Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, döviz cinsi ve dövize endeksli kredi kullanımına ilişkin düzenlemeyle risk yönetimini önde tutan firmaların ve bankaların risklerini artırmayacak yeni bir sisteme geçileceğini kaydederek, döviz geliri olmayan firmaların da belli limitler çerçevesinde döviz kredisi kullanabileceğini açıkladı.
Yurt içi döviz cinsi ve dövize endeksli kredi kullanımına ilişkin yürürlükteki yasanın firma ve gerçek kişiler bakımından üç farklı uygulamayı öngördüğünü belirten Babacan, mevcut düzenlemede döviz geliri olan firmaların yurt içi bankacılık sisteminden döviz cinsi ve dövize endeksli kredi kullanabildiğini kaydetti.
abacan, döviz geliri olmayan firmaların yurt içi bankacılık sisteminden döviz cinsi kredi kullanamadığını, ancak dövize endeksli kredi kullanabildiklerine işaret etti. Tüketicilerin ise yurt içi bankacılık sisteminde döviz cinsi kredi kullanamadığını, ancak dövize endeksli kredi kullanabildiğini anlatan Babacan şunları kaydetti:
''Yurt içinde döviz cinsi ve dövize endeksli kredi kullanımında bazı sınırlamalar bulunurken döviz geliri olsun ya da olmasın tüm firmalar yurt dışında her türlü ticari ve mesleki faaliyetinin finansmanı amacıyla döviz cinsinden kredi temin edebilmektedirler.
Yurt içinde döviz cinsi kredi kullanabilmekteki kısıtlamalar nedeniyle firmalar sıklıkla Türkiye'de kurulu bankalarımızın yurt dışı şubelerinden döviz kredisi kullanma yöntemine başvurmaktadırlar. Nitekim 2009 yılı Mart sonu itibariyle reel sektör firmalarımızın yabancı para cinsinden sağladığı 139 milyar dolarlık kredinin 35 milyar dolarlık kısmı Türkiye'de kurulu bankalarımızın yurt dışı şube ve iştiraklerinden kullanılmıştır. Bu durum söz konusu döviz kredilerinin Türkiye'nin dış borcu olarak istatistiklere girmesi nedeniyle Türkiye'nin borçluluk göstergelerini olumsuz yönden etkilemektedir. Ayrıca firmalarımız yurt dışında daha kolay kredi temin etmek amacıyla yurt dışı bankalar nezdinde teminat olarak döviz bulundurmaktadır. Bu da tasarrufların yurt içinde değerlendirilememesine sebep olmaktadır.''
Bakan Babacan, 2008 yılı sonu itibariyle özel sektörün yurt dışı bankalar ve Türkiye merkezli bankaların yurt dışı şubelerinde tuttuğu mevduat toplamının 33 milyar dolar seviyesinde olduğunu da bildirdi. Tüketicilerin dövize endeksli kredi kullanabilmeleri nedeniyle şu anda kur riskine açık olduğunu belirten Babacan, bunun da hem tüketici bazında hem de makro düzeyde kur riskinin izlenememesi ve yönetilememesi sonucunu beraberinde getirdiğini söyledi.
"DÖVİZ KREDİSİ KULLANABİLECEK''
Döviz cinsi ve dövize endeksli kredi kullanımına ilişkin düzenlemeyle ihtiyatlı, risk yönetimini ön planda tutan, firmaların ve bankaların risklerini artırmayacak yeni bir sisteme geçileceğini ifade eden Babacan şu açıklamayı yaptı:
''Yeni sistemde döviz geliri olan firmalar eskiden olduğu gibi yurt içi bankacılık sisteminden döviz cinsinden kredi kullanmaya devam edecekler. Bu tür krediler için daha önce 18 ay olan vade sınırını kaldırıyoruz. Yeni düzenlemeyle getirilen en önemli hususun döviz geliri olmayan firmaların da belli limitler çerçevesinde döviz kredisi kullanmasına imkan sağlanmasıdır. Bu bağlamda döviz geliri olmayan firmalar bu düzenlemeyle bundan sonra vadesi 1 yıldan fazla ve tutarı 5 milyon dolardan daha yüksek olmak üzere yurt içine yerleşik bankalardan döviz kredisi kullanabilecektir.
Bu 1989 yılında yürürlüğe giren 32 sayılı kararnamenin yürürlüğe girmesinden bugüne kadar belki son 20 yıldır atılan en önemli adımdır. Döviz cinsinden borçlanmaya bir alt sınır konulmasının nedeni de büyük miktarlı döviz kredisi talep eden firmalarımızın kur riskine ilişkin değerlendirmeyi ve bankalarımızın da söz konusu firmalarla ilgili risk kontrolünü daha iyi yapabilecek olmasıdır. Ayrıca döviz geliri bulunmayan firmalarımız, Türkiye'deki bankalarda bulunduracakları döviz veya belli niteliklere sahip yabancı para menkul kıymetleri, teminat göstermek suretiyle teminat tutarı kadar vade sınırı olmaksızın ticari ve mesleki amaçlı döviz kredisi kullanabilecektir.''
"Türkiye'de dövize endeksli tüketici kredilerinin toplam tüketici kredilerine oranı yüzde 4,4 civarındadır. Pek çok doğu Avrupa ülkesinde bu oran yüzde 60-70 gibi rakamlarda olduğunu görüyoruz'' diyen Babacan, tüketicilerin yurt içi ve yurt dışından sadece döviz cinsinden değil, dövize endeksli kredi kullanmalarının da önüne geçildiğini ifade etti. Babacan, ''Bu yeni düzenlemeyle tüketicilerin karşı karşıya kaldığı kur riskini tamamen ortadan kaldırmayı ve bu güçlü yönümüzü daha da sağlam hale getirmeyi amaçlıyoruz.
Yapılan bu düzenlemelerle döviz tasarruflarımızın yurt içi bankacılık sisteminde kalması sağlanarak reel sektörün finansman ihtiyacı daha rahat karşılanabilecektir.
Firmaların kur riskinin izlenmesi ve yönetilmesi kolaylaşacak, tüketicilerin kur riski üstlenmelerinin de tamamen önüne geçilecektir. Ayrıca yurt içinde kurulu bankalarımızın yurt dışı şubelerinden kullandıkları oysa gerçekte dış borç niteliğinde olmayan kredilerin dış borç stok rakamlarından düşmesi sonucunda Türkiye'nin dış borçluluk göstergelerinde olumlu tabloyu da göreceğiz.
Biz yapmış olduğumuz bu düzenlemeleri gerek bankacılık sektörümüzün gerek reel sektörün risk yönetiminde son yıllarda göstermiş olduğu önemli ilerlemeleri dikkate alarak gerçekleştiriyoruz. Bundan sonra da bu alandaki gelişmeleri çok yakından izleyeceğiz, ihtiyaç duyulabilecek adımları da zamanı geldikçe atmaya devam edeceğiz" diye konuştu.