26
Mayıs
2024
Pazar
EKONOMİ

ABD ŞİRKETLERİ KELEPİR FİYATTA TÜRKLER KAÇIRMASIN

Endüstri tasarımcısı, fütürist yani gelecek bilimci Alphan Manas, global kriz nedeniyle özellikle ABD'de satışa çıkan şirketlerin peşinde. Manas, 'Türkiye için şu anda büyük şans var. Akla hayale gelmeyecek firmalar çok uygun fiyatlarla satışta. Satılık şirketlerin listesini çıkartıyorum. Her sektörden var. İş adamlarımız oturmuş, ne yapacağız diye düşünüyor. Birleşip şirket satın alsınlar' diyor.

Türk firmalarında birikmiş para var. Bugün ABD ve Avrupa firmaları inanılmaz derecede krizde. Ülker nasıl Godiva'yı aldı, bunun gibi en az 10-15 tane firma almamız lazım.

Bu ülke, çok acil yurtdışında tur operatörü, mağaza zinciri satın almalı. Ben Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu teknoloji firmalarını da takip ediyorum. Hepsi çok alınabilir rakamlarda.


"En iyi bildiğim iş boşluğu görmek..." İddia, deniz taksi, bilyoner gibi birbirinden ilginç projeleri hayata geçirerek milyar dolarlık şirketler yaratan işadamı Alphan Manas, Türkiye'de pek alışkın olmadığımız yaratıcı yatırımları nasıl gerçekleştirdiğini bu sözlerle anlatıyor. Teknoloji Holding'ten ayrıldıktan sonra Birghtwell Holdings BV'yi kuran Manas, son olarak enerjideki boşluğu görüp kurduğu Maya Enerji'yi Borusan Holding'e, yine iştiraklerinden Teknosis'i Verifone şirketine sattı.

Bugüne kadar fikrini oluşturduğu şirketi kurup, büyütüp, uygun fırsatı bulduğunda da satarak iş yapan Manas, şimdi global krizin yarattığı fırsatlara odaklanarak büyük ülkelerdeki büyük şirketleri satın almak için yatırımcı grupları bir araya getiriyor. Yeni iş yapma modelinin ilk uygulamasını da ABD'de uygulamaya geçti. İki büyük şirkete talip oldu. Kriz nedeniyle ABD'de büyük fırsatların bulunduğunu anlatan Manas, şunları söylüyor: "Türkiye teknolojisi olan şirketlere çok uygun fiyatlarla sahip olabilir. Türk firmalarında birikmiş bir para var. Ben diyorum ki Türk firmaları gitsinler ve Amerika'da kötü durumda olan şirketleri satın alsınlar. Ben satışa çıkan bu şirketlerin sürekli takibindeyim. Listelerim var. İsteyene destek veririm. Ben de bazı yatırımcılarla bazı firmaları satın almak için harekete geçtim. Şu anda önümüzde 6 ay süre var."

Türkiye'ye fütürizm yani gelecek bilimi kavramını getirdiniz. Türkiye'ye ne anlatmak istiyorsunuz?

Aslında biz Türkiye'de gelecekle ilgili senaryo yönetimini anlatmak istiyoruz. Yani gelecek tamamıyla senaryolar üzerine kurulu ve biz bu senaryoların hazırlayan ve tartışan bir toplum olmalıyız. Senaryolar tabii ki birden fazla alternatifi olan şeylerdir ve devamlı olarak değişkenlik gösterebilir. Trendleri analiz ederek senaryoları çıkarıyoruz. Bahçeşehir Üniversitesi Fütürizm Kulübü kurdu. Eminim ki çok yakın zamanda da özellikle lisansüstü eğitimde önce master dersi olarak verecek. Çünkü senaryo oluşturmak için de belli teknikler gerekiyor.

Yani sadece hayallerle olmuyor. Ne tür teknikler gerekiyor?

