Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Galip Ensarioğlu, son dönemde yaşanan olaylardan en çok esnafın etkilendiği söyledi. Ensarioğlu, 'Bölge esnafı Batı'dan alışveriş yaptığı için zorlanıyor. Çünkü mal alımlarında daha sıkı güvence ve teminatlar isteniyor' dedi.
Bir süredir Doğu ve Güneydoğu'da teröristlerin gerçekleştirdiği eylemler artmaya başladı. Özellikle de DTP'nin kapatılması ile gösteriler daha da arttı. Yöre halkı huzursuz. Ama asıl huzursuz olan önemli bir kesim daha var. O da bölgede iş yapmaya çalışan esnaf, küçük ve orta ölçekli işletme sahipleri.
Taşlı-sopalı gösteriler, silahlı çatışmalar yüzünden işletme sahipleri iş yapamaz halde. Ekonomik krizin üzerine bir de bu tür olayları eklediğinizde, Doğu ve Güneydoğu'daki esnafın ve işletmecilerin halini varın siz düşünün.
Son günlerde iş dünyasından görüştüğüm kişiler, zaten ekonomik sıkıntının hâkim olduğu bir ortamda esnafın kepenklerini indirmesiyle daha da zor günler geçirdiklerini söylüyor. Hatta bir adım daha ötesi var. Mal alan esnaf, senedini, çekini ödeyemez halde. Gösterilerden dolayı da dükkânını açamadığı ve iş yapamadığı için bankalara kredi için bile başvurmaya cesaret edemiyor. Bunlar son bir ay içinde kulağıma gelenler.
Bunun üzerine son olarak DTP'nin kapatılması ve terör örgütünün gösterilerini artıracağının duyulması üzerine Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Galip Ensarioğlu ile görüştüm... Diyarbakır'daki durumu sordum.
Esnaf gittikçe zorlanıyor
Galip Ensarioğlu, Diyarbakır'da sanıldığı kadar toplumsal olayların yaşanmadığını savunuyor. Bölge genelinde, parti kapatma öncesinde sokak eylemlerinin başladığını söylüyor Ensarioğlu ve bundan en çok esnafın etkilendiğini de kabul ediyor. Galip Ensarioğlu'na göre, bölge esnafı Batı'dan alışveriş yaptığı için daha da zorlanıyor. Bu zorlanmayı da şöyle anlatıyor:
"Mal alımlarında daha sıkı güvence ve teminatlar isteniyor. Esnaf bunları temin etmekte zorlanıyor. Bir taraftan da bölgede yaşananlar güvensizliğe ve farklı algılara sebep olduğu için, esnaf hem Batı ile alışverişte sıkıntı yaşıyor hem gündelik yaşamında sıkıntılar çekiyor. Ama yine de şunu söylemek isterim. Diyarbakır, öyle abartıldığı gibi değil."
Konuşmamız sırasında Galip Ensarioğlu'na bölgedeki işletme sahipleri ve esnafın üzerinde terör örgütünün baskısı olup olmadığını da soruyorum; ‘işyerlerinizi ve dükkânlarınızı açmayın' tarzında...
1990'larda baskı çoktu
Ensarioğlu, özellikle 1990'larda bu tür baskının yoğun olduğuna işaret ediyor. Yılda 30-40 defa kepenklerin kapatıldığı dönemleri yaşadıklarını hatırlatıyor. Ancak 2000'den sonra bu tür baskıların yaşanmadığını belirten Galip Ensarioğlu, "Bu sene bir-iki defa kepenk kapama eylemi oldu. Bu eylemler pek hoş karşılanmıyor. Eskiden insan hakları ihlalleri olduğu zaman, esnaf bu eylemlere katılıyordu. Ancak bu durum yılda 40-50'yi bulunca artık esnaf da bundan çok büyük rahatsızlık duydu. Sadece esnaf değil, bölge halkı da" diyor.
Galip Ensarioğlu, son 8-10 yıldır kepenk kapatma olaylarının artık yaşanmadığına değiniyor. Ardından da kepenk kapatmanın çağdaş bir protesto yolu olmadığını savunuyor.
Merak ettiğim konulardan biri de Doğu ve Güneydoğu'daki olayları tüm dünya izliyor. Aynı şekilde Diyarbakır'daki taşlı-sopalı saldırıları ve silahlı gösterileri de herkes biliyor. Peki, bu durum bölgeye yatırımcı çekmekte sorun olmuyor mu?
Şu bir gerçek ki; bölgenin en önemli sorunu ekonomik. Ve yıllardır da başta hükümet olmak üzere kimi kesimler, Doğu'ya yatırım yapılması gerektiğini önemle vurguluyor. Hatta bu konuda hükümet, yatırımcıya belli başlı teşvikler de öngörüyor. Arada bir de bu teşvikleri açıklıyor. Ancak yatırımcı için de en temel konu, güvenlik. İşte bu görüşlerimi Galip Ensarioğlu ile de paylaştım ve bu gibi olayların yatırımcıyı bölgeden uzaklaştırıp uzaklaştırmadığını sordum.
"Elbette yatırımcının buralara gelme ihtimali zayıflıyor. Çünkü sermaye ürkektir" diyerek başlıyor anlatmaya Galip Ensarioğlu ve sermayenin kendini garanti altına almak isteyeceğini söylüyor. Ardından, "Sermayenin önce kendini güvence hissetmesi gerekir" diye de ekliyor.
Burada bir yaşam var
Galip Ensarioğlu, ilginç bir söylemde de bulunuyor. "Her şeye rağmen burada bir yaşam var" diyen Ensarioğlu, bir kere daha televizyonlardan izlendiği kadar bölgede abartılı bir durum olmadığını tekrarlıyor. Yine de üzerine basa basa, Batı'dan gelip yatırım yapmak isteyenleri tedirgin ettiğini vurguluyor. Ve Galip Ensarioğlu, son bir-iki hafta içinde bazı yatırımcıların bölgeye yatırım yapmak için kendileri ile görüştüklerini açıklıyor.
Tabii bu ne kadar doğrudur ya da ne ölçüde hayata geçer, o tarafı bilinmez. Ama ortada bir gerçek var: Doğu'da bu tür terör olayları ve gösteriler sürdüğü müddetçe, yatırımcının da bölgeye yatırım yapmasını beklemek ancak hayalcilik olur.
Daha da açık söylemek gerekirse... Doğu ve Güneydoğu'nun sorunu bölge halkının söylediği gibi ekonomikse ve yatırım yapıldıkça, ekonomi geliştikçe birçok sorun ortadan kalkacaksa; o zaman, bölge insanın da daha sakin olması gerekiyor.