19
Mayıs
2024
Pazar
EĞİTİM

'YÖK'ün zihniyeti tepeden inmeci'

Milli Eğitim Bakanı Çelik, YÖK'ün Yükseköğretim Stratejisi Raporu'nu önce Sezer'e sunmasını eleştirdi: Raporu önce Cumhurbaşkanı'na takdim etmiş olmaları yanlış. Türkiye kraliyet değil. Değişikliği yapacak benim bakanlığım. Bana sunulmadı.

Bakan Çelik eğitimden şikâyetçi
ÖSS ortaöğretimi baltaladı. Öğrenci, "Sınavda yok" diye dersi önemsemiyor. Konuşup yazmayan "Aşağıdakilerden hangisi aşağıda" mantığında, asosyal öğrenciler yetişiyor.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ortaöğretim müfredatından sorular sorulmadığı için bugünkü içeriğiyle üniversite sınav sisteminin ortaöğretim kurumlarını baltaladığını, ÖSS ile asosyal öğrenci tipi ortaya çıktığını söyledi. SABAH'ın sorularını yanıtlayan Bakan Çelik, üniversite sınav sistemini ve YÖK'ün "tepeden inmeci" zihniyetini eleştirerek söze başladı ve "Eğer bana, sen Milli Eğitim Bakanı'sın, sen düzelt, derseniz, yapamam. Çünkü zerre kadar yetkim yok. Yetki YÖK'te" dedi.

PADİŞAH ANLAYIŞI
Geçen ay Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e "Türkiye'nin Yükseköğretim Stratejisi Taslak Raporu"nu sunan YÖK'e tepkisini ifade eden Çelik, "Raporu önce Cumhurbaşkanı'na takdim etmiş olmaları yanlış. Türkiye kraliyet değil. Önce padişaha, krala takdim edeceksiniz, o da aşağılara talimat verecek! Değişikliği yapacak olan benim bakanlığım. Bana sunulmadı" diye konuştu. Çelik, raporun taslak olarak değil, olgunlaşmış haliyle Cumhurbaşkanı'na sunulması gerektiğini belirterek, "Sonra hükümet başkanına, devlet başkanına 'Bizim ülkemizde şöyle bir problem var, kamuoyunda tartışıldı, geldiği şekli budur' deyip olgunlaşmış şeklini takdir edersiniz. Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Birilerinin ona bir şey takdim etmesinden ben rahatsız olmam. Ama demokrasilerde işin şekli itibarıyla bu yanlıştır" diye konuştu.

ZERRE YETKİM YOK
Daha önce YÖK üyeleriyle yaptıkları toplantıda, lise ayırımı yapmadan olgunlaşma sınavı yapılmasını ve bunun da üniversiteye giriş için baraj kabul edilmesini önerdiğini anlatan Çelik, bunun YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç ve üyeler tarafından kabul edilmediğini söyledi: "Bunu benimsemediler ama, Strateji Raporu'nda bu noktaya geldiler. Ümit ediyorum ki ÖSS sistemi bir şekle girer. Bugünkü üniversite giriş sistemi olduğu sürece liseleri düzene sokmak m ü m k ü n değil " dedi. Bu yıl üniversite sınavında yapılan değişiklik ile bir iyileşmenin olmasına rağmen, soruların yine de müfredatın tümünü kapsamadığından yakınan Çelik, "Eğer bana 'Siz Milli Eğitim Bakanı'sınız soruların niteliğini ve ağırlığını değiştirin' derseniz, ben bunu yapamam. Çünkü benim Bakan olarak üniversitede hangi tür soru sorulacak, ya da sorulmayacak, üniversite sınavının şekli, mahiyeti ile ilgili olarak zerre kadar yetkim yok. Bu yetki ÖSYM'de. ÖSYM de YÖK bünyesinde" diye konuştu.

YÖK KUTSANDI
Üniversite sınav sorularının lise müfredatıyla ilgili olmamasını her kesimin eleştirdiğini, Bakanlığın da Yükseköğretim Kanunu'nda değişiklik hazırladığını, ancak tepkiler üzerine vazgeçtiklerini anlatan Çelik, şöyle devam etti: "MEB ile YÖK bu işi müşterek yapsın dedik. AK Parti yapıyorsa bir niyeti var diyerek, imam hatip eksenli tartışma başladı. Adeta YÖK kutsandı. Amacımız ortaöğretimi kurtarmaktı."

DERSHANELER SONUCU
Dershanelerin neredeyse "okulları ikame eden kurumlar haline geldiğinin" hatırlatılması üzerine Çelik, dershanelerin sistemin sebebi değil, sonucu olduğunu vurguladı. Çelik, ÖSS soruları müfredatı kapsamadığı için öğrencilerin bazı derslere "Sınavda çıkmıyor, işime yaramaz" diyerek, sınavda çıkan soruların öğretildiği dershanelere yöneldiğini belirtti. Çelik, "Bu durumda bana, lise müfredatını atıp, üniversite sınavına yönelik bir müfredat yapın, diyebilir misiniz? Lise eğitimi öğrenciyi hayata hazırlar, belli bir kültür ve bilinç düzeyine ulaştırır. Sınavda yok diye felsefe, psikoloji, sosyoloji, şiir, drama, kompozisyon yazmayı öğretmeyeyim mi?" dedi. Çelik, ÖSS'nin bir başarı ölçme sınavı değil, eleme sınavı olduğunu ve bu yüzden de asosyol öğrenci tipi yetiştirdiğini de ifade etti, şöyle dedi: "Doğru dürüst konuşma ve yazma becerisi olmayan neredeyse 'aşağıdakilerden hangisi aşağıdadır' anlamına gelebilecek bir test mantığına sahipler. Kendini ifade etme, kendine güvenme, karşı tarafa soru sorma cesaretleri yok." 

Moda'da başarılı Müdür biraz da Alibeyköy'e gitsin
BAKAN Çelik, 5 yılını doldurmuş okul müdürlerinin zorunlu yerlerinin değiştirilmesi uygulamasının "kadrolaşma" olarak nitelendirilmesine karşı da şunları söyledi: "Müdürlerin müdürlüğünü ellerinden almıyoruz. 30 yıllık müdürler var. Bir komutan çok başarılı diye taburun başında kalıyor mu? Ayrıca Moda'da çok başarılı olduysa biraz da Alibeyköy'de başarılı olsun diyorum ben. Esas yiğitlik Alibeyköy'de başarılı olmaktır. Alibeyköy'deki kıyamete kadar yerinde kalacak değil. İstanbul İl Müdürü'ne talimat verdim, önce gönüllülük ilkesine göre hareket et, kabul etmezlerse resen bir okula ata, dedim. Bunun kadrolaşma ile zerre kadar ilgisi yok."
SABAH
Yayın Tarihi : 13 Ağustos 2006 Pazar 01:15:07
Güncelleme :13 Ağustos 2006 Pazar 04:19:20


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?