22
Mayıs
2024
Çarşamba
EKONOMİ

1 trilyon dolarlık olacağız

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, planlanan reformların yüzde 65’inin gerçekleşmesi durumunda, Türkiye’nin 10-15 yılda, milli geliri 1-1.5 trilyon dolarlık bir ülke haline geleceğini söylerken, "Bugün bize numara eden bir sürü kesim, nasıl dönecekler göreceksiniz. Onun için bizim hem demokrasimizi, hem ekonomimizi sağlıklı kalıcı biçimde dönüştürmemiz lazım" diye konuştu.

EKONOMİDEN sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin ekonomik reformlarını devam ettirip büyümesini sürdürmesi halinde Kürt sorunu gibi problemleri olmayacağını savunarak "1 trilyon dolarlık ülke olduğumuz zaman, bugün bize ’işte şöyleydi, böyleydi’ diye numara edenler dönecekler" diye konuştu.

KORKULACAK BİR ŞEY YOK: Kürt sorunuyla ilgili bir soru üzerine, "Bana kalırsa Türkiye’nin daha çok demokrasiye, daha çok kalkınmaya ihtiyacı var. Özgüvenimizin yüksek olması lazım. Korkularla falan olmaz. Bu süreci de iyi yönettiğimiz kanısındayım" diyen Mehmet Şimşek, şu değerlendirmeyi yaptı: "Türkiye’deki ekonomik istikrarı reformları yaptıkça demokrasideki iyileştirmeleri devam ettirdikçe, hiç korkulacak bir şey yok. Tam aksine biz güçleneceğiz daha cazip hale geleceğiz. Planlanan reformların yüzde 65’inin gerçekleşmesi durumunda, Türkiye’nin 10-15 yılda, milli geliri 1-1.5 trilyon dolarlık bir ülke haline geleceğiz. Bugün bize, ’işte şöyleydi böyleydi’ diye numara eden bir sürü kesim, nasıl dönecekler göreceksiniz. Onun için bizim hem demokrasimizi, hem ekonomimizi sağlıklı kalıcı biçimde dönüştürmemiz lazım. Orada hiç korkulacak bir şey yok."

HERKES BİRİNCİ SINIF VATANDAŞ: "Türkiye’de bütün vatandaşlarımız birinci sınıf vatandaştır. Bunu dışarıda da burada da böyle söylüyorum" diyen Şimşek, "Bizim genel olarak daha iyileştirmeye ihtiyacımız var ama belli bir kesim belli bir yöreye ilişkin değil. Sonra birinci sınıf vatandaş olmak varken, başka arayışların anlamı da yok. Bu memleketin önü açık. Yeter ki biz pozitif enerjimizi reformalar aktarabilelim" diye konuştu.

ÜCRETLE REKABET ETMEYECEĞİZ: Bu arada Türkiye’deki ücretlerin yüksekliği konusundaki sözlerinin tam anlaşılmadığından yakınan Şimşek, "Biz hiçbir şekilde ücretler üzerinden başka ülkelerle rekabet etme talebimiz filan yok. Tam aksine, kişi başı milli gelir olarak Avrupa’yı yakalayacağımız söylüyoruz. Bunu yapınca zaten ücretler artacak. Bütün mesele memleketin cazip olması. Memleket cazipse para akar" dedi. Şimşek, "İşadamlarından daha fazla kár etmelerini, yüksek kár marjı olan işlere girmelerini istiyoruz" derken, "Türkiye hiçbir alandan çekilmek zorunda değil. Turizmde sırt çantasıyla gelen belli bir para bırakıyor, golf için gelen başka para bırakıyor. Golf katma değeri yüksek turizm segmentidir. Ücretler konusunda söylediklerim konumundan uzaklaştırılıp sunuldu" diye konuştu.

BORÇLANMADA SORUN OLMAZ: "Dünyada likidite şartlarında bir miktar bozulma olsa da Türk firmalarının finansmana erişmesinde şirket borçlanmasında eskiden olduğu gibi problem olacağını sanmıyorum" diyen Şimşek, "Çünkü Türk firmaları brüt dış borç rakamlarında, halka açıklara baktığımızda aşırı borçluluk yok. Ayrıca bizim firmaların pek çok ortaklığı var. Bu ortakların uzun dönemli finansmana erişimde yardımcı olacağını düşünüyorum. Bizi etkilemez demiyorum dışarıda şok yaşanırsa ama finansmana erişimde erişmede özel sektörün zorlanacağına ihtimal vermiyorum" dedi.

Gerekirse yasa değiştirip Merkez’i İstanbul’a taşırız

BİR süredir askıda duran Merkez Bankası’nın Ankara’dan İstanbul’a taşınması konusunu canlandıracak bir açıklama yapan Mehmet Şimşek, "Merkez Bankası’nı İstanbul’a taşıyacağız. Gerekiyorsa yasa değişikliği yapacağız" dedi. Şimşek, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın taşınmaya karşı olduğunun anımsatılması üzerine "Bu, bir polemik konusu değil" dedi. İstanbul’u finans merkezi yapma planı kapsamında bütün kamu bankalarının ve finans kuruluşlarının orada olacağını söyleyen Şimşek, "PPK ve başkan yardımcılığı atamaları çok mu zor" sorusuna, "Hiç de zor değil. Karar vereceğiz" dedi.

Milli gelir hesabı değişince kredi notumuz artabilir

MİLLİ Gelir hálá Birleşmiş Milletler’in (BM) 1968 hesap sistemine göre, tabloların da 1987 yılına göre hesaplanıyor. Bu metodu kullanan ülke kalmadı. Metodun yenilenme çalışması sürüyor. Yukarı revize olursa bu, -çünkü 1959’dan 1968’e geçerken, yüzde 39’luk revize olmuş- cari açık ile borcun milli gelire oranını aşağı çeker. Bu da Türkiye’nin kredi notunun yükseltilmesine katkıda bulunabilir. Kredi notu veren uluslar arasıkuruluşlar "Sizinle aynı kredi notuna sahip ülkelerle kıyaslandığında sizin brüt borcunuzun milli gelire oranı daha yüksek" diyorlar.

Hürriyet
Yayın Tarihi : 18 Aralık 2007 Salı 16:44:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Yaşar Yılmaz IP: 88.230.102.xxx Tarih : 19.12.2007 19:02:39

1,5 trilyon dolarlık GSMH zaten şimdiden yakalamamış mıyız?Zaten hem İngiliz hem de Türk vatandaşı değil misiniz?Bu iki ülkenin GSMH toplamı zaten 1,5 trilyon dolar değil mi?10-15 yıl beklemeye ne hacet,hedefinizi yakalamışsınız ne mutlu size.Bu hesabı yapmak için ekonomist olmaya ne gerek var.