20
Mayıs
2024
Pazertesi
EKONOMİ

DPT YENİDEN ÖRGÜTLENMEDİKÇE EKONOMİYE YARAR SAĞLAMAZ

Gelecek yıllarda devletin ekonomideki rolü, son 25 yılın aksine artacak. Devletin, konserve veya ayakkabı üretimine tekrar dönmesi söz konusu olmayacak ama denetim ve düzenleme konusundaki otoritesi ister istemez güçlenecek.

Yeni dönemde devlet; krizlerin önlenmesi, kaynakların kurtarma paketleri ile israfının azaltılması ve refahın yaygınlaştırılması için daha fazla görev üstlenecek. Bu görevlerin yerine getirilmesi ise ancak ekonomik verilerin en yetkin şekilde analizi ve bulguların siyasetçilere bir erken uyarı sistemi çerçevesinde iletilmesi ile mümkün olacak. Bu nedenle yeni dönemde planlama, araştırma ve analiz görevlerini üstlenecek resmi veya yarı resmi kurumlara daha çok sorumluluk ve görev yüklenecek.

Son kriz dünyadaki ekonomik araştırma ve analiz kurumlarının yeterince iyi çalışmadığını gösterdi. ABD'nin NBER, Almanya'nın beş büyük ekonomi enstitüsü ve Fransa'nın INSEAD gibi önemli araştırma ve analiz kuruluşları, hükümetleri yaklaşan riskler konusunda zamanında uyaramadı. 57 yıl önce kurulan bizim DPT'miz de (Devlet Planlama Teşkilatı), küresel ekonominin değişen koşullarına göre yeniden yapılandırılmadığı için hükümetin, kamuoyunun ve iş dünyasının bilgi ihtiyaçlarına tam anlamı ile cevap veremedi.

DPT'nin zaafları

Son yıllarda küresel ekonominin değişen koşullara uyum sağlayamayan özel sektör şirketleri yok olmaktan kurtulamadı ve şirketlerin ortalama ömrü giderek kısaldı. Devletin üretim yapan KİT'leri, uzaktan kumanda ile yönetildiği ve politikacıların arpalığı olarak kullanıldığı için makinelerini ve teknolojisini yenileyemedi ve özelleştirildi. Batma ve tasfiye tehdidi ile karşı karşıya bulunmayan DPT ve benzeri devlet kuruluşları ise yeniden yapılanamadıkları için önemlerini ve işlevlerini zamanla yitirdi. Aşağıdaki zaaflar, DPT'nin de acilen yeniden örgütlenmesi ve yenilenmesi gerektiğini ortaya koydu:

- Hazırlanan üç yıllık programlar ve 2007-2013 dönemini kapsayan kalkınma planı, yıllık programların üst üste konmuş bir toplamını andırıyor. DPT'nin orta ve uzun vadeli plan ve programlarında, cumhuriyetin 100. yılına kadar uzanan umutlu bir vizyonun izlerini görmek çok zor.

- DPT, tüm kalkınma faaliyetlerini Ankara'dan yönetmek isteyerek tabandan gelecek yerel girişkenliği ve girişimciliği köreltiyor.

- Bir planlama kuruluşunun dünya ve Türkiye ekonomisi konusunda bir "erken uyarı sistemi" gibi görev yapması lazım. Oysa DPT, hükümete ve iş dünyasına yönelik olarak böyle bir görevi yeterince yerine getiremiyor.

Program ve raporlar yetersiz

DPT'nin yayımladığı plan ve programlarda gözlenen yetersizliklerin bazılarını şöyle özetlemek mümkün:

- Yıllık programlarda giderek önem kazanan dünya ekonomisi ile ilgili gelişmeler ise yalnızca IMF'nin yayımladığı dünya ekonomik görünüm (World Economic Outlook) raporlarına dayanılarak veriliyor. Oysa DPT'nin, IMF dışında diğer uluslararası ekonomik kuruluşların ve ulusal ekonomik araştırma birimlerinin analiz ve tahminlerine de yayınlarında yer vermesi gerekiyor.

- Aylık raporlar çoğunlukla geç ve düzensiz yayımlandığı için bir erken uyarı görevini yapamıyor.

- Ekonomik gelişmeler raporlarında, bir-iki gösterge dışında mevsimlik düzeltme yapılmadığı için okuyanlar trendler konusunda bir fikir edinemiyor.

- DPT, Türkiye İstatistik Kurumu'nun görevi gereği "ham" olarak yayımladığı veri ve göstergelerin en kısa sürede analiz edilerek işlenmesi ve kamuoyuna duyurulması konusunda da yetersiz kalıyor. Oysa Merkez Bankası kendi alanına giren konularda daha doyurucu analiz ve yorumlar yayımlıyor.

