7
Haziran
2025
Cumartesi
EKONOMİ

Azerbaycan dev bir şantiye

Yer: Bakü. Kafası karışık Bakü. Yıllarca komünizm ile yaşamış yaşatılmış, şimdi serbest ticaret modeline adapte olmaya çalışan, çelişkiler şehri Bakü. Yalnız Bakü mü? Tüm Azerbaycan'ın Azerilerin kafası karışık bu günlerde.
Petrol ya da onların deyişiyle neft başını döndürmüş Azerilerin. Yüksek fiyatla sattıkları petrol bir taraftan her geçen gün zenginlik getiriyor ülkeye, bir taraftan da alt tabaka ile zengin zümre arasında uçurumu açıyor. Alt tabaka bir taraftan her şeyi hem de bol bol bulmaktan büyük mutluluk ve gurur duyuyor bir taraftan da günden güne alım gücünün düşmesini şaşkınlıkla izliyor.
Her tarafta inşaat vinçleri var. Dev kuleler yükseliyor Bakü'nün kıyısından göbeğinden. Oluk gibi aktıkça petrol parası daha da artacak sayıları anlaşılan. Ama Azerilere gurur veren bu binalar öylesine kimlikten yoksun, öylesine plansız inşa ediliyor ki insan, "Bu, Türklerin kaderi mi" demekten kendini alamıyor.
"Yapılsın da nasıl olursa olsun" mantığı öylesine yerleşmiş ki, eskiden 10 kişinin yaşadığı sokakta bir anda 100 kişi yaşamaya başlayınca ne yollar yeter olmuş ne kanalizasyon ne de su. Trafik öylesine keşmekeş bir halde ki "İstanbul da neymiş" dedirtiyor insana.

Plansız, projesiz büyüme

Özetle, Bakü gelişiyor ama ortada ne bir plan var ne de proje. Dev markalar bir bir köşe başını tutmuş, köhne Azeri dükkânlarının arasından ışıl ışıl parlayarak gelecekte neler yaşanacağının ipucunu veriyor. Tüketim hem de lüks tüketim artacak Azerbaycan'da.
Eski milletvekili, işadamı Nazım İvanov'un Yapı Kredi Bankası Azerbaycan'ın "başofisi" (genel müdürlük binası) için verilen yemekte söz alıp yaptığı konuşma aslında özetliyor durumu:
"Sayın Tayfun Bey, (Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Tayfun Beyazıt) bizim paraya ihtiyacımız yok. 3-5 yıla kadar tonla paramız olacak. Biz artık para pul istemiyoruz. Biz Türkiye'den Azerbaycan'a akıl verecek, kalkınmaya katkıda bulunacak aklı başında girişimci bekliyoruz."
Tam da bu noktada belki de Azerilerin Türklere bakış açısına değinmekte fayda var. Azeriler hem Türklere hâlâ güveniyor hem de geçmişte yaşadıkları bazı tecrübelerden dolayı şüpheyle yaklaşıyor. Aslında bu tabloyu yine Ivanov'un konuşması net bir şekilde gösteriyor:
"Bizim dilimizde bazı farklılıklar var. Ama biz diyoruz ki bizimki daha Türkçe. Siz diyorsunuz sigara içiyorum. Biz diyoruz çekiyorum. Su içilir, sigara içilmez. İki ülke kardeş. Tamam Atatürk ülkenizin adını Türkiye koymuş. Ama Tayfun Bey biz daha Türküz. Orta Asya'dan Türkler göç ederken belli bir yaşın üzerindekiler yorulmuş burada kalmış. Daha genç olanlar Anadolu'ya doğru göç etmiş. Türkiye anavatan, Kıbrıs yavru vatansa Azerbaycan babavatan. Azerbaycan bağımsız olduğunda Türkiye'den buraya önce bizim deyişimizle fırıldaklar, sizin deyişinizle üçkâğıtçılar geldi. Biraz canımız yandı ama biz kardeşiz. Bir millet iki devletiz."

