28
Mayıs
2024
Salı
EKONOMİ

Alım gücü düşük, hizmet pahalı, vergiler yüksek

Türk tüketisicinin 10 temel sorunu arasında alım gücünün düşüklüğü, kamu hizmetinin pahalı olması, dünya ortalaması üzerindeki vergi oranları ve sağlık hizmetindeki kalite düşüklüğü yer alıyor.

Tüketici Dernekleri Fedarasyonu (TÜDEF) Başkanı Turhan Çakar, 15 mart Dünya tüketici Hakları Günü nedeniyle düzenlediği basın toplantısında, tüketicilerin alım gücünün düşüklüğü yüzünden gereksinimlerini karşılarken satın aldıkları mal ve hizmetlerde en kalitesize yani en ucuzuna yöneldiği için mağdur olduklarına dikkat çekti.

KAMU HİZMETLERİ PAHALI

Su, elektrik, telefon, ulaşım, petrol ürünleri gibi temel kamusal hizmetlerin pahalı

EN YÜKSEK VERGİ ORANLARI TÜRKİYE'DE

Türkiye'de vergi gelirleri içinde dolaylı vergi oranı yüzde 75. Bu OECD ülkeleri içerisindeki en yüksek oran.

KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilerin yüksekliği nedeniyle tüketicilerin mağdur duruma düşüyor.
Türkiye’de iletişim hizmetlerinden alınan vergi oranı yüzde 64. Türkiye’den sonra iletişim hizmetlerinden en yükse vergi alan ülke yüzde 36’yla Uganda

ÖZELLEŞTİRMELER NEDENİYLE SAĞLIK VE EĞİTİMDE KALİTE KAYBI

Sağlık ve eğitim gibi temel kamusal hizmetlerin özelleştirilmesi nedeniyle kalite kaybı yaşanıyor. TÜDEF, buralara yeni yatırım ve kadro desteğinin yapılmadığını kaydetti.

YOKSULLUK MERDİVEN ALTI ÜRETİMİ KÖRÜKLÜYOR

Yoksulluğun merdiven altı üretimini körüklemesi nedeniyle güvensiz gıda riski de artıyor

ÇEVRE SORUNLARI

Gümrüklerde bilerek yaratılan zafiyetlerin kontrolsüz gıda girişini artırdığını savunan TÜDEF Başkanı Turhan Çakar, , "İktidar çevrelerinin yakınında olanlara getirilen vergi muafiyeti ve indirimleri yanında genetiğiyle oynanmış gıda ve tohumlukların ithali gelecek kuşakları da risk altına almaktadır" uyarısında bulundu.

Gıda katkı maddelerinin ve tarım ilaçlarının bilinçsiz, denetimsiz ve kontrolsüz kullanımı tüketicilerin sağlığını riske attıyor. Gıda denetimlerinin ve analizlerinin yetersizliği risk ve tehlikelerin daha da artmasına neden oluyor.

ÜRETİM HATASI YÜZÜNDEN GÜVENSİZ ÜRÜNLER ÇOĞALDI

Tüketiciye büyük çoğunluğu güvenliksiz olarak sunulan ürünlerin başında üretim ve tasarım hatası olan motorlu araçlar ve otobüsler, tekstil mamülleri, deterjanlar, basınçlı kaplar, LPG tüpleri, ilaçlar, asansörler, soba ve şofbenler geliyor.

SORUNLU ÜRÜNLERİN MARKALARI AÇIKLANMIYOR

Güvenli olmayan ürünlerin firma ve marka adları kamu oyuna açıklanması gerektiğini vurguladı.

SATIŞ SONRASI HİZMET YETERSİZ

Çakar satış sonrası servis hizmetlerinin yetersizliği, satıcı firmalarının, ithalatçıların, üreticilerin ve servislerin tüketicileri yanıltmaları, tüketici haklarına aykırı davranışlarda bulunmaları, ticari sözleşmelerdeki haksız hükümlerin hala devam etmesinin tüketicilerin mağduriyetine sebep olduğunu belirtti. Çakar, sipariş verilen PVC pencere sistemleri ve mutfak dolaplarının eser sözleşme sayılarak bu konudaki tüketici şikayetlerinin Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un dışında sayılmasının tüketicileri mağdur ettiğini kaydetti.

GARANTİ BELGESİ VERİLMİYOR

Çakar, garantiye tabi bazı sanayi ürünlerinde garanti belgesinin verilmemesi ya da yasaya uygun garanti belgesinin verilmemesi, Türkçe kullanma kulavuzu verilmemesi, etiket bilgilerinin yetersizliği ve yargının tazmin hakkı konusunda çekingenliği gibi konuların en yaygın tüketici hak ihlalleri olduğunu belirtti.

TÜKETİCİ YASASININ VE DERNEKLERİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER

Bağımsız Tüketici Dernekleri’nin ve üst kurullarının kamusal destekten yoksun olduğunu belirten Çakar, bu derneklerin EPDK, Rekabet Kurulu gibi bir çok kurul ve komisyonda temsil edilmemesinin ise tüketicilerin temsil hakkının devlet tarafından ihlal edilmesi olarak değerlendirdi. Çakar, tüketici örgütlerinin laboratuvarlardan ücretsiz yararlanma hakkının olmamasının ise hak arayışını engellediğini belirtti.

Tüketici komisyonlarında alınana kararların ilgili kuruluşlarca dikkate alınmadığını belirten Çakar, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın kararları uygulamakta isteksiz davrandığını kaydetti.

Bilirkişi ücretlerinin yetersizliği nedeniyle çoğunlukla bilirkişi raporunun oluşturulmadığına dikkat çeken Çakar, raportörlerin eğitimsiz olmalarının dosyaların sağlıksız düzenlenmesine neden olduğunu kaydetti.
.
Yayın Tarihi : 15 Mart 2006 Çarşamba 20:33:31
Güncelleme :15 Mart 2006 Çarşamba 21:57:42


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?