Her yıl yaklaşık 8 milyar dolarlık kayba yol açan akaryakıt kaçakçılığını bitirmek için uygulamaya konulan 'işaretleme' sistemi bekleneni veremedi.
Kaçak akaryakıtın tespit edilebilmesi için benzin ve motorine karıştırılan 'ulusal marker'ın (kimyasal mühür-işaret) kopyalandığı iddiası ise kamuoyunda büyük yankı buldu.
Zaman'ın önceki gün yayınladığı haberden sonra, konuyu değerlendiren bir yetkili 'marker'ın gizliliğine riayet edilmediğine dikkat çekti: "TÜBİTAK'ta üretilen marker hammaddelerini satın almak için hazırlanan duyuruyu herkes görüyor. Marker için hangi malzemeden ne kadar lazım, hangi cihaz lazım, bunların hepsi biliniyor. Taklit olayı da buradan kaynaklanmış olabilir."
Kaçak akaryakıtla mücadele için Ocak 2007'den itibaren benzin ve motorine ulusal marker eklenmeye başlandı. Akaryakıtı, 'kayıtlı' hale getiren kimyasal bileşeni TÜBİTAK üretiyor ve ana dağıtıcı şirketlere veriyor. Söz konusu kimyasal mührü, 'taklit edilemez' hale getiren 'DNA şifresi'nin eklenmediğini öne süren bazı kaynaklar, şifreyi ekleyecek cihazların alımında ihmal olduğu görüşünde. Enerji Bakanı Hilmi Güler, markerın taklit edildiği iddialarını araştırdığını belirtirken, TÜBİTAK ise projenin başarıyla yürütüldüğünü ve kopyalamanın söz konusu olmadığını açıklamıştı.
Ancak, adının açıklanmasını istemeyen bir kaynak, TÜBİTAK Ulusal Metroloji Enstitüsü'de üretilen marker için gerekli hammaddelerin alımlarında özensiz davranıldığını öne sürdü. Aynı kaynağın verdiği bilgiye göre, ihtiyaç duyulan tüm kimyasal hammadde ve cihaz talepleri satın alma birimi tarafından yapılıyor. Ancak, tamamı gizlilik kapsamında olan projeye konu malzemelerin diğer çalışanlar tarafından da görüldüğü ileri sürülüyor. Bu durum, TÜBİTAK'ın kendi iç yazışmalarına da konu oldu. Ulusal Metroloji Enstitüsü tarafından satın alma birimine gönderilen yazıda konu hakkında şu uyarı yapıldı: "Ulusal marker tamamen gizlilik gerektirmektedir. Akaryakıtı işaretlemek için kullanılacak cihazlar, proje altyapısı için satın alınacak her türlü hammadde, üretim tesisleri ve bu tesis içerisindeki donanımlar ile üretim yöntemleri gizlilik çerçevesinde yapılmalıdır. Satın alma birimi olarak, Ulusal Marker Projesi'nde yapılacak satın alma ve ihale işlemlerinde gizlilik ilkelerine tam olarak uyulması..." Marker için alınan gerekli bütün malzemelerin ilgisiz birimler tarafından da görülüyor olması sakıncalı bulunuyor.
Öte yandan, Ocak 2007'den beri uygulamaya başlanan ulusal markerla ilgili denetimlerin sonuçları da ortaya çıkmaya başladı. Bir soru önergesi üzerine Meclis'te konu hakkında bilgi veren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Güler, markera ilişkin, ilk kez 91 personelle 8 Haziran 2007 tarihinde başlatılan denetimler kapsamında, 18 ilde, 72 tesiste denetim yapıldığını açıkladı. Güler'in verdiği bilgiye göre, yurt genelinde bulunan 11 bin 584 istasyonlu akaryakıt bayisi tarafından piyasa faaliyetine konu edilen akaryakıtın yeterli şart ve seviyede Ulusal Marker içerip içermediğinin tespit edilmesi amacıyla Emniyet, Sanayi Bakanlığı, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personelinin katılımıyla denetim programı hazırlandı. 14 Haziran 2007'den itibaren istasyonlu akaryakıt bayilerinde denetimler başladı. Bu denetimlerde toplam 60 bin 555 adet ölçüm yapıldı. Sahada yapılan ölçüm sonucu geçersiz çıkan 541 tesisten alınan 821 numune, TÜBİTAK ve Ulusal Metroloji Enstitüsü'ne gönderildi. Söz konusu akaryakıt numunelerinin referans cihazla yapılan ölçüm sonucuna göre ise, numuneye ilişkin ölçüm sonucundan 572 adedi geçersiz, 249'u da geçerli çıktı. Bakan Güler, marker oranı geçersiz çıkan tesislere ilişkin kanuni işlemlerin devam ettiğini söyledi. Güler, petrol konusunda yapılan denetimlerin tatminkar olduğunu, bu uygulamaların vergi ve gümrük kaçakçılığı ile ölçü-ayar düzensizlikleri ve benzeri denetimlerle de desteklenmesi halinde, elde edilen başarı düzeyinin daha da artacağını kaydetti.
Baskınlarda köstebek şüphesi
Maliye'nin koordinatörlüğünde başlatılan akaryakıt denetimlerinde bazı depoların boş çıkması, 'köstebek' şüphesine yol açtı. Dün Star gazetesinde yer alan habere göre, baskında birçok deponun boş çıkması, akaryakıt şirketlerinin operasyondan haberdar olduğu şeklinde yorumlanarak, köstebek olup olmadığına ilişkin inceleme başlatıldı. İncelemede boş olduğu belirlenen bazı depoların geçmişte kullanıldığı ortaya çıktı. Şirketlerin kaçak akaryakıt satışı yapıp yapmadıkları, kayıtları ve fiilî durumları karşılaştırılarak tespit edilecek.