16
Haziran
2025
Pazertesi
EĞİTİM

Okul müdürleri isyan ediyor!

Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Sekreteri Gülten AkyürekK, Milli Eğitim Bakanı ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü tarafından karne parasını ödemeyen öğrencilere karnelerini vermediği için suçlu olarak gösterilen Esenyurt Merkez İlköğretim Okulu müdürü Hayrettin Beştaş’a sahip çıktı...  Akyürek, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in gerçekleri saptıran beyanları yüzünden Okulu müdürü Hayrettin Beştaş’ın şahsında tüm okul yöneticilerine, kapkaççı ve soyguncu muamelesi yapılmaktadır, şeklinde konuştu.

OKUL MÜDÜRLERİ İSYAN EDİYOR!

AKYÜREK, “Karne parası vermeyin, isteyen okul müdürlerini de bizlere ifşa ve şikayet edin, diyen sayın bakanın zorunlu ve vazgeçilmez okul harcamalarını karşılaması gerekir. Yakıt, elektrik, telefon, boya badana, çevre düzenlemesi, bekçi ve personel giderleri bakanlık tarafından karşılanmayan bir okul müdürünün velilerden kayıt ve karne parası gibi adlarla para toplamaktan başka çaresi yoktur. Okula ödenek göndermeyen ve okul idarecileriyle velileri karşı karşıya getiren bu olayda asıl suçlu öğretmen ve idareciler değil, sayın Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’tir” dedi.

İstanbul Esenyurt Merkez İlköğretim Okulu müdürü Hayrettin Beştaş’ın haksız ve hukuksuz yere günah keçisi olarak gösterildiğini söyleyen AKYÜREK, Anayasa’nın 42. maddesine atfen, devletin parasız eğitimi emrettiğine, yasalarda ilköğretimin zorunlu ve parasız olduğuna, Yönetmeliklerde de para toplamayla ilgili bir hüküm bulunmadığına işaret ederek, “Ancak, gelin görün ki, Sayın Bakan’ın köylü siyasetçi anlayışıyla güttüğü, okullarda para toplanması konusundaki samimiyetsiz politikası yüzünden, eğitim devlet okullarında adeta paralı hale gelmiş ve hem okul idarecileri hem de öğrenci velileri yanmıştır. AKP hükümeti; ‘Paran varsa oku, paran kadar oku’ politikası gütmeye devam etmektedir, şeklinde konuştu.

SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİKTE YARIM YAMALAK ÇÖZÜM

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Personel Genel Müdürü Remzi Kaya, 2006-2007 eğitim ve öğretim yılında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4/C maddesi kapsamında 3 bin 500 kısmi zamanlı geçici öğreticinin sadece branşı İngilizce olan 300 kadarının, sözleşmeli öğretmen olarak istihdam edileceklerini söylemesi 4/C’li bir kısım öğretmenleri sevindirirken, kadroya alınmayacaklarını öğrenen bilişim ve bilgisayar öğretmeni olan 3200 4/C’li öğretmeni ise hayal kırıklığına uğrattı. Yani yapılan iş yarım yamalak oldu.



Eğitim-Sen tarafından Danıştay'da açılan dava sonucunda işlerine son verilen 3500 4/C’li öğretmenin 14 Mayıs tarihinde sözleşmelerine son verildiğini hatırlatan Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan AVCI, MEB Personel Genel Müdürü Sayın Remzi KAYA’nın "Söz konusu yargı kararı ile görevlerine son verilen kısmi zamanlı geçici öğreticilerin bu mağduriyetlerinin önlenmesi amacıyla, bunlardan Talim Terbiye Kurulu'nun 119 sayılı kararında belirtilen kadrolu ve sözleşmeli öğretmenliğe atanma şartlarını taşıyanlar, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli öğretmen olarak istihdam edilecektir." Şeklindeki açıklaması elbette ki sevindirici bir adımdır. Fakat biz diğer branşlardaki 3200 dolayındaki 4/C’li öğretmenlerimizin de 4/B statüsüne alınmasını istiyoruz.

Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının eğitim sistemimize verim ve başarı getirmediğini belirterek, “Sözleşmeli öğretmenler çok mutsuz. Hemen hepsi çok zor koşullar altında öğretmenlik yapıyor. Verilen üç kuruş maaş kiralarını ancak karşılıyor. İş güvenlikleri yok. Hastalanma hakları bile yok. Bu yüzden bazı sözleşmeli öğretmenler istifa etti, birçoğu da istifa etmeyi düşünüyor. Eğitimde süreklilik sözleşmeliyle sağlanamaz. Sözleşmelilik uygulaması okullarda huzuru bozdu. Öğretmen bu uygulamayla Milli Eğitim Bakanlığına pamuk ipliğiyle bağlanmıştır. Öğretmenin kendisini devlete adaması gerekirken sözleşmelilik uygulamasıyla öğretmen, okulunu ve mesleğini benimseyemez duruma gelmiştir. Öğretmenlik mesleğinde “sözleşmelilik” kavramı olamaz. Zaten yozlaşan öğretmenlik mesleği bu uygulamayla soysuzlaştırılmak istenmektedir.”şeklinde konuşan Gürkan Avcı, Milli Eğitim Bakanlığının öğretmen açığını tasarruflu bir şekilde kapatmak için uygulamaya koyduğu “Sözleşmeli Öğretmenlik” politikasının iflas ettiğini belirterek, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’i önlem almaya davet etti.





kenthaber
Yayın Tarihi : 28 Haziran 2007 Perşembe 15:08:32
Güncelleme :28 Haziran 2007 Perşembe 15:08:07


