18
Mayıs
2024
Cumartesi
EKONOMİ

Belediyelere Vergi Yetkisi

Kamu Yönetim Reformu`nu parçalı olarak yaşama geçirmeye çalışan AKP Hükümeti, belediyelere vergi oranlarını belirleme konusunda belli limitler arasında yetki verilmesini gündeme getirdi. Bunun için Anayasa`da da değişiklik isteniyor.

Belediyelere yapılacak kaynak aktarımlarında da performans kriterlerinden uluslararası derecelendirme kuruluşlarının verecekleri notlara, okur yazar oranından kanalizasyon şebekesinden yararlanan nüfus oranına, vergi ve gelir tahsilat oranlarından belli bir miktar gelire ulaşılması koşuluna kadar çeşitli kriterler önerildi.

Başbakanlığın, Dünya Bankası ve yabancı uzmanlar ile üniversite, belediye ve kamu kurumlarının katılımıyla hazırladığı Ocak 2005 tarihli Türkiye`de Yönetimler Arası Mali İlişkiler: Sorunlar ve Çözüm Önerileri`` raporunda, yerel yönetimlerin yeni gelir yapısının nasıl oluşturulacağına ilişkin ilk işaretler ortaya konuldu. Raporda, yerel yönetimlere vergi yetkisi tanınmasına ilişkin öneri şöyle anlatıldı:

``Hesap verilebilirliğin etkin olabilmesi için gerekli olan bir başka koşul, yerel yönetimlerin vergi, harç, vb. gelirleri üzerinde belirli sınırlar içinde değişiklik yapabilme yetkisine sahip olabilmesidir. Bu bağlamda bakıldığında ülkemizde yerel mali özerkliğin olmadığı açıkça görülmektedir. Yerel yönetimlere alt ve üst sınırlar içinde kendi vergi oranlarını belirleyebilme yetkisinin verilebilmesi için Anayasa`nın 73. Maddesi`nde buna imkan verecek bir düzenlemenin yapılması gerekmektedir.``

VERGİ TAHSİL EDENE KAYNAK

Raporda, ``yerel vergi, harç, katılma payı ve ücret gelirleri, menkul ve gayrimenkul gelirleri, işletme ve faaliyet gelirleri, özel kişi ve kuruluşlarca yapılan bağış ve cezalar``dan oluşan yerel yönetimlerin öz gelirlerini tahsil etmede, merkezi sistemden yapılan transfer sistemi nedeniyle tembelliğe itildikleri savunuldu. Bu çerçevede, vergi kapasitesinin ve performansının transfer formülünün parçası haline getirilmesi önerilen raporda, ``Öz gelirlerini etkin bir şekilde tahsil eden yerel yönetimler ödüllendirilecek, bu durum da yerel yönetimleri daha fazla öz gelirlerini tahsil etmeye yöneltecek ve yerel kaynaklarda hareketlenme sağlanacaktır`` denildi.

Yerel yönetimlere yapılan kaynak aktarımında hiçbir formül ya da kritere dayanılmaksızın genellikle siyasi ilişkiler ve merkezi yönetimin keyfi tasarrufunun etkili olduğu anlatılan raporda, ``Bu ülkemizdeki sistemin yeterince saydam bir sistem olmadığını ortaya koymaktadır`` denildi. Yerel yönetimlere aktarılacak payların hesaplanması için uzman bir birim oluşturulması önerilen raporda, payların, gelirlerin hesaplanması gibi konuların değiştirilmesinin güçleştirilmesi ve yerel yönetimlere 1 yıl önceden bildirim zorunluluğu getirilmesi istendi. Bunun da yasayla düzenlenmesi gereği savunulan raporda, kısa, orta ve uzun vadeli olarak bu payların hesaplanmasında uygulanacak formül önerilerine yer verildi. Yerel yönetimlere görevleriyle orantılı gelir kaynağı sağlanması için mali kapasiteleri konusunda yapılacak araştırmanın uzun vadede gerçekleştirilebileceği belirtilerek, kısa vade için şu öneri gündeme getirildi:

``Yerel yönetimlerin mevcut uygulamada aldıkları paylar, makro ekonomik şartlar ve yeni yasal düzenlemelerle yerel yönetimlere aktarılan görevler için genel bütçeden ne kadarlık bir tasarruf sağlandığı gözönünde tutularak transfer havuzu belirlenebilir.``

TRANSFER HAVUZUNDAN AKTARIMIN KRİTERLERİ

Oluşturulacak transfer havuzundan belediyelere yapılacak aktarımlarda esas alınacak kriterler konusunda ilk aşamada, şu uygulamanın devam ettirilmesi önerildi:

``İl özel idareleri ve belediyelere transfer havuzundan nüfus esasına göre merkezi yönetim tarafından belirlenen oranların dağıtılması, büyükşehir belediyelerinin ise ilçe belediyelerinin nüfus esasına göre aldıkları paydan ve il sınırları içinde tahsil edilen genel bütçe vergi gelirlerinden belirlenen oranlarda pay alması (yüzde 75 yer esasına göre, yüzde 25 nüfus esasına göre dağıtım uygulaması ile birlikte).``

İkinci aşamada, eşleme mekanizmasından söz edilen raporda, bu noktada ek olarak yüzde 1 ya da yüzde 2 gibi oranlarda uygulanacak kaynak dağıtımı için 3 ayrı kritere göre kısa, orta ve uzun vadeli formüller önerildi. Bu öneriler şöyle:

``Yatay eşitleme hedefi: Kısa vadede kişi başına gelire, orta vadede harcama ihtiyaçlarına, uzun vadede harcama ihtiyacı ile öz gelir kapasitesi arasındaki farka dayalı formül uygulanacak.

Performans hedefi: Bütün yerel yönetim birimleri için toplam gelir ve gider bütçelerinin gerçekleşme oranı; il özel idareleri için il sınırları içindeki okur yazar oranı, ilk ve ortakullarda kız çocukların erkek çocuklara oranı, bebek ölüm oranı, yoksulluk sınırında yaşayan kişi sayısı; belediyeler için güvenli su kaynaklarına ulaşan nüfusun oranı, kanalizasyon şebekesinden yararlanan nüfusun oranı; büyükşehir belediyeleri için uluslararası derecelendirme kuruluşlarının verdikleri notlar esas alınacak. Orta vadede, yerel yönetimlerin yeni bütçeleme sisteminde belirleyecekleri performans hedeflerine ulaşıp ulaşamaması kriter olarak alınabilecek. Uzun vadede, bu hedefler maliyetler de gözönünde bulundurularak bir endeks ile belirlenecek.

Yerel kaynakların kullanımı: Kısa vadede yerel yönetimlerin öz kaynakları ile ilişki kurularak toplanan öz kaynakların bir birimine eşit olarak belirli bir miktarda yardımda bulunulacak. Orta vadede gelirlerin tahakkuku ile tahsilatı arasında bir ilişki kurularak tahakkuk/tahsilat oranı esas alınacak. Uzun vadede öz kaynak gelir tabanı hesaplanıp belli bir gelir miktarına ulaşınca ek kaynak verilecek.``

Raporda, transfer sisteminin belirlenmesi için merkezi yönetim, yerel yönetim temsilcileri ile akademisyenlerden bir komisyon oluşturulması gerekliliği dile getirildi.


ANKA
Yayın Tarihi : 10 Mart 2005 Perşembe 01:17:22


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?