22
Mayıs
2024
Çarşamba
EKONOMİ

YABANCI 'HOŞ GELDİN' DEMİYOR

TÜRKİYE BANKALAR BİRLİĞİ BAŞKANI VE İŞ BANKASI GENEL MÜDÜRÜ ERSİN ÖZİNCE'DEN UYARI: 

Dünyada bankacılık otoritelerinin yabancılara karşı tutucu olduğunu söyleyen Ersin Özince, "Hoş geldin, sefa getirdin demiyorlar, bilanço büyütülmesine bile izin vermiyorlar" dedi

İş Bankası Genel Müdürü ve Türkiye Bankalar Birliği Başkanı (TBB) Ersin Özince, Halkbank'ın blok, Ziraat Bankası'yla Vakıfbank'ın da halka arz yoluyla satılmasının planlanmasına ilişkin olarak karar alıcılara ve bankacılık otoritesine dikkat çeken uyarılarda bulundu. 

Ziraat Bankası'nın satışına karşı olduğunu ifade eden Özince, Halkbank ve Vakıfbank için halka arz yöntemlerinin doğru stratejiler olacağını söyledi. 

Yurtdışı deneyimlerini aktaran Ersin Özince, Avrupa'da yabancıların Türk bankalarının şube açmalarında bile bürokratik engel çıkardıklarını belirterek 'Değil bir ülkeden diğerine geçip büyümemize, şube bilançomuzu büyütmemize bile anında izin vermiyorlar, uzun bir süre tanımaya çalışıyorlar' diye konuştu.
Bankacılık ve finans sektörünün 'hercai kararlar' alınan sektörler olmadığını, dünyanın her yerinde bankacılık otoritelerinin tutucu davrandığını kaydeden İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, "Misilleme yapalım demiyorum ama kamu bankalarını satmadan önce istikrarımızı sağlayacak, 10 yıl sonra ne olacağımızı belirleyebilecek politikalar oluşturmalıyız" dedi.

'Büyümemize engel oldular'
Komşu ülkelerin bile şube açma, banka satın alma konularında Türk bankalarına kredi notu düşük ülke bankası muamelesi yaptığını anlatan Özince şunları söyledi:
"İstisnalar olmuştur. Ama doğrusunu isterseniz bizim gösterdiğimiz alicenap, misafirperver tavrı göremediğimiz birçok ülke var. Bununla ilgili sayısız örneği bu sektörde deneyimli olan birçok kişi bilir."
Avrupa'da Türklerin bankacılıkta hızlı bir büyüme göstermelerine izin verilmediğini belirten Özince şöyle konuştu:
"Avrupa'da uzun süredir en yaygın şekilde bulunan bir bankayız. Değil yaygınlaşmamız, bilançomuzu büyütmemiz bile tahdit edilmiştir. Hem de aynen şöyle oldu; 'Buyrun hoş geldiniz, ülkemize yatırım yapın ama öyle aniden büyüyemezsiniz. Yeni bir yatırımcısınız, sizi iyice tanıyana kadar riskleri sınırlı almanızı istiyoruz' dediler.
Yani 'Sefa geldiniz, hoş geldiniz, hadi ertesi gün ikiye üçe katlayın, her bir işe girin' diye bir şey yok. Bankacılık otoriteleri hep tutucu olmuştur. Öyle aniden izin vermezler.
Bugün dünyanın en büyük bankaları bile ülkemize gelse mühim olan dünyanın en büyüyüğü olmaları değil, Türkiye'de ne yapmak düşüncesinde olduklarıdır.
Niyeti bilmek ve ona göre sektörü yönetmek otoritenin işidir. Avrupa'da bunu yaptıkları için bizim ülkeden ülkeye geçmemize de aşırı büyümemize de engel olunmuştur."

'Dışarıda banka bakıyoruz'
Ersin Özince, İş Bankası, bankacılık, döviz kuru, terör ve kamu bankalarının satışına ilişkin şu mesajları verdi:
Bankacılıkta rekabet artık her yönden global boyutta olmaya başladı. Yabancı bankalar rekabetinin de süratle gündemimize getirdiği müşteri ihtiyaçlarını daha iyi anlayabilmek, doğru cevaplayabilmek ve bunu yaparken de bankayı etkin ve verimli çalıştırmak istiyoruz.
Başlattığımız değişim programı bunu hedefliyor. Dünyanın en güçlü bankasıyla bile rekabet edebilecek Türkiye'ye özgülenmiş sermaye gücümüz, altyapımız ve bunların hepsinden önemlisi de nitelikli insan gücümüz var. Şu anda dışarıda birkaç ülkede banka almak, şube açmak için çalışmalar yapıyoruz. Karar aşamasına geldik.


