26
Mayıs
2024
Pazar
EKONOMİ

GENERAL MOTORS'U KİM ÖLDÜRDÜ?

Çok değil bir yıl kadar önce Amerikan otomotiv devi General Motors (GM) 100. kuruluş yıl dönümünü kutluyordu.

İşler iyi gitmemesine, bilanço sürekli eksi yazmasına rağmen GM CEO'su Rick Wagoner Asya pazarına atıf yaparak umut vaat ediyordu.

Hatta umut vaat etmekle kalmıyor, ciddi ciddi iflası tartışılan yüz yıllık GM'in, "yüz yıl daha ayakta kalabilecek güçte" olduğunu iddia ediyordu. Ne de olsa GM, Buick-Cadillac-Chevrolet-Pontiac gibi bir döneme damgasını vurmuş efsane arabaların yaratıcısıydı.

Kuruluşunun 50. yılında 50 milyonuncu otomobili çoktan üretmiş, Amerikan otomobil pazarının yarıdan fazlasını (yüzde 54) tek başına ele geçirmişti.

Ama nafile!

İnsanlar gibi şirketler de ölümlü.

Nitekim dün asırlık çınar resmen iflastan korunma başvurusunda bulundu.
Yani iflas etti.

Böylece Amerikan imalat sektörü tarihinde en büyük iflas yaşanmış oldu.
Aslında GM yaklaşık otuz yıldır ölümün pençesindeydi.

İlk büyük kalp (pardon enerji) krizini 1970'lerde yaşadı.

Arap ülkelerinin petrol ambargosu "kaslı-konforlu-büyük ama aşırı maliyetli" otomobil devi GM'i iki seksen yere serdi.

Değişen piyasa ve tüketici taleplerini doğru okuyup şirketi baştan aşağı yenilemek yerine o günün yöneticileri Sedan modellerini küçültmekle yetindi.

Bir anlamda damar tıkanıklığı yaşayan hastayı estetik operasyonla iyileştirmeye kalktılar. Sendikalara bağımlı hantal yapısı, cesur kararlara imza atmaktan korkan yöneticileri ve en önemlisi 1980 sonrası hızla değişen tüketim talepleri GM'i ömrünün son demlerinde nefessiz bıraktı.

1912 yılında yani kurulduktan üç yıl sonra lüksün sembolü Cadillac'ın elektrikle çalışan modelini üretmeyi akıl eden ve çok başarılı olan GM, seksen yıl sonra bırakın geleceğin otomobili olarak görülen "hibrid modele" hazırlık yapmayı, sahip olduğu mirası bile eline yüzüne bulaştırdı.

1996 yılında tam 1 milyar dolar harcayarak piyasaya sunduğu elektrikli EV1 modellerini geri çağırmak zorunda kaldı.

Hem geri çağrılan araçlar hem de proje imha edildi.

Marka sayısını azaltıp geleceğin teknolojisi ve tüketim alışkanlıklarına odaklanmak yerine GM agresif ve ölümcül büyüme stratejisiyle içine düştüğü bataktan kurtulmaya çalıştı.

Opel'in büyük ortağı olmak yetmiyormuş gibi Avrupa pazarında daha fazla genişleme adına fazlasıyla niş bir marka olan Saab'ı aldı.

Yetmedi 1999'da tüketici daha küçük ve az maliyetli Toyota'ya yönelirken GM, dalga geçercesine, Hummer'ı satın aldı.

Elindeki aşırı benzin tüketen SUV'leri daha rekabetçi hale getirmek yerine Hummer'ın küçük modellerini pazara sundu.

Satışları düşmesine rağmen yeni model SUV üretimine devam etti.
Hafif ticari araç talebini görmezden geldi.

Tabii Hummer dahil GM'in bütün yanlış büyüme stratejisi elinde patladı.

Peki ama neden?

Birçok sebebi var, ben GM zihniyetine ilişkin bir örnekle yetineceğim.
GM CEO'su Rick Wagoner geçen yılsadece Polyanacılık oynayarak "GM yüz yıl daha yaşar" demedi. Hindistanlı otomotiv şirketi Tata'nın dünyanın en ucuz otomobili iddiasıyla ürettiği 2 bin 500 dolarlık Nano ile ilgili bir soruya bakın nasıl cevap vermiş:

"Nano'yu ilk gördüğümde önce tekerlekleri dikkatimi çekti. Biz açıkçası bunca yıldır gösterişli araç üretirken böyle bir tekerleğe sahip araç üretmeyiz. Çok komplike çözümlerden sonra bizim mühendislerimiz böyle bir araç geliştirmek istemezler."
Görüyor musunuz "kibri."

Bir yıl sonra iflas edecek bir şirketi yönetiyor hala rakiplerine tüketici taleplerine tepeden bakıyor. Sanki GM'i parlak jantlı, 24 inçlik lastikler kurtaracak!
Oysa tam da bu sebeple batmadı mı GM?

GM'den çok sonra yola çıkan ve bir zamanlar "taklitçi" diye dalga geçilen Toyota, bir otomobil şirketi olmanın çok ötesinde müşteri ve çalışan odaklı Toyota Çalışma Kültürü'nü tüm dünyaya yayarken, General Motors şanlı geçmişinin esiri oldu.
General Motors'u GM'cilerin "köhne zihniyeti" öldürdü.

E ne de olsa "artık büyük balık küçüğü değil, hızlı balık yavaşı yiyor."

Eyüp Can - Referans
Yayın Tarihi : 2 Haziran 2009 Salı 19:15:21


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?