15
Haziran
2025
Pazar
EKONOMİ

Bağımsız gelir idaresi istemiyor

Başbakan Tayyip Erdoğan, ilk kez kendi ağzından IMF ile anlaşma yapmamasının nedenlerini açıkladı. Daha önce IMF'in şartları biliniyordu ama Başbakan dün Sabah Gazetesi'ne verdiği demeçle, kamuoyuna ilk kez, "kabul edemeyeceği"ni söylediği IMF şartlarını açıklamış oldu. Yaptığı açıklama ile Başbakan, IMF'in bağımsız gelir idaresi kurulmasını istemesine rağmen, bunun mümkün olmadığını belirterek, bir anlamda vergideki siyasi baskıyı elinden bırakmak istemediğini de itiraf etmiş oldu.

Sabah Gazetesi'nde IMF'in öne sürdüğü, kendisinin ise kabul etmediği şartları açıklayan Erdoğan, bu şartları gelir idaresinin bağımsız kılınması, nereden buldun yasasının çıkarılması ve belediyelere ek kaynak aktarımını öngören yasanın iptali olarak belirtti. Aslında bu şartlar bir süredir biliniyordu ve bunların ne kadar kabul edilemez olduğunu, Başbakan'ın dediği gibi "ülke menfaatlerine aykırı" olup olmadığını da çok tartıştık.

Ancak vergi cezalarına ilişkin son tartışmaların da ışığında, özellikle gelir idaresinin bağımsız kılınması şartını Başbakan'ın neden kabul etmediği de, daha bir netlik kazanmış oluyor. Sabah Gazetesi'nin haberinde bu şart için Başbakan'ın, "Gelir idaresinin özerk kurum haline getirmemizi istiyorlar. Böyle bir şey mümkün değil" yanıtını verdiği belirtiliyor. Yani Başbakan özerk kurum haline geldiği takdirde vergi işlemlerindeki siyasi etkinin yok olmasına tahammül edemeyeceğini söylemiş oluyor.

Siyasi otoriteden bağımsızlık
Halbuki çağdaş ülkelerde vergi idareleri siyasi otoriteden bağımsız olarak çalışıyor ve bu yolla vergi işlemlerinde siyasi etki en aza indirilmiş, böylece vergi işlemlerinde birilerine yapılan ayrıcalıklar ya da tanınan imtiyazlar da asgariye indirilmiş oluyor. Bir anlamda siyasi ve ekonomik etkilerle kurulan, yolsuzluklar konusunda hep yakınılan politikacı-bürokrat-işadamı mekanizmasının işleyişi, yani yolsuzluklar da önemli ölçüde önlenmiş oluyor.

Kaldı ki, IMF'in bağımsız gelir idaresi şartı Başbakan'ın dediği gibi son anda getirilen, kabul edilemez bir şart değil. Çünkü IMF daha önceki stand-by anlaşmalarında da bu şartı ileri sürmüş, bazı niyet mektuplarına bu şart girmişti. Ancak daha sonra özellikle Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'dan gelen muhalefet üzerine, bağımsız olmayan yine Maliye Bakanı'na bağlı Gelir İdaresi kurumu oluşturularak, bu talep sulandırılmıştı.

Ancak IMF de, geçen sürede gördü ki; Gelir İdaresi tümüyle bağımsız olmadığı takdirde, vergi işlemleri üzerinde siyasi etkiler devam ediyor, suistimaller ve verginin bir ceza olarak kullanılmasına, uygulamada sıkça rastlanıyor. İşte bu nedenle IMF, yeni yapacağı stand-by anlaşmasında da bağımsız gelir idaresini şartlar arasına koymuş bulunuyor.

Nereden buldun saptırması
Başbakan Erdoğan'ın bu ay başında görüştüğü TÜSİAD Yönetim kurulu üyelerine de bu şartları açıkladığını ama "kimseye açıklamayın" dediği için bu şartların basına sızmadığı biliniyor. Bu toplantıda Başbakan, TÜSİAD üyelerine "Zekeriya Temizel'in 'Nereden Buldun' yasasını benden istiyorlar" dediğini ve bunun kendi getirdikleri varlık barışı yasası ile çeliştiğini söylemiş.

