15
Haziran
2025
Pazar
EKONOMİ

SADECE BÜYÜK HOLDİNGLERLE OLMAZ

30'dan fazla yerli ve yabancı banka varken Eurobank 2007'de Türkiye'de yatırım yapmayı seçti. Peki neden? Diğer bankalardan farkı neydi, neler yapacaktı? Eurobank Tekfen Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Sönmez, bu konumlanma sorularıma kolaylıkla cevap verdi. Hedef büyük ve iddialı ancak Sönmez de iddialı bir yönetici; hem de daha lise sonda bugünkü hedeflerini kâğıda yazarak önce kendine sonra da ailesine söz verecek kadar.

"Eurobank, bu kadar eski ve yerleşik banka varken neyine güveniyor derseniz cevaplayayım. Kurum büyümeye karar vermiş. Böyle bakınca da Türkiye nüfus artışı, nüfusun genç profili ve ülkenin büyüme hızı itibarıyla yatırım yapılabilir konumda ve pek çok fırsatı barındırıyor." diyen Sönmez, kurumun ülkemiz insan kaynağı için de yeni iş fırsatları oluşturacağını söylüyor.

KOBİLER EKONOMİK GELİŞİMİN ANA OMURGASI

"Türkiye'deki 2,5 ila 10 milyon dolar arasındaki KOBİ'ler ciddi bir potansiyel. Bir örnek verirsek İstanbul Ümraniye'nin ekonomik potansiyeli İtalya'nın Bolonya bölgesi ile aynı. KOBİ'ler bir ülkenin ekonomik gelişiminde ana omurgayı oluşturur. Sayıları 2 milyona yaklaşan Türkiye KOBİ'lerinin meydana getirdiği ekonomik değer göz ardı edilemez. Sadece büyük holdinglerle bir yere gidemezsiniz. Ülkemizin son dönemdeki ekonomik büyümesinin gerisinde KOBİ'lerin atağı görülüyor. Eurobank'a gelince; KOBİ bankacılığı konusundaki yetkinliği ülkemizdeki potansiyeli değerlendirilebilir olarak görülünce Türkiye'ye yatırım yapmaya karar verilmiş." diyen Sönmez, girdiği her ülkede yüzde 20-25'e varan pazar payı alan Eurobank'ın formülü için 'çok basit' diyor ve "KOBİ'lerin ihtiyaçlarını anlamak için çok çalışmak." olarak ifade ediyor.

Genel Müdür, çalışmalarının ayrıntılarına ilişkin ise, "Konuya çok karmaşık bakmamak gerek. KOBİ bilgi, güven ve sıcaklık ister. Genellikle aile şirketleri olduğundan güvendiğinde bilgilerini paylaşır. KOBİ'lerde finanstan sorumlu genel müdür yardımcıları yoktur. Bu nedenle de varsayılanla gerçekleşen arasında farklar olabilir. Eğer güvenir ve düşüncelerini açarsa Eurobank olarak KOBİ'lere yol gösterici olabiliyoruz. Buradan yola çıkarak bankamızın KOBİ'leri tanıdığını, anladığını söyleyebiliriz. Kazan kazan prensibi ile çalışıldığından banka kazanırken KOBİ de kazanmış oluyor." diyor.

Eurobank Tekfen Genel Müdürü Sönmez, "Büyük bankaların şablon çözümleri var. Onlar Doğu Anadolu'daki formülü Ege'deki bir KOBİ'ye uygulama gayretindeler. Çok şubeli bankalarda bu bir handikap kaçınılmazken bizim yaklaşımımızda terzi kesimi uygulamalar söz konusu." ifadelerini kullanıyor ve bu söylemini örneklerle ortaya koyuyor: "Ereğli Demir Çelik'te konuşurken gündemimiz ihracat. 2012 Olimpiyatları yapılacakken 'Biz bu potansiyelden nasıl faydalanabiliriz?' konusunu tartışıyoruz. Bankalar Birliği şapkamla Trabzon'dayken şehrin servis ağırlıklı ekonomisini dikkate alıyor ve turizmi konuşuyoruz. Adana'da tarım, Rize'de başka bir konuda yatırım ve kredilendirme yapıyoruz. İller bazında yaptığımız bu araştırmayı ilçeler düzeyine kadar indirebiliyoruz. İlçenin ihtiyaçları ilden farklı olabiliyor. Mikro düzeyde bakmak gerektiğini deneyimlerimizle öğrendik. Bütün bu tespitlerimizi ihtiyaç sahiplerine anlatıyor olmak da çok önemli. Eurobank bir ülkeye girerken kendisi için uygun mikro alanları belirleyerek yatırım yapıyor. Müşterinin taleplerini anlayıp oyalamadan cevap verdiğinizde tercih edilen banka oluyorsunuz."

