Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink, Türkiye'nin AB'ye giriş sürecinde en önemli sorunlarından birinin işgücü piyasası olduğunu söyledi. Vorkink, istihdamın son 10 yıl içinde yüzde 1'den daha az oranda büyüdüğüne dikkat çekerek "Bu oran çok düşük" dedi.

Vorkink, Dünya Bankası ve Hazine Müsteşarlığı tarafından ortaklaşa düzenlenen “Türkiye: Ülke Ekonomik Raporu (CEM) Sürdürülebilir Büyüme ve Avrupa Birliği'ne Yakınsama” isimli toplantının açılışında konuşma yaptı.
Andrew Vorkink, Türkiye'nin son birkaç yıl içinde ekonomi, istikrar ve AB'ye giriş konusunda gerçekleştirdiği büyük ilerleme nedeniyle takdiri hak ettiğini söyledi.

Vorkink, yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği'ne (AB) uyum çerçevesinde yürütülen ekonomik reformların Türkiye'ye büyüme ve sosyal alanda büyük fayda sağlayacağını kaydetti. Bu çerçevede izlenen ekonomik reformların Türkiye'yi özellikle doğudan yabancı sermaye için çekmek konusunda daha iyi bir yer yapacağını ifade eden Vorkink, bunun sonuçlarının şimdiden görüldüğünü, bu konuda geçen yıl önemli ilerlemeler sağlandığını bildirdi.
Reform programının know-how (bilgi-teknoloji) verimlilik artışına katkıda bulunduğunu işaret eden Vorkink, AB ile gümrük birliğinin tarımı sektöründe kapsamasının çitçiler ile tüketiciler içinde fayda sağlayacağını belirtti

İŞGÜCÜ PİYASASI

Vorkink, yatırım ortamının güçlendirilmesi ile AB sürecinin Türkiye'nin hızla büyüyen nüfusu için daha fazla istihdam fırsatı yaratacağı söyledi. Türkiye'nin AB'ye giriş sürecinde en önemli sorunlarından birinin işgücü piyasası olduğunu kaydeden Vorkink, istihdamın son 10 yıl içinde yüzde 1'den daha az oranda büyüdüğünü, bu oranın çok düşük olduğuna işaret etti.

Vorkink, bu oranın AB'nin kabul ettiği 2010 yılına kadar çalışma yaşındaki nüfusun yüzde 70'ne iş olanağı sağlanmasına öngören “Lizbon Gündemi'ni” karşılama hedefinden uzak olduğunu söyledi. Yeterli iş ortamının yaratılması, işsizlik oranı ile kayıt dışı çalışanların azaltılmasının, Türkiye'nin geniş işgücü piyasasının yurtdışına çıkma potansiyeli konusundaki endişeleri azaltacağını belirten Vorkink, gelecekteki işgücü piyasasının yeteneklerinin artırılması konusunda eğitimin önemli bir rol oynayacağını bildirdi.

SIKI MALİYE POLİTİKASI

2002 yılından bu yana makro ekonomik istikrar için ekonomik program temel taşının sıkı maliye politikalarının olduğunu kaydeden Vorkink, gelecek yıllarda mali çatısının güçlendirilmesinin eşit öneme sahip olduğunu söyledi.
Vorkink, bunun kamu borcunun daha da azaltılmasına, güçlü güvene neden olacağını faiz oranlarının düşeceğini, cari işlemler sorunun çözülmesine yardımcı olacağını bildirdi.