Dünkü açıklamasında da Başbakan varlık barışı ile kayıtdışını kayda almak istediğini, nereden buldun çıkarsa kimsenin kayıt içine girmeyeceğini söylemiş.
Halbuki durum bunun tam tersi. Herşeyden önce "nereden buldun" ya da benzeri isimlerle çıkarılacak bir yasa, ancak ve ancak kapsamlı bir gelir vergisi reformunun sadece ayaklarından biri olabilir. Teknik olarak gelir vergisi reformu yapılması gerekiyor ve bunun için bir yerde çizginin çekilmesi, onun da ya eskisi gibi nereden buldun ya da buna benzer aynı amaca dönük bir yasanın da çıkması gerekiyor.

Çünkü belli bir yerden çizgi çekilip bundan sonrası için kapsamlı olarak harcama-gelir dengesinin sorgulanması gerekiyor. Ki tüm maliyeciler böyle bir uygulama olmadan, ne sağlıklı bir vergi sisteminin kurulabileceğini, ne de adil bir vergi sisteminin oluşturulamayacağına açıkca söylüyorlar. Başbakan'ın söylediği gibi varlık barışı ile bu uygulamanın çelişmesi de mümkün değil. Varlık barışı da bu kapsamlı reformun bir ayağı olarak, çizgi çekilmesi için bir araç olarak rahatlıkla kullanılabilir.

Bu arada Başbakan'ın ileri sürdüğü, "kabul edilemez" dediği üçüncü şart ise belediyelere aktarılan kaynağı artıran yasanın iptal edilmesi. IMF bunu da ilk kez söylemiyor, 2008 Mayıs ayında anlaşma bittikten sonra bu yasanın getirilmesine IMF karşı çıkmıştı. Mayıs ayında anlaşma bittikten hemen sonra AKP milletvekilleri bu yasa tasarısını TBMM'ye sundular. Temmuz ayı başında da yasa kabul edildi. Bu yasa nedeniyle belediyelere kaynak aktarımı hızlanırken, bu durum merkezi bütçeyi zora soktu ayrıca bütçe hesaplarının şeffaflığına da büyük darbe vurdu.
Özetle; IMF'in şartları, piyasa ekonomisinin kurumsallaşması, mali disiplinin kalıcı biçimde sağlanması için gereken, yani ülke menfaatine olan şartlar.
Ancak Başbakan belli ki "parti menfaatine aykırı" gördüğü bu şartları ülke menfaatine aykırı olarak lanse etmek istiyor.

DİĞER ÜLKELERDE UYGULAMA NASIL
IMF'nin bağımsız olmasını istediği Gelir İdaresi Başkanlığı'nın yeniden yapılandırılma çalışmaları daha çok Avrupa ülkelerinden esinlendi. Özellikle ABD'deki IRS özerk yapısı ile biliniyor. Avrupa ülkelerinden Fransa'da Gelir İdaresi Maliye Bakanlığı'na bağlı. Ancak taşrada çok kuvvetli bir denetim ağı var. Fransa'da maliye müfettişleri ise üst düzey denetimlere bakıyor. Taşrada vergi denetimi güçlü olduğu için siyasi etkilere maruz kalmıyor. Almanya'da da benzer bir sistem var. Almanya'da vergi dairesi başkanlıkları bulunuyor ve her bir vergi dairesi başkanı maliye bakanı kadar güçlü.

Denetim elemanları vergi dairesi başkanlıklarında. Burada da taşra örgütlenmesi çok güçlü. Maliyeciler için özel eğitim veriliyor. 2 yıllık eğitimin ardından İdare ve denetime gidecek olanlar ayrılıyor, özel eğitime tabi tutuluyor. Türkiye'de de 1993 yılından beri benzer bir sistem kurulmaya çalışılıyor. Ancak parçalı denetim elemanları taşraya gitmiyor. Hesap uzmanı ve maliye müfettişleri denetim programları ile turnelerini Bakan onayından geçirmek zorundalar. Gelirler kontrolörleri de İdare içinde faaliyet gösteriyorlar.

Referans
Yayın Tarihi : 26 Şubat 2009 Perşembe 17:45:23


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?