3
Mayıs
2025
Cumartesi
EKONOMİ

'Atama tartışması yakışıksız'

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, yeni Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ı belirlerken pek çok kriterin gözönünde bulundurulduğunu ve ''memlekete hizmetin'' temel ölçü olduğunu belirtirken, bunun dışındaki tartışmaların, ''modern çağı yakalamış Türkiye'ye yakışmayacağını'' söyledi.

IMF ve Dünya Bankası toplantılarına katılmak üzere ABD'de bulunan Babacan, Washington'daki Türk gazeteciler için bir basın toplantısı düzenledi.

Babacan, ABD'ye gelen heyette yer alan Durmuş Yılmaz'ın belirlenmesindeki kriterlere ilişkin bir soru üzerine, ''Pek çok kriteri gözönünde bulundurduk. Birikimi, eğitimi, İngilizcesi, ekonomik felsefe bakımından programa inancı temel kriterlerdir.  Açıkçası Merkez Bankası Başkanı veya herhangi bir atama için, aile, akraba üzerinden yorum yapılmasını doğru bulmuyorum. Şahsın kendisi haricinde tartışmalar fayda getirmez. Güvendiğimiz ve Merkez Bankası'nın bağımsızlığına dikkat edecek bir kişi olması yeterlidir. Diğer tartışmalar bizi bağlamaz'' dedi.

Babacan, Türkiye'de insanları farklı kategorilere sokmanın kimseye fayda getirmeyeceğini belirterek, ''Biz insana, insan olduğu için değer veririz. Modern çağı yakalamış Türkiye'ye bunlar yakışmaz. Ölçümüz, memlekete hizmettir'' diye konuştu.
      
TÜRKİYE'NİN ELİNDE TARİHİ FIRSAT

Ali Babacan, Türkiye'nin Avrupa Birliği emeline karşı bazı kesimlerin bulunduğu yönündeki bir başka soruya karşılık, ''işlerin eski usul işleyişinden güç alan belli kesimlerin'', bir direniş içinde olabileceğini belirtti ve ''hiçbir uç kesim ve çevrenin, reform sürecinin önüne geçmesi, yavaşlatması mümkün değil. Yeter ki toplum olarak reform sürecine sahip çıkalım'' dedi.

Babacan, ''Türkiye'nin elinde tarihi fırsat var. Bu bir kaçarsa, onlarca yıl gelmeyebilir. Geri dönüşe müsaade edemeyiz. Buna çalışanlar ise zaten cevabını halktan alıyor'' diye konuştu.

Şemdinli olaylarında savcının görevden alınmasının AB sürecini etkileyebileceği yönündeki bir soru üzerine Babacan, terörle mücadele yasasının uzun çalışmalar sonunda açıklandığını ve dikkat edilen en temel ilkenin özgürlük alanında, demokratik açılımda asla geri adım atmamak olduğunu vurguladı. Babacan, özgürlük ve güvenlik dengesini kurarken, biri için diğerinden taviz vermek istemediklerini belirtti ve Türkiye'nin yakaladığı ortamı sorgulamanın çok fayda getirmeyeceğini söyledi. Babacan, ''Demokratik açılımlar, sadece hükümetin değil, devletin bütün kurumlarınındır'' ifadesini kullandı.
      
İSTİHDAM VERGİLERİNİN DÜŞÜRÜLMESİ

İstihdam üzerindeki vergilerin düşürülmesine ilişkin bir soruyu yanıtlayan Babacan, Türkiye'de bu vergilerin çok yüksek olduğunu ve bütçe hedefine zarar vermeden, istihdam üstündeki yükün azaltılması yönünde bir ekip çalışması yapıldığını kaydetti. Babacan, ekip çalışması tamamlanıp rapor hazırlanıncaya kadar bu konuda ayrıntıya girmek istemediğini belirtti.

Babacan, istihdam üzerindeki vergilerin düşürülmesinin, istihdama olumlu etkide bulunacağını kaydetti.
      
IMF'DE TÜRKİYE'NİN HİSSESİNİN ARTIRILMASI

Babacan, IMF ilk kurulduğunda, ülkelerin farklı kota ve söz hakkı bulunduğunu ancak Türk ekonomisinin öneminin geçen zaman içinde artmasına karşın, bunun, IMF'deki hissesine yansımadığını söyledi ve bu konuda daha IMF Başkanı Rodrigo de Rato göreve ilk geldiği anda kendisine bu görüşün iletildiğini anlattı.