Fütürizm aslında üç temel öğeden oluşuyor. Bunlardan bir tanesi uzgörü, diğeri strateji, diğeri de inovasyon. Türkiye'de uzgörü konusunda yavaş yavaş özellikle köşe yazarlarının da çok etkili olduğunu düşünüyorum. Uzgörüyü çok iyi işlemeye başladılar. Henüz daha ülke olarak stratejik değiliz. Ama o da yavaş yavaş gelişiyor. İnovasyon konusunda bilgi bombardımanı var şu anda. Fakat inovasyon çok net olarak algılanmış değil. Ama en azından konuşuluyor olması önümüzdeki 5 yıllık dönem içerisinde bunun hayata geçirileceği anlamına gelir. En azından KOBİ'ler, inovasyon yapmazsam yaşayamam diyebiliyor.

Türkiye'de geleceğe yönelik senaryolar genellikle siyaset ağırlıklı. Sizin farkınız ne?

Bizim senaryolarımız tamamıyla farklı. Siyasi senaryolar tabii ki olmak zorunda ama bizim senaryolarımız, örneğin petrolün geleceği ve fiyatları, altının geleceği ve fiyatları, eğitimin geleceği, sağlığın geleceği, birçok alandaki gelecek senaryoları. Siyasi gelişim ve dalgalanmalar ne yazık ki Türkiye'de senaryoların daha hızlı değişimine yol açıyor. Çünkü devlet hâlâ ticaretin içinde, verginin içinde, henüz Türkiye'de vergi özerkliği yok. Hâlâ devletin bankası var, inşaat işi var. Bunlar bittikten sonra devlet üç temel alana, eğitim, güvenlik ve sağlığa konsantre olacak bir yapıya döndüğü an siyasi senaryoların diğer senaryolara etkisi minimize olacaktır.

Dünyada global bir kriz yaşanıyor. Bu krizi öngören oldu mu?

Kriz olduktan sonra herkes biz görmüştük diyebiliyor. Krizin nedeni Amerika'daki aşırı denetimsizlik ve bunun yol açtığı aşırı para kazanma ve büyüme hırsı. Bir poker masasında dört kişi poker oynayıp, dördü de kazandı. Böyle bir masa yok dünyada. Başka bir mesele daha var tehlike yaratan. Japonya'dan borçlanıp Türkiye'den bir şey alıyorsunuz. Buna da bir sınırlama getirilmesi lazım. Artık spekülatif kazancın kontrol altına alınması gerekiyor. Aynı şey Türkiye için de geçerli. Arsa spekülasyonlarından, imar durumlarının oynanmasından büyük paralar kazanılıyor. Bu bir hak değildir. Eğer böyle bir spekülatif kazancınız varsa bu kazancın da şerefiye parasını belediyeye ödemek zorundasınız.

Krizin Türkiye'ye etkisini nasıl yorumluyorsunuz?

Türkiye'nin şöyle bir avantajı var. 2001'de Kemal Derviş'in başlattığı politikalar güçlü kıldı Türkiye'yi. Ayrıca özellikle Türk firmalarında birikmiş bir para var. Ancak bu paranın ekonomiye kazandırılması söylemlerle olmaz. Daha stratejik olmak gerekiyor. Krizi fırsata çevirme lafı benim şahsen beğenmediğim ama arkasını doldurduğum zaman da hoşuma giden bir laf. Bugün Amerikan ve Avrupa firmaları inanılmaz derecede krizde. 5 koyup 50 borçlanacağımız birçok iş var. Ben diyorum ki Türk firmaları gitsinler ve Amerika'da kötü durumda olan şirketleri satın alsınlar. Ülker nasıl Godiva'yı aldı, büyük bir başarı. Bunun gibi en az 10-15 tane firma almamız lazım. Şu anda fırsat budur. Türkiye teknolojisine sahip firmaları ancak satın alabilir. Yoksa Türkiye'nin bu saatten sonra teknoloji yaratmasına imkân ve ihtimal yok. Parası olan şirketler, birleşsinler, fon oluştursunlar.

Çok şirket var mı satışta olan?