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
İ.Ç. IP: 85.107.151.xxx Tarih : 24.06.2007 16:38:10
OKULLLARA NE ÖDENEK VERİYORLAR Kİ, KAYIT PARASI, KARNE PARASI VB. TOPLANMAYACAK DİYORLAR. BU EN HAFİF DEYİMLE HALK AVCILIĞIDIR. DERNEK VE SENDİKALARDAN BİR İSTEĞİMİZ VAR... OKULLARDA TOPLANAN BU PARALARDAN NE KADARININ TEŞRİFAT GİDERLERİNİN KARŞILANMASINA KATKI AMACIYLA İLÇE İL VE HATTA DAHA YUKARILARA GÖNDERİLDİĞİNİN TESPİT ÇALIŞMASI YAPSINLAR... ÇOCUKLARIMIZIN DAHA İYİ ŞARTLARDA EĞİTİMİNE YÖNELİK VERDİĞİMİZ BU BAĞIŞLARIN NE KADARI OKUL DIŞINA HARAÇ OLARAK GİDİYOR BİLELİM... HATTA BU BAĞIŞLARIMIZI SUİSTİMAL EDEN - İÇ EDEN OKUL YÖNETİCİLERİ VARSA ONLARI DA BİLELİM. YADA NE BİLEYİM MİLLİ EĞİTİMDE ATAMALARIN ASALETEN DEĞİL DE GENEL OLARAK VEKALETEN YAPILMASININ SIRRI ' BİZİ GÖRMEZSEN YERİNDEN OLURSUN, İSTEDİĞİMİZ AN SORUŞTURMASIZ - MAHKEMESİZ SENİ GÖREVDEN ALIRIZ!' ŞANTAJI MIDIR, SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMEN ALIMI ALDATMACASININ ARKASINDAKİ NEDEN ‘İSTEDİĞİMİZ AN İŞİNE SON VERİRİM HA’’ MIDIR BİLELİM. BU ÜLKEDE AKP NİN OKUL MÜDÜRÜ DİYE ATADIĞI BİR MÜDİRENİN MESELA, İSTANBUL-KARTAL'DA ÖĞRETMENLERİ, ÖĞRENCİLERE BIÇAKLATMA YADA ÖĞRETMENLER ODASINDAKİ İÇME SUYU BİDONUNA SİYANÜR KOYDURMA SUÇUNDAN YARGILANIP YARGILANMADIĞINI BİLELİM... DAHA ÇOK BİLMEK İSTEDİĞİM(!) ŞEY VAR DA, ZAVALLI MİLLİ EĞİTİM EMEKÇİLERİNE ZARAR VERİR DİYE YAZAMIYORUM…

Fuat Çelik IP: 85.107.38.xxx Tarih : 28.06.2007 15:55:06
Devletin en temel görevlerinden biri olan ücretsiz ve eşit eğitim olmalı ki bu bizde yok 4 yaşında çocuğumu okula kaydettirebilmem için 750 YTL okul aile birliğine zorunlu bağış yaptırıldım aksi halde çocuğumu okula almayacaklardı her ay 150 ytl ayrıyeten harç ödeyeceğim ayrıca satranç ve ingilizce istiyorsam oda ücrete tabii . Okulun istediği kırtasiyeyide saymıyorum orta ölçekli bir işyerinin 2 aylık kırtasiyesi kadar kırtasiye istiyorlar bunun resmen SOYGUN olduğunu bile bile çaresizlik içinde kayıt yaptırdım maalesef Okul Gaziosmanpaşa Nene Hatun Anaokulu Saygılar

adem baba IP: 195.142.173.xxx Tarih : 25.06.2007 10:26:43
lisede iki çocuk okutuyorum. Eşim de başka bir lisede öğretmen. Bu avantajımı kullanıp çocuklarımın okuduğu okullara hiç katkıda bulunmayabilirim. Okulun bir tanesinin 2006 yılı ödeneği 4200 YTL yıl boyunca yapılan toplam harcama 57000 YTL. Sorarım o bakanlara müsteşarlara. Bu okulun müdürü veya yöneticisi ne yapsın. Okul aile birliklerinde hem aktif olarak hem de denetleme kurullarında görevler aldım. Okul aile birliklerinin okula katkı amaçlı düzenledikleri gelir getirici kermes benzeri toplantılarda nasıl çırpındıklarını çok iyi bilirim. Bazı insafsız esnaftan ve vatandaştan ne kötü muamele gördüklerine gözlerimle şahit oldum. Hem okullara yeterli ödenek göndermeyeceksin hemde okullara kayıt döneminde şov yaparak para toplamayın diye gözdağı vermek için tv lerde şov yapacaksın. İnanmayanlar varsa 4-5 okulun müdürü ile konuşsunlar işi çözerler. okulların durumu içler acısı. bir çocuğun elinde paspas, süpürge gören tv yada gazeteler hemen karalamaya, okul yönetimini beceriksizlikle suçlamaya başlıyorlar. Temizlik görevlisi olmayan okullarda çocuklar belli bir sırayla sınıfları süpürüyorlar. bunu hemen o yöneticilerin sırtına vurmak doğru mu? ödenek göndermeyen bakanların, müsteşarların hiçmi suçu yok. Allah yardımcıları olsun milli eğitim camiasının. işleri çok zor.

samidemir IP: 85.108.2.xxx Tarih : 2.01.2009 00:25:50

körfez tüpraş 50.yıl lisesi okul aile birligi başkanı olarak sizlere yürekten katılıyorum egitim kurumundan(yarınımızdan)sorumlu olanların sorumluluklarını yerine getirmelerini diliyorum. yarın bizi tedavi eden doktorun yaptıgı yanlış sizin vebalinizdir....sayın bürokratlar