Türkiye ekonomisi kesintisiz 20 çeyreklik büyüme ile rekor kırarken, 2006’da oran yüzde 6 ile beklentileri aştı. Kişi başına GSMH 469 dolar artarak 5477 dolara yükseldi. Büyümenin geniş tabanlı bir refahı da getirdiğini savunan Devlet Bakanı Babacan en yoksulun gelirinin arttığını, gerilemenin en zengin yüzde 5’lik kesimde yaşandığını açıkladı.

TÜRKİYE ekonomisi 2006’da hedefin ve piyasa beklentilerinin üzerinde büyüme gerçekleştirdi. Geçen yıl gayri safi milli hasıla (GSMH) yüzde 6, gayri safi yurtiçi hasılada (GSYH) ise yüzde 6.1 büyürken, GSMH cari fiyatlarla 575 milyar 783 milyon YTL, sabit fiyatlarla 154 milyon YTL oldu. Kişi başı GSMH, yüzde 9.4’lük artış ile 5 bin 477 dolara yükseldi. Bu rakamları değerlendiren Devlet Bakanı Ali Babacan, büyümenin toplumun geniş tabanına yayılan bir refahı da getirdiğini savundu. Babacan, düşük gelir gruplarında artış olduğunu söylerken, sadece yüzde 5’lik en zengin kesimde reel anlamda tek gerileme görüldüğünü açıkladı.

20 ÇEYREKLİK REKOR: Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), üretim yöntemiyle hesaplanan GSMH ve harcama yöntemiyle GSYH 2006 yılı dördüncü dönem sonuçlarına göre, geçen yılın son çeyreğinde GSMH artışı yüzde 4.6, GSYİH artışı da yüzde 5.2 oldu. Böylece 2006 yılı büyümesi, yüzde 5’lik hedef ve yüzde 5.3 ile 5.6 arasında olan piyasa beklentilerini aşarak, yüzde 6 olarak gerçekleşti. Ayrıca Türkiye, 2006 yılı ile birlikte üst üste 5 yıl, yani 20 çeyrektir büyümesini sürdürerek bir rekora imza attı.

MİLLİ GELİR 469 DOLAR ARTTI: Buna göre Türkiye’de kişi başına milli gelir de 5 bin 477 dolara yükseldi. Kişi başına gayri safi milli hasıla (GSMH) 2005 yılında 5 bin 8 dolardı. TÜİK’in üretim yöntemiyle hesaplanan GSMH ve harcama yöntemiyle GSYH sonuçlarına göre, cari fiyatlarla kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla da (GSYH) 5 bin 16 dolardan 5 bin 482 dolara çıktı. Böylelikle, geçen yıl bir önceki yıla göre kişi başına GSMH 469 dolar, kişi başına GSYH de 466 dolar artmış oldu.

TOPLUMSAL REFAH ARTTI: Bir ülke hızla değiştiğinde gelir dağılımında bozulmanın arttığına dikkat çeken Ali Babacan, Türkiye’de ise büyüme trendinin, toplumun çok geniş tabanına yayılmış bir refahı da getirdiğini savundu. Bunu ’gini katsayısı’ (gelir dağılımı ölçüm kıstaslarından biri) ile açıklayan Babacan, bu rakamın 2002-2005 döneminde yüzde 0.44 iken yüzde 0.38’e gerilediğini belirtti. Bu değer 0’a yaklaştıkça gelir dağılımı düzgün kabul ediliyor.

YOKSUL ENFLASYONU EZDİ: Bu arada nüfusun, en düşük yüzde 5’lik gelir dilimine sahip kısmının gelirinde 2002-2005 döneminde yaklaşık yüzde 60 nominal artış olduğunu söyleyen Babacan, bu dönemdeki kümülatif enflasyonun ise yüzde 39.4 olduğunu hatırlattı. Buna göre ülkenin en yoksul yüzde 5’lik kesimin geliri, enflasyonun yaklaşık 20 puan üzerinde arttı. Babacan, "En düşük gelir diliminden en yüksek 19’uncu dilime kadar reel anlamda artış var. Reel anlamda gerileyen tek kesim ise en zengin yüzde 5’lik kesim oldu" diye konuştu.

BÜYÜME İSTİHDAMA YANSIDI: Büyüme rakamlarının istihdama da olumlu yansdığını söyleyen Babacan, 2002 yılında 13 milyon 896 bin kişi olan tarım dışı istihdam, 2006 sonunda 16 milyon 243 bin kişiye çıktığına, nüfus her yıl 1 milyon artarken, işsizlik oranı 2006’da yüzde 9.9’a gerilediğine dikkat çekti.