HİZMET,PARAKENDE VE İMALAT DESTEKLENMELİ

"Bankacılıkta güçlü sermaye şart. Dünyanın içinde bulunduğu ekonomik durum özellikle yurtdışı kaynaklı bankaların sermaye artırımı yapmalarına imkan vermiyor. Eurobank Tekfen sermaye açısından çok güçlü bir banka olmasına rağmen bir süre önce yine sermaye artırımı yaptı. Bu, Türkiye'ye olan inancın göstergesidir. Benim kişisel inancım ise ülkemiz geleceğinin KOBİ'lerde olduğudur. Öncelikle hizmet, perakende ve imalat sektöründeki KOBİ'lerin desteklenmesi gerektiğini düşüyorum. Ekonominin düze çıkması için KOBİ'lerin stratejik bir önem taşıdığını görüyorum. Türklerde bulunan müteşebbis ruh hiçbir millette yok. Şu an yaklaşık 2 milyon KOBİ'miz var ve bunun 3-4 milyon adede çıkacağını biliyoruz. Şimdilerde daha çok kurumsal ve ticari bankacılık yapan, aktif büyüklüğü Türkiye'deki ilk 20. bankayız. Büyüklüğümüzün yukarılara hızla çıkacağını biliyoruz çünkü iki önemli noktaya dikkat ediyoruz. Birincisi ticari kuruluşlarımızın ihtiyaçlarını biliyoruz, ikincisi ise krizde kimin KOBİ'lerin yanında olacağı ve yağmurda ıslanırken kimin şemsiye açacağını süreç içinde herkes görecek. Biz bu iki temel noktayı çok önemsiyoruz."

ŞEMSİYE AÇAN MI YOKSA YAĞMURDAN KAÇAN MI?

"2001 yılından gerçekten ciddi dersler aldık. Bazı sektörlerimiz zarar gördü ama şimdilerde bankalarımız şemsiyelerini açtı, bekliyor. Ayrıca biz de beklemek yerine şemsiyesini açarak geçici olarak kötü günler yaşayan müşterilerinin yanında olduk. Ancak beklentimiz müşterilerimizin de ellerini taşın altına sokacak niyeti göstermeleri. Biliyoruz ki, kötü günlerde yanında olanı Türk insanı unutmaz. Biz, bu yaklaşımımızın "ağızdan ağız" pazarlama ile yaygınlaştığını biliyoruz." diyen Mehmet Sönmez, Türkiye'deki bankacılık teknolojisinin dünyadaki en gelişmiş teknolojiye sahip olduğunu, son krizde de bunu gösterdiğini söylüyor.

Mehmet Sönmez sözlerine, "Biz de tüm süreçlerimizi yeniden gözden geçiriyor ve KOBİ'lere yönelik hazırlık yapıyoruz. Önümüzdeki 5 yıl için küçük ölçekli bankadan orta ölçekli banka olmaya doğru yatırımlar yapıyoruz. Sağlam bir altyapının şart olduğunu, güçlü bir sermayenin işi hızlandırdığını ve yetkinleştirilmiş insan kaynağının gerekliliğini biliyoruz." diye konuşuyor.

26 YILLIK DENEYİMİM VAR ARTIK ŞERBETLİYİM...

Yapı Kredi'de oturmuş bir düzenden yeni başlangıç yapan bir bankaya geçmek ciddi bir karar. 26 yıllık deneyiminin kendisini "şerbetlediğini" söylüyor. Kişisel hedeflerini, bankanın hedefiyle bütünleştirerek yola çıkan Sönmez, "Hırsları dizginlenemez bankacıların günümüz krizindeki katkılarını göz ardı etmeyelim." diyor. "Yoldan geçene hiçbir ayrıntıya bakmadan kredi vererek toksik ürün oluşturan bankacıların bugün düştüğü durum öğretici olmalı." diye de ekliyor. Eurobank Genel Müdürü, banka olarak konumlanacakları pazarı; 18 milyon bireysel bankacılık müşterisinin toplam finansal varlıkların yüzde 27'sini oluşturan ilk yüzde 5'ine değil de ardından gelen finansal varlıkların yüzde 40'ını oluşturan yüzde 15'ine yapacaklarını söylüyor. Bunun nedeni olarak da, "Biz zenginleşmesine katkı verdiğimiz toplumsal katmanın yukarıya doğru çıkacağını düşünüyor ve daha bugünden üst katmana yatırım yapıyoruz." diyor.