- Kalkınma planlarının hazırlanmasında yararlanılan özel ihtisas komisyonları da bugünkü şekliyle doyurucu raporlar üretemiyor.

Yeniden örgütlenme zamanı

DPT'nin her yıl yayımladığı programlar ile "Ekonomik Gelişmeler" ve "Mali Piyasalarda Gelişmeler" adlı aylık raporları çok sayıda yararlı göstergeyi bir arada ilgilenenlere sunuyor. Ancak bunlarda okuyanlara ipucu verecek, analiz ve yorumlar nadiren yapılıyor. Raporların metninde çoğunlukla, göstergelerle ilgili çizelgelerdeki değerler anlatılıyor. Bunların sayfa düzenlerinin ve sunumlarının yıllardır aynı kalması da okur kitlesinin değişen ihtiyaçlarını karşılayamıyor.

Halen yıllanmış ve atıl bir KİT gibi çalışan DPT yeniden örgütlendiğinde kendisinden beklenen görevleri yerine getirebilir. Bunun için DPT yönetiminin önce hükümetin, kamuoyunun ve iş dünyasının DPT'den neler beklediğinin araştırması gerekiyor. DPT bu araştırmanın sonuçlarına göre yeniden örgütlendiğinde, DPT'nin genç uzmanları, yeni eleman alınmadan ve ek masraf yapılmadan beklentileri karşılayacak çalışmalar yapabilir.

DPT'NİN YILLIK PROGRAMLARI TEKRARLARLA DOLU

Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, geçen pazartesi günü yaptığı önemli konuşmada, ekim ayı sonuna kadar yayımlanması beklenen 2009 Yılı Programı'nda gelecek yıl uygulanacak ekonomik politikalar konusunda önemli ipuçları bulunacağını söylemişti.

Bu programı beklerken Referans'a yazmayı planladığım cari işlemler açığı yazısı için önceki yılların programlarını incelemek istedim. Çünkü temel ekonomik göstergeler konusunda en güvenilir istatistikler bu programda yer almaktaydı. Önce ithalatın en önemli kalemi olan ara malları konusunda programlarda ne tür bir bilgi verildiğini araştırdım. 2006 Yılı Programı'nın üçüncü sayfasının yedinci maddesinde ve "Ödemeler Dengesi" bölümünde hükümet, bu konuda yapmayı planladıkları hakkında şu bilgiyi veriyordu:

"Orta vadede yurtiçi üretimin ithalat bağımlılığının azaltılması amacıyla sanayide kullanılan ithal ara girdilerin, rekabet koşulları altında, yurtiçinde üretilmesini sağlayacak politikalar geliştirilecektir. Bu bağlamda, sanayide Ar-Ge faaliyetlerinin yaygınlaştırılması sağlanarak özellikle yüksek teknolojili, ara girdilerin yurtiçinde üretilmesinin desteklenmesine yönelik çalışmalar başlatılacaktır."

Bir yıl içinde bu önemli vaat konusunda neler yapıldığını görmek için bu kez "2007 Yılı Programı"na baktım. Programda ara girdilerin yurtiçinde üretilmesini sağlayacak politikalar hakkında hiçbir bilgi yoktu. Programın yine üçüncü sayfasında ama bu defa beşinci madde olarak, önceki yıl kullanılan uzun cümle aynen yer alıyordu.
Yalnız "bağlam" yerine "çerçeve" kelimesi kullanılmıştı.

Bunun bir unutmadan kaynaklandığını düşünerek "2008 Yılı Programı"nı inceledim. Maalesef aynı cümle bu defa "yönelik" yerine "yönünde" ve "yüksek" yerine "ileri" kelimesi kullanılarak son programda da vardı. Bu tür tekrarlar, yıllık programların özensiz hazırlandığını, hatta şişirildiğini düşündürüyor. Çünkü programların diğer bölümlerinde de önceden verilen taahhütler konusunda neler yapıldığı, ortaya çıkan aksaklıklar ve alınan sonuçlar hakkında dişe dokunur bir bilgi ve analiz yok.
Şimdi umutla "2009 Yılı Programı"nı bekliyorum. Bu programda da yine aynı cümle yer alırsa DPT'den ümidimi iyice keseceğim. Ara girdiler konusunda ithal ikamesi önlemleri ile ilgili yeni bilgiler yer aldığında ise "Bu kuruluş çağdaş çalışma tarzlarını benimsemeye başlıyor" diyeceğim.

Faruk Türkoğlu - Referans
Yayın Tarihi : 24 Ekim 2008 Cuma 13:00:51


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?