7 bin 500 kişinin günlük geliri 1 doların altında

DEVLET Bakanı Ali Babacan, Türkiye’de günlük geliri 1 doların altında olan kişilerin, nüfusa oranının "onbinde 1" olduğunu söyledi. Babacan, bu oran Hindistan’da yüzde 31, Çin’de de yüzde 13, kişi başına geliri Türkiye’den yüksek olan Meksika ve Brezilya’da ise yüzde 8 olduğuna dikkat çekti. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nce 74 milyon 530 bin olarak açıklanan nüfus rakamı dikkate alındığında, Türkiye’de yaklaşık 7 bin 500 kişi, günde 1 doların (1.3 YTL) altında gelirle hayatını sürdürüyor.

Satın alma gücüne göre milli gelir 9 bin doları bulur

SATIN alma gücü paritesine göre fert başına düşen GSYH rakamlarının 2006 yılı için henüz açıklanmadığına dikkat çeken Ali Babacan, şunları söyledi: "Ancak bu da sık sık tartışılan bir rakam. Biz burada 2007 programındaki verileri baz alıyoruz. Buna göre de 2002’de 6 bin 550 dolar olan fert başına satın alma gücüne göre düzeltilmiş milli gelirimiz, 2005 yılında 8 bin 141 dolar ve 2006 yılında bunun 9 bin dolara daha yakın bir rakam olmasını bekliyoruz."

İnşaat yüzde 19.4 büyüdü

GEÇEN yıl sektörel bazda en yüksek büyüme, sabit fiyatlarla yüzde 19.4 ile inşaatta yaşandı. Yılın tamamında tarım yüzde 2.9, sanayi yüzde 7.4, ticaret sektörü de yüzde 5.9 büyüdü. Son çeyrekte de sektörel bazda en yüksek artış yüzde 16.1 ile yine inşaat sektöründe oldu. Yılın son döneminde tarım yüzde 9.7, sanayi yüzde 6.5, ticaret sektöründe de yüzde 4 oranında büyüme yaşandı.

Sanayinin GSMH’si 46 milyon YTL

SABİT fiyatlarla GSMH’ye, faaliyet kollarına ve 1987 yılı üretici fiyatlarına göre bakıldığında, sektörel paylar şöyle oldu:

Payı yüzde 29.8 olan sanayinin toplam değerin 46 milyon 26 bin 669 YTL.

Yüzde 24 paya sahip olan ticaretin değeri 37 milyon 89 bin 946 YTL.

Yüzde 11.2 payı olan tarımda toplam değer 17 milyon 241 bin 28 YTL.

İnşaat sanayinin payı yüzde 4.8, toplam değeri 7 milyon 389 bin 886 YTL.

Payı yüzde 13.2 olan ulaştırma-haberleşmenin toplam değeri 20 milyon 412 bin 363 YTL.

Mali kuruluşlar yüzde 1.5 pay ile 2 milyon 391 bin 451 YTL.

Konut sahipliği yüzde 4.1 pay ile 6 milyon 293 bin 628 YTL.

Serbest meslek ve hizmetler yüzde 2.2 pay ile 3 milyon 426 bin 422 YTL oldu.

GSMH 400 milyar dolara ulaştı

TÜİK verilerine göre geçen yıl Türkiye’nin GSMH’si cari fiyatlarla 399 milyar 673 milyon doları, GSYH’si de 400 milyar 46 milyon doları bularak da rekor kırdı. 2005 yılında GSMH 360 milyar 876 milyon dolar, GSYH de 361 milyar 470 milyon dolar seviyesindeydi. Türkiye ekonomisi en son 2001 yılında yüzde 9.5 oranında küçülürken, 2002’de yüzde 7.9, 2003’de yüzde 5.9, 2004’de yüzde 9.9, 2005’de yüzde 7.6 büyümüştü. 5 yıllık toplam büyüme ise yüzde 43.17 oldu.

Harcamalar da arttı

SABİT fiyatlarla, 2006 yılında devletin harcamaları yüzde 9.6, özel tüketim harcamaları da yüzde 5.2 oranında arttı. Gayri safi sabit sermaye oluşumunda artış yüzde 14’ü bulurken, mal ve hizmet ihracatı yüzde 8.5, mal ve hizmet ithalatı yüzde 7.1’lik artış oldu. Ayrıca devlet, geçen yılın son çeyreğinde yüzde 0.7 artışla düşük oranda harcama yaparken, özel nihai tüketim harcamaları yüzde 0.1, gayrisafi sabit sermaye oluşumu yüzde 4.4, mal ve hizmet ihracatı yüzde 6.2, mal ve hizmet ithalatı ise yüzde 1 oranında arttı.