Türkiye'nin IMF'de az hissesinin olmasının, borçlanma maliyetlerine de yansıyan bir unsur olduğunu belirten Babacan, 0.46'lık bir kota bulunduğunu, yeni ekonomik verilere göre bunun 0.21 kadar artırılması yani 0.67'ye çıkarılmasının istendiğini kaydetti. Bu konunun IMF ilkbahar toplantıları çerçevesinde de ele alındığını ve Türkiye gibi Kore, Çin ve Meksika'nın da payının artırılmasına sıcak bakıldığını belirten Babacan, ''Bu Türkiye açısından sevindirici bir şey'' dedi.

IMF'den bir heyetin 8 Mayıs'ta gözden geçirme çalışmaları için Türkiye'ye geleceğini hatırlatan Babacan, kapsam olarak bu gözden geçirmenin, ''daha az yoğun'' olduğunu belirtti. Babacan, yapısal reformların, bu yıl sonundan itibaren daha çok AB müzakereleri çerçevesinde yürütüleceğini, ''AB'nin eksen olacağını'' söyledi.
      
IMF 2009 TOPLANTILARINA İSTANBUL TALİP

Bu arada Babacan, IMF'nin 2009 yılı toplantıları için Doha ve Kahire ile birlikte İstanbul'un da aday olduğunu ve altı ay önce Türkiye'nin bu yönde girişim başlattığını kaydetti. Bu çerçevede Türkiye'nin tüm başkentlerde büyükelçilikleri aracılığıyla çaba sarf ettiğini ve İstanbul'un uygunluğunu değerlendirmek üzere IMF ve Dünya Bankası'ndan ekiplerin çalışma yapacağını ifade etti.

Babacan, 184 ülkeden 16 bin kişinin ve ekonomistlerin katıldığı bu toplantıların İstanbul'da yapılmasının Türkiye için çok iyi olacağını ve kararın, Haziran ayı sonunda veya bir sonraki toplantıların yapılacağı Singapur'da açıklanabileceğini belirtti.
      
İRAN VE PETROL FİYATLARI

İran'ın nükleer programına ilişkin tartışmalar ve askeri operasyon seçeneğinin tartışıldığı ortamda bunun Türk ekonomisine etkisine ilişkin bir soru üzerine Babacan, ''Türkiye ekonomik olarak artık içerde ve dışarıda meydana gelen gelişmelerden çok daha korunaklı. Zor bir coğrafyadayız. Irak ve İran bölgemizde. Ancak bizim ekonomik programımız bunları baştan dikkate alan bir program. Bütçe disiplini, para politikaları, serbest kur ekonomiyi çok daha korunaklı yaptı'' dedi.

''Türkiye'nin bölgesinin çok köklü değişim yaşaması kaçınılmaz görünüyor'' diyen Babacan, nüfusunun neredeyse tamamı Müslüman olan ve iyi işleyen bir demokrasi konumundaki Türkiye'nin bölgede dikkat çektiğini anlattı. Türkiye'nin model ülke olma gayretinin bulunmadığını ancak Türkiye'nin başarılarının geniş bir bölgeyi olumlu etkilediğini kaydetti. Bu çerçevede Babacan, ABD'nin, Türkiye'nin AB üyeliğine desteğinden Türkiye'nin çok memnun olduğunu söyledi. Türkiye'nin AB'de atacağı adımlar ve reform sürecinde en ufak bir gevşemenin bulunmadığını belirten Babacan, AB sürecinin Türkiye açısından düzgün yürüdüğünü kaydetti ve reformları rafine edip derinleştirmeye, uygulamaya yoğunlaşılacağını belirtti.

Petrol fiyatlarındaki artışa ilişkin bir soru üzerine Babacan, ''artışın Türkiye'de ekonomik büyüme ve enflasyona etkisi son derece sınırlı'' dedi. Ali Babacan, hızlı artışın, ithalat rakamları ve dış ticaret dengesine, ayrıca cari açığa etkisi olabileceğini ifade etti. Babacan, Washington'daki temasları çerçevesinde, ABD Hazine Bakan yardımcısı Tim Adams, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın ekonomik işlerden sorumlu bakan yardımcısı Anthony Wayne ile de biraraya geldiğini anlattı.

Dünya Bankası Başkanı Paul Wolfowitz ile görüşen Babacan, bugün de IMF Başkanı Rodrigo de Rato ile biraraya gelecek ve temaslarını tamamlamasının ardından New York'a hareket edecek.

aa
Yayın Tarihi : 23 Nisan 2006 Pazar 13:58:41
Güncelleme :23 Nisan 2006 Pazar 17:01:17


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?