TURİZM, ENERJİ VE HIZLI TÜKETİM ETKİLENMEDİ

Otomotiv, inşaat, tekstil ve demir çelik sektörlerinin krizi daha fazla hissettiğini, turizm sektöründeki düşüşün ise sadece yüzde 5'lerde olduğunu söyleyen Mehmet Sönmez, "Otellerimizdeki 'her şey dahil' sisteminden şikâyet ederken, 'her şey dahil' adeta kurtarıcımız oldu. Avrupalı kaç lira harcayacağını bilmeden asla yola çıkmaz. Etkilenen sektörlerin yanı sıra yükselen sektörler de var. Turizm, hızlı tüketim malları ve enerjiyi sayabilirim. Eğer kriz olmasaydı bugün biz enerji açığını konuşuyor olacaktık. Bu dönem enerjiye yatırım yapmak için bize zaman kazandırdı. Fabrikalar kendi enerjilerini üretme çabası içindeler. İki yıl sonraya hazırlık yapıyorlar. Dünyaya gelince her şey değişti, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Artık kişilere değil, kurumlara güvenmek durumundayız. Ezber bozuldu." diye konuşuyor. Hükümet tedbirlerinin üreten kesimi rahatlatacağına inandığını da kaydeden Sönmez, "Alınan tedbirler çok önemli. KOBİ'lere rahat nefes alma imkanı verecek. Ne KOBİ'ler, ne biz bankacılar duramayız. Ama el ele vermezsek de olmaz." şeklinde konuştu.

İş yaparken eğlenen genel müdür olur mu, olur!

Boğaziçi Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu ve okulunu 'Pozitif bakış açısı verirken, hayata hazırlıyor.' diye tanımlıyor. Değişik sektörlerde yer almış ama Avon Kozmetik'in kurucusu olarak 50 bin hanımdan oluşan bir satış ordusuna liderlik etmiş. Kendisine hep mücadele edebileceği farklı alanlar seçen Sönmez, bankacılık olmazsa NASA olur demiş. NASA kadar zor bir sektörde, bankacılıkta karar kılmış. Citibank, Osmanlı Bankası, TEB ve Yapı Kredi bankacılık kariyerindeki adımları olmuş. "Bireysel bankacılığı öğrenip bir bankada genel müdür olacağım." diyen de yine kendisi. Yeni şeyler öğrenmeyi seven Mehmet Sönmez, Eurobank Tekfen'de öğreneceği ve yapacağı çok şey olduğunu söylüyor. Bu nedenle de işinden çok keyif alıyor. Sönmez, kontrol etmeyi seven bir yönetici ama bunu hata bulmak için değil hata olabilecekleri önlemek için yaptığını söylüyor. Güven duymayı istiyor, güvenini kaybedenler içinse çok üzülüyor.

TÜRKİYE, BÖLGENİN POTANSİYELİ EN YÜKSEK ÜLKESİ

Eurobank Tekfen; 22 bin çalışanı ve 1.500 şubesiyle 10 ülkede faaliyet gösteren İsviçre merkezli bir kuruluş. Banka, Orta ve Doğu Avrupa olarak adlandırılan bölgede potansiyeli en yüksek ülkeyi Türkiye olarak görüyor. Bu nedenle 2007'de Tekfen Bank'ın yüzde 70'ini satın alarak ortak oluyor. Eurobank EFG Bank Avrupa Finansal Grubu içinde ve 63,4 milyar Euro aktifi, 5,3 milyar Euro sermayesi, 30'u aşkın ülkedeki varlığı ile İsviçre'nin üçüncü büyük bankacılık grubu. Türkiye'de 42 şubesi bulunuyor.

ZAMAN-Günseli Özen Ocakoğlu
Yayın Tarihi : 19 Haziran 2009 Cuma 16:50:12


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?