30
Mayıs
2024
Perşembe
EKONOMİ

Bossa için peşine düştüler!

Sabancı Holding’in 57 yıllık şirketi Bossa’nın yüzde 50.12’sini 76.4 milyon dolara satın alan Akkardan’ın Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Ebubekir, "Satış imzasını attığımız gün yurtdışından firmalar ’Bossa’yı bize satın’ diye telefon ettiler. Almanya’dan İngiltere’den bir kaç firma peşimize düştü. Hiç dikkate almadım" dedi.

57 yıl önce Hacı Ömer Sabancı tarafından kurulan ve Sabancı Holding’in ilk göz ağrılarından olan Bossa’nın yüzde 50.12’sini 76.4 milyon dolara satın alan Akkardan’ın Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Ebubekir, Bossa’yı aldıkları gün yabancıların peşlerine düştüğünü söyledi. Satış anlaşmasını imzaladıkları gün Bossa’yı kendilerinden satın almak için çok sayıda yabancı firmanın aradığını belirten Faruk Ebubekir, "Akkardan’ın fabrika telefonları susmak bilmedi. ’Bossa’yı bize satın’ diye telefon ettiler. Almanya’dan İngiltere’den bir kaç firma peşimize düştü. Hiç dikkate almadım ama bir kez daha gördük ki Bossa çok kıymetli bir şirket" dedi.

Ebubekir, Bossa’ya ilişkin gelecek planlarını da anlattı. Ebubekir, "Şu anda Bossa’da 2 bin 500 çalışan var. Bu sayıyı 2 bin 300’e çekeceğiz. Herkes tazminatlarını alacak. Yönetimde değişiklik yok. Yönetim aynen devam edecek. Orada çok değerli arkadaşlar çalışıyor. Can Piyale (Bossa Genel Müdürü) benim iyi dostumdur. Onunla iyi işler yapmayı sürdüreceğiz" diye konuştu. Ebubekir, Bossa’yı daha ileriye taşımak için yatırm yapmaktan hiçbir zaman çekinmeyeceklerini de vurguladı.

Özel bir şirketi aldık

Ebubekir, pek çok kişinin Türkiye’de tekstilin geleceğine ilişkin kaygılar taşıdığı bir dönemde bu sektöre yatırım yapmalarının nedenini şöyle açıkladı: "Tekstilde ilk yatırımımız. İşadamıyız. Yeni alanlara ve risklere gireriz. Bazı riskleri göze almak zorundasınız. Bu alanda tecrübemiz yok diye bakmayın; bu iyi ekiple tecrübe edilir. İyi niyetli ve çalışkan olacaksınız. Namuslu olacaksınız. Önemli olan bunlardır. Tekstil yerlerde dolaşıyor diyorlar. Sektöre değil şirketlerin performansına bakmak lazım. Bossa’nın ihracatının yüzde 80’i ABD, yüzde 20’si Avrupa Birliği. Ben Çin’le rekabet etmeye çalışan bir şirket almadım ki. Benim aldığım özel bir şirket. Hacı Ömer Sabancı bu şirketi kurduğundan beri hep ileriye doğru yol almış. 1100 dönüm arazisi, 4 fabrikası olan bir şirket aldım. Son 4-5 yılda 100 milyon doları geçiyor. 2006 yılında 36 milyon YTL kár etmiş. 2007 kárı ise 21 milyon YTL."

Dördüncü’nün hatırına

Fiyatın düşük olduğuna dair söylentilere Faruk Ebubekir, "En yüksek fiyatı biz verdik. Ahmet Dördüncü’nün (Sabancı Holding CEO’su) hatırı için o miktarı verdik. Dostluk için verdik. Para kazalınır ama dostluk kolay kazanılmaz" sözleriyle yanıt verdi. Öte yandan Akkardan, Bossa hisselerinde çağrı muafiyetine ilişkin hükümlerin sağlanmasına çalışılacağını, sağlanamazsa çağrı yapılacağını İMKB’ye bildirdi.

Her şeyden önce Fenerliyim

FARUK Ebubekir, "Çok fazla kamuoyunda görünmüyorsunuz. Sizi biraz tanıyabilir miyiz" sorusuna şu ilginç yanıtı verdi: "Her şeyden önce Fenerbahçeliyim. 1984, 1985 ve 1986’da Fenerbahçe ikinci başkanıydım. TED’de (Tenis Eskrim Dağcılık Spor Kulübü) 6 yıl başkanlık yaptım. Şu anda şeref başkanıyım. Rotary’de de başkanlık yaptım."

Madencilik, gemi inşaatı metal sanayiinde faaliyet

Otomotiv yansanayi sektöründe faaliyet gösteren Akkardan Sanayi’nin sahibi Faruk Ebubekir’in, madencilik, gemi inşaatı ve metal sanayinde faaliyet gösteren şirketleri de var.