Adım başı polis

Ülkenin giderek zenginleşmesi ve gelişmesi üst tabaka ile alt tabaka arasında uçurumu açadursun din faktörü hemen devreye girmiş. Bir taraftan bizzat devletin verdiği abartılı ramazan kutlama ilanları diğer taraftan hem televizyon hem de radyolardan yapılan dini yayınlar hemen dikkat çekiyor. Bu yayınların önemli bir bölümü ise Burç FM, TV-Özlem, STV gibi Türk yayıncılar tarafından gerçekleştiriliyor.
Azerilere göre dünyada en çok polis kendi ülkelerinde var. Haksız da değiller adım başı polis görüyorsunuz. Polis olmanın bir tarifesi var. Azeriler bu günlerde polis olmak için 5000-6000 manat (4000-5000 dolar) rüşvet veriyor. Rüşvetle mesleğe giren polis ise her fırsatta halktan rüşvet alıyor. Halka göre Azerbaycan'da başınıza gelebilecek en kötü şey polisle doktorların eline düşmek. Tüm bunların halkın iddiası olduğunu bizzat araştırma fırsatı bulamadığımı belirtmeliyim.
Şüphesiz Bakü'de ve Azerbaycan'da 5-10 yıl içinde çok şey değişecek. Azerileri büyük bir hırs kaplamış durumda. Hedef hem Türkiye'yi geçmek hem de Dubai'den çok daha iyi bir Bakü yaratmak. Bunun için nereye ne inşa edeceğim derseniz kabul ediyorlar bu günlerde. Su yerine koyu renkli bir petrol denizine dönüşmüş pislik içindeki Hazar'a sıfır alışveriş merkezi, otel, konut ne istiyorsanız kabul. Yol yok, kanalizasyon yok, elektrik hattı yok, deprem güvenliği yok, içme suyu yok, plan yok, proje yok... Tüm bunların hiçbir önemi yok. Tek hedef var: Yıllar yılı Rusya'nın gölgesinde kalmış, komünizmi iliklerine kadar hissetmiş Azerbaycan'ın bir an önce bu kimlikten sıyrılması. Gerisi teferruat...

Yapı Kredi Azerbaycan'da ticari ameliyat yapıyor


"Hörmetli konaklar. Bankamızın başofisinin açılışına hoş gelmişsiniz". Böyle selamladı Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Tayfun Beyazıt, başofislerinin açılışında Azerileri. Başofis yani Yapı Kredi Bank Azerbaycan'ın yeni genel müdürlük binası Bakü'nün en işlek caddelerinden Cafer Cabbarlı üzerinde yer alıyor.
Yapı Kredi, Azerbaycan'da emin adımlarla ilerliyor. Yüzde yüzü yabancılara ait olan tek banka Yapı Kredi Azerbaycan'da. İrili ufaklı 100'den fazla bankanın boy gösterdiği ülkede Yapı Kredi şu anda 10. sırada bulunuyor. Genel Müdür Tayfun Beyazıt'ın verdiği bilgilere göre bankanın aktif büyüklüğü 125 milyon dolar. 3 şubede 87 personel hizmet veriyor. 1300 kurumsal 18 bin bireysel müşteri var.
Bankanın ilk hedefi şu anda 3 olan şube sayısını kısa sürede önce 10'a daha sonra 15'e çıkarmak. Bu konuda Yapı Kredi Bankası'nın oldukça avantajlı olduğunu söyleyebiliriz. Yapı Kredi şubelerinin tüm malzemeleri Türkiye'den gidiyor. Hem Bakü'deki genel merkez hem de yeni açılan Gence şubesi teknolojik altyapısıyla tüm bankalara büyük fark atmış durumda.
Teknolojinin yanında Yapı Kredi'nin hem Türkiye'de hem de Azerbaycan'da görev yapan yöneticilerinin iş konusundaki bilgi ve deneyimleri Yapı Kredi'nin önümüzdeki yıllarda bu ülkede çok daha üst sıralara çıkacağını gösteriyor.

Bu arada Tayfun Beyazıt'ın bana verdiği Yapı Kredi'ye ait reklam görselleri aynı dili kullanan iki halkın bazı kelimeleri ne kadar farklı anlamlarda kullandığını gösteriyor. Beni en çok güldürenlerden biri Yapı Kredi'nin Azerbaycan'daki ilk billbord'undaki sloganlardı... Özellikle "xarici ticaret ameliyyatlar" (dış ticaret operasyonu) olanı.

Sefer Levent - Referans
Yayın Tarihi : 28 Eylül 2008 Pazar 12:13:01


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?