" ve "özel hayatın gizliliğini ihlal" suçları yoktu. Savcılık, suç tarihini bu şekilde göstererek, "bilgi notlarını" yeni TCK'daki söz konusu maddelere göre suç saydı. Böylece 3 bin yılı aşan hapis talebinde ve çete iddiasında bulundu.
- İhalelerden kişisel çıkar elde edildiğini gösterir kanıt olmamasına rağmen, iddianamede, "Ekonomik çıkarın kişilerin kendisine veya başkasına sağlanmasında bir fark yoktur" tezi ortaya atıldı. Olaydaki Hazine zararı, var olduğu iddia edilen çetenin "çıkarı" sayıldı.

'Bunun adı cinayet'

Arpalı'nın kardeşi Dursun Arpalı, kararla ilgili duygularını Milliyet'e şöyle anlattı:
"Bu karar o zaman verilse, ağabeyim tutuklanmayacak, intihar etmeyecekti. Bunun adı cinayet. Bu adalet, adalet değildir. Ağabeyimin hesabını kim verecek? Tazminat davası açtık. Bölge idare mahkemesi reddetti. Cezaevinde ağzından laf almak için ezdiler ağabeyimi. Bize 'Kelepçe takılıp da insanların arasından geçirilmeme izin vermeyin' diye ağlıyordu. AİHM'ye gidersek belki tazminat verirler ama ne yapacağım parayı? İlahi adalet tek umudumuz."

Milliyet
Yayın Tarihi : 24 Ocak 2008 Perşembe 18:30:03


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?