Akkardan, Ford Otosan, Mercedes-Benz Türk, Otokar (Magirus, Land Rover), Otoyol (Iveco), Anadolu Isuzu, Askam, BMC, Temsa (Mitsubishi) gibi öncü hafif ve ağır ticari araç üreticileri için kardan milleri ve direksiyon şaftları üretiyor. Ayrıca, Ford ve Toyota fabrikaları için de otomobil ve pick-up’larda kullanılan tekerlek mili ve poyraların üretimini gerçekleştiriyor.

Banvit’in de ortağı olan Faruk Ebubekir’in sahibi olduğu Filiz Bakır Sanayi, 2003 yılında yine Sabancı Holding’in otomotiv yan sanayiinde faaliyet gösteren şirketi Akkardansa’yı 9 milyon dolara satın alıp, ismini Akkardan olarak değiştirmişti.

**********

Dev holdingler tarihi değeri olan şirketlerini satmakla hata mı ediyor

VAHAP MUNYAR/HÜRRİYET

SABANCI Holding’in Bossa’daki yüzde 50.12’lik hissesini satmak üzere ABN-AMRO’yu görevlendirmesini Hürriyet’te, "Hacı Ömer’in Kayseri’den yaya gidip Adana’da kurduğu Bossa’yı torun satışa çıkardı" başlığıyla yansıtmıştık.

Bu başlık nedeniyle Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı’da şu mesajı aldım: "Bu haberi objektif olması gerekenin ötesinde, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı olarak şahsıma yönelik ’vefasız, kıymet bilmez, geçmişine sahip çıkmaz’ imalarını içeren bir itham olarak değerlendiriyorum. Haber, Türkiye’nin en itibarlı kuruluşu olan Sabancı Holding’e zarar vermek üzere hazırlandığı izlenimi veriyor."

Mesajı okurken Türkiye’nin en ağır krizini yaşadığı 2001 yılı ve hemen sonrasına uzandım. Doğuş Grubu’nun Osmanlı Bankası’nı Garanti Bankası’yla birleştirme operasyonuyla ilgili başlığımızı anımsadım: "Osmanlı’yı Garanti’nin içine gömdüler."

Osmanlı Bankası’nın hem Türkiye’nin tarihi açısından, hem de Doğuş Holding’in kurucusu Ayhan Şahenk için çok önemli bir yeri vardı. Ayhan Şahenk, Osmanlı Bankası’nı almak için çok çaba harcamıştı.

Gelgelelim 2001 krizi Doğuş Grubu’nun genç patronu Ferit Şahenk’i zor kararın eşiğine getirmişti. Ya Osmanlı Bankası ile Körfezbank’ı Garanti Bankası’nın içinde eritip, yoluna devam edecek, ya da farklı sıkıntılar yaşamayı göze alacaktı.

Ferit Şahenk, ekibiyle birlikte düşündü, kararını "tek bankaya düşme" yönünde verdi. Bizim başlık, "Osmanlı’yı Garanti’ye gömdüler" olunca, Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen’den sitem geldi:

- Başlığınız biraz ağır olmuş.

- Durum öyle değil mi Ergun Bey. Keşke Osmanlı Bankası adı küçük bir banka olarak yaşayabilseydi.

- Bu isim müzede yaşayacak.

2001 ve sonrasındaki gelişmeler, Ferit Şahenk’in Ergun Özen, Süleyman Sözen, Aclan Acar, Hüsnü Akhan’ın başını çektiği ekibiyle birlikte doğru karar verdiğini ortaya koydu...

Nitekim Çukurova Grubu, erken davranıp, Pamukbank’la Yapı Kredi’yi birleştirmedi, son ana kadar bekledi. Tam Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Pamukbank’a el koymak üzereyken, "birleştiriyorum" diye yola çıkmak istedi. BDDK, buna izin vermedi, Pamukbank’a el koydu. Sonraki süreçte Çukurova Grubu, Yapı Kredi Bankası’nı da satmak zorunda kaldı...

Kuşkusuz Sabancı Holding için bunlar söz konusu bile olmadı. Sabancı Grubu, yabancı danışmanlarla görüştü, "arama konferansı" yaptı, çıkan öngörülere göre gelecek stratejisini çizdi, tekstili büyüyeceği alanlar arasından çıkardı. Bu durumda Sabancı Grubu’nun geçmişinde önemli yeri olan Bossa’nın da "uygun zamanda" elden çıkarılması yolu kendiliğinden göründü. Sonuçta Bossa’nın yüzde 50.12’si 76.4 milyon dolara Akkardan’a satıldı.

Sabancı Grubu, Türkiye’nin en köklü tekstil şirketlerinden Bossa’dan vazgeçmekle, "kendi doğrusu"nu benimsedi, enerji, otomotiv, perakende ve lastikte daha büyük oynamayı seçti.

Sözün kısası, Türkiye’nin dev grupları daha önemli başarılara yürürken "duygusal düşünmekten" uzak duruyor.

Doğrusu da bu değil mi?

Hürriyet
Yayın Tarihi : 7 Ağustos 2008 Perşembe 21:21:44


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?