Ben açık ve net kendi açımdan konuşuyorum. Ben bu işte liderlik yaparım. Ben şu anda Amerika'da bu konuda satın alınabilecek firmaları gün be gün takip ediyorum. O kadar sıkıntıda işletmeler var ki. Avrupa'da oluşacak firmaları da takip ediyoruz. Bu ülkenin çok acil olarak yurtdışında tur operatörü satın alması lazım. Yurtdışında mağaza zinciri satın alınması lazım. Bence şu anda Türkiye'nin tek konusu bu olmalı. Ben de özellikle Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu teknoloji firmalarını çok yakından takip ediyorum. Hepsi çok alınabilir rakamlarda.

Türk yatırımcılarda bu konuda bir bilinç var mı?

Bizim Türk işadamımızın şöyle bir sorunu var, Amerika, Avrupa bir korku. Bu korkuyu bizim aşmamız gerekiyor. Onların bu korkuyu aşmasını sağlayacak altyapıyı biz hazırlarız. Ama onlar da paralarını koysunlar, şu anda krizi fırsata çevirmenin tam zamanı. Her sektörden firma var. Bugün ilaç firmaları grup grup birleşiyor. Bir ilacı geliştirmek için yaklaşık 1 milyar dolar para ve on yıl gerekiyor. Türkiye'nin kültüründe böyle bir yapı yok. O zaman demek ki kısa yolu seçecek Türkiye. Gidip de Pfizer'i satın alma şansı yok. Ama Alfred Mann diye bir işadamı var. Dünyanın 400 büyük zengininden biri. Ağızdan toz halinde sıkılan insülinin patentine sahip. 1.2 milyar dolar para harcamış. Eğer biz Türkiye olarak bu işe 100 milyon dolar para yatırabilirsek adam fabrikasını Türkiye'de kuracak. Bu şeker hastalığında çığır açacak bir şey.

Bu trend ne kadar sürer?

Şu anda önümüzde 6 ay süre var. Ben krizin başladığı zaman da, geçen hafta da Amerika'daydım. Amerika'da kriz bitmiş durumda şu an. Gözümle gördüm, çok net. Amerika krizi aşmış durumda, yani bundan kastım, günlük anlamda alışverişe dönmüş durumda. O süreç atlatıldı.

Türkiye'de gelecekte hangi sektörlerin şansı var?

Türkiye'nin gelecek stratejisi yok. Üniversiteler kuruyor, kapasiteleri arttırılıyor. YÖK'e sormak isterim, neden? Hangi arz ve talepe göre. İşin içine siyaset girdiği için istihdamı dengeleyici, yönlendirici bir çalışma yapılmıyor. Bunlar yapılmadığı takdirde çakılırız. Türkiye'nin en büyük şansı hizmet sektörü olur. Bu konuda en iyi Amerika'dır. Türkiye en yakın ülkelerden biri. Ben servis sektörümüzü çok beğeniyorum. O yüzden bizim dışarıya hizmet vermemiz lazım. Yurtdışından yaşlılar getirelim, onlara şehirler kuralım. Japonlar, Norveçliler burada yaşasınlar. Tekstilin zaten son demleri. Mal temini konusunda bazı şirketler bunu becerdiler. Kendilerini İstanbul merkezli yapıp siparişi oradan alıp Çin'de yaptırıyor. Konfeksiyon üretimi artık çok basit bir üretim. Ama Kamboçya'daki üretim tesisini gidip bizim kurmamız lazım. Tarım önemli ama politikalar net değil. Enerjide ise tek rolümüz var. Aracılık yapmak.


Kişisel taşımacılık ve kişisel turizm gelişecek

Fütürizmin bir de fantastik öngörüleri var. Bu anlamda önümüzdeki yıllarda neler olacak?

KİŞİSEL TAŞIMACILIK GELİŞECEK: Fantastik gelecekte bence özellikle taşımacılıkta çok önemli gelişmeler olacak. Uçaklar iyice ufalacak, kişiselleşecek. Küçük havaalanları olacak. Otomobilde 2 bin 500 dolarlık kullan at arabalar yaygınlaşacak. Bunlarda klima da yok, pencereler elle çevrilerek açılıyor. Hindistan bisikletli insanları arabaya kavuşturmak için bunu yapıyor. Bu pazar inanılmaz derecede büyüyecek. Diğer arabaları da birbirinden ayıran hiçbir şey kalmıyor. Bu da 'kirala-kullan'ı yaygınlaştıracak.