'Terör şube kapattırmadı'
Terör yüzünden şube kapatmadık. Geçen yıl Diyarbakır'daki olaylar sırasında bir şubemiz yakıldı. İçeride kalan dört arkadaşımıza yöre halkı ve esnaflar büyük bir dayanışma duygusuyla sahip çıktılar. Sonra bu şubeyi ticaretten daha iyi bir yere taşımak istedik. Yöre esnafı kabul etmedi, 'İş Bankası şubesi buradan gitmesin' dediler.
Şubelerimiz Türkiye'nin neresinde olursa olsun hiçbir zaman ayrımcılık yapmayız. Ülkemizin gelişmemiş, sosyal huzursuzlukların olduğu bölgelerinde doğru düzgün bir şekilde bankacılık hizmetlerinin verilmesiyle halkın çıkarının bağdaşdığına çok inanıyoruz.


'Bankacılık politikamız yok'

"Benim bildiğim veya algılayabildiğim bir bankacılık politikamız yok" diyen Ersin Özince şöyle konuştu: "Herhangi bir şekilde devletin bankacılık faaliyeti içinde olması istenmiyor. IMF ve Dünya Bankası da bunu istiyor. Özünde buna karşı değilim. Ama ülkemizde ulusal bir finans politikası yok. Çok uygun işler yapılıyor da olsa bunun benim bilebildiğim bir politika dahilinde yapıldığını şu ana kadar yaşamadım, saptamadım. Belli bir yönde gidiş var. Sektörü reforma soktuk ama sektörün 5 - 10 yıl sonrasıyla ilgili bir plan, program içinde olduğumuz söylenemez."

'Aşırı değerli TL denge bozuyor'

İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince 'TL'nin aşırı değerlenip, değerlenmediği' konusunda ise şu görüşleri aktardı: "Türkiye'nin rekabet gücünü geliştirmeye ihtiyacı var. Değerlenen TL'nin ihracatı zorladığı ve bunun yalnız ihracatcılarımızı değil Türkiye'nin ekonomik dengelerini zorladığını düşünüyorum. Reel sektörün rekabet gücünün zayıflaması bankacılık sektörü olarak bizi çok ilgilendiriyor. TL'nin aşırı değer kazanmasının olumsuz etkiler yarattığı kanaatindeyim. Bunun hiç kimseye olumlu bir etki yaptığını düşünmüyorum."

'Halkbank satışında yabancı daha güçlü'

İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, IMF ile yapılan görüşmelerde 2008'de blok satışı istenen Halkbank'ın satışında yabancı veya yabancı ortaklı alıcıların şanslı olduğunu söyledi.
İş Bankası'nın Halkbank'ın satışına kayıtsız kalmayacağını söyleyen Özince şöyle konuştu:
"Türkiye'nin en büyük finans sermayesine sahip bir grup olarak sektörde liderliği bırakmaya niyetli değiliz. Ama şurası muhakkak ki bugün yerli unsurlarla yabancı unsurlar arasında sermaye gücü açısından çok büyük farklılıklar var. Yabancıların bize göre eli çok daha güçlüdür. Çok daha istikrarlı ve derin olan sermaye piyasalarında bulunuyorlar. Bugün ülkemizde banka satın alan bizden özvarlığı daha az yabancı bankalar dahi bu satın almaların finansmanı kolaylıkla yapabildiler. İster İş Bankası ister başka bir yerli sermaye grubu olsun kamu bankalarının satın alınmasıyla ilgili sermaye ve kredi desteğine erişim açısından yabancı unsurlarla aynı şansa sahip değildir. Yabancı veya yabancı ortağı olan alıcılar bu konuda çok daha avantajlılar."

Kadife Şahin /Milliyet
Yayın Tarihi : 12 Kasım 2007 Pazartesi 12:51:42
Güncelleme :12 Kasım 2007 Pazartesi 17:12:50


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?