YAVAŞ ŞEHİRLER MODA OLACAK: Yaşamımızla işimiz iç içe girdi. Eskiden akşam eve gidiyorduk, sabah geldiğimizde faks var mı diye bakıyorduk. Şimdi öyle bir şey yok. Elinizde cihaz var, evinizde bilgisayarınız var. O sizin psikolojinizi etkiliyor. Eskiden cuma akşamları hadi sinemaya gidelim derken, eve gideyim de dinleneyim demeye başlıyorsunuz. Yavaş şehirler dediğimiz özel şehirler, sessiz, telefonların çekmediği yerler önem kazanacak.

KİŞİYE ÖZGÜ TURİZM: Teknoloji geliştikçe daha çok çalışacağız ve beynimiz daha çok yorulmaya başlayacak. Turizm de inanılmaz patlayacak. Mesela uçak yolculuğu çekilmez hale gelecek, bavullar taşınmaz hale gelecek. O zaman otel kavramında marka bir numara olacak. Bundan sonra tek bir otele gideceğim denilecek. Ben rezervasyonumu yaptığım zaman otel bana pijamamı, tişörtümü, mayomu, tıraş bıçağımı, losyonumu hazırlayacak ve ben buradan bavulla gitmeyeceğim. Veya bavulumu buradan alacak, ben oraya varıncaya kadar bavulum da gidecek.

BİREYSEL TERÖRİZM ARTACAK: Kişiye özel turizmin gelişmesinde bir başka unsur da güvenlik olacak. Uçağa sıvı almayı engellediler, şimdi hap almayı engelleyecekler. Yakında cep telefonunun kendisini, belki de notebook'u almayı engelleyecekler. Çünkü pillerin bir araya gelmesi ile de bomba yaratmak mümkün. 20-30 tane notebook'u bir araya getirip çok büyük bir manyetik alanı o pillerle beslediğinizde uçağın bütün sistemini bozabilirsiniz. Hapları suyla karıştırıp bomba yapabilirsiniz. Demek ki bireysel terörizmin artmasıyla beraber güvenlik tehditleri artacak.

Güneş ve çöp enerjisine yatırım yapacağız

Brightwell Holding neler yapıyor?
Şu anda kömürde elektrik santrali yapma konusunda çalışma yapıyoruz. Özelleştirmeden aldığımız üç kömür sahamız var. Güneş enerjisine gireceğiz. Bu konuda uluslararası ortaklık kurma hazırlığındayız. Çöp enerjisine giriyoruz. Yurtdışında da iki tane satın alma konusunda Türk yatırımcılarla birlikte hareket ediyoruz. Bunun dışında gelişen işlemler piyasası dediğimiz KOBİ Borsası'na hazırlık yapıyoruz. Artış iş yapma biçimini de değiştirdim. Yapıp, büyütüp, satmak yerine şimdi fırsat kollayıp daha orta ve büyük ölçekli şirketlere kendi başıma değil bir grubu toplayarak yatırım yapma stratejisine geçtim. Çünkü en iyi bildiğim iş boşluğu görmek. 25 yılda bu tecrübeyi kazandığıma inanıyorum.

ALPHAN MANAS KİMDİR
1962'de İzmir'de doğdu. 1983'de Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü'nden mezun oldu. Daha sonra New York'a gitti. Colonial Corporation'un Ülke Müdürü olarak Türkiye'ye döndü. 1988 Şubat'ta Exim'in ve takiben Planet ve Teknoser'in kurucu ortağı oldu. 1998'de kurulan tüm şirketler Teknoloji Holding çatısı altında toplandı. 2006 Şubat'ta Teknoloji Holding'de yer alan 7 şirketi bünyesine alarak ayrıldı ve merkezi Hollanda'da bulunan, ABD ile İngiltere'de yapılanmış Brightwell Holdings BV'yi kurdu. Kamboçya'nın İstanbul Fahri Başkonsolosluğu görevini sürdürüyor.
 

Jale Özgentürk - Referans
Yayın Tarihi : 1 Haziran 2009 Pazartesi 16:17:33


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?