15
Mayıs
2024
Çarşamba
EKONOMİ

Dünyaya Arap doları yağacak

IMF'ye göre, Körfez ülkeleri gelecek beş yılda petrol, gaz, altyapı ve gayrı menkulde 800 milyar dolarlık yatırım yapacak. IMF raporunda, bir dönem Türkiye'nin "ağabeylik" yapacağı belirtilen Kafkasya ve Orta Asya ülkelerinde büyümenin yüzde 10'ları geçtiği ve iki haneli rakama oturduğu belirtildi.

Uluslar arası Para Fonu'nun (IMF) "Bölgesel Ekonomik Görünüm: Orta Doğu ve Orta Asya" başlıklı raporu açıklandı. Türkiye IMF araştırma birimlerince ayrı incelenip Avrupa'yla ilişkilendirildiğinden, bu raporda özel olarak ele alınmadı. Bölgedeki olumlu ekonomik ortamın kısa vadede de varlığını sürdüreceği, ancak bölgenin "sürekli dönüşüm" ve işsizliğin azaltılması sorunlarıyla karşı karşıya bulunduğu belirtildi.

-"KARDEŞLERDE" BÜYÜME YÜZDE 11...-

Rapora ilişkin basın özetinde, Orta Doğu ve Orta Asya bölgesinin hızlı gayrı safi iç hasıla artışı öncülüğünde dikkat çekici dönüşüm yaşadığı, "bölgesel büyümenin" son sekiz yılda "küresel büyüme" rakamlarının üstüne çıktığı kaydedildi. Raporda, "Küresel finans piyasalarında artan belirsizliklere karşın petrol ve petrol dışı malların fiyatlarındaki sürekli artışın yardımıyla, bölgede büyümenin 2008 yılında yüzde 6-7 sınırı içinde kalacağı tahmin ediliyor. Bölgenin tümünde ekonomi; Kafkaslar ve Orta Asya'da özellikle yüzde 11'de kalacağı tahmin edilen dördüncü yılındaki iki haneli büyümeyle iyi bir konumda bulunuyor" denildi.

Orta Asya ve Orta Doğu'da, özellikle de Cezayir, Libya, Moritanya, Fas ve Tunus gibi ortalama büyümenin yüzde 5-6 olduğu Magrip ülkelerinde işsizliğin endişe kaynağı olduğu belirtilen raporda şu saptamalar yapıldı:

"-Enflasyon birçok ülkede yükselmektedir. Talepte güçlü artış, büyük dış sermaye akışı ve genelde uyum sağlamış para politikalarının desteğiyle bölgede ortalama enflasyon yüzde 8-9 olmuştur. Petrol ihracatçıları için 2006'daki yüzde 7'den 2007'deki yüzde 10'a artış özellikle hızlı olmuştur. Tasarlanan ekonomik duruşta büyük bir değişiklik olmazsa enflasyon 2008'de bir ölçüde rahatlayacak.

-ARAPLAR BEŞ YILDA 800 MİLYAR DOLAR YATIRACAK...-

-Petrol üreticileri harcamalarını hızlandırırken bölgede tasarruf azaldı. Yatırım ve tüketim malları ithalatındaki hızlı artış, petrol ihracatçılarının cari işlemler fazlasını, 2006'da, petrol fiyatları rekor yüksekliklerde kaldığı halde GSYİH'larının yüzde 21'inden yüzde 17'ye düşürmüştür. Yüksek özel sektör ve kamu kesimi harcaması buna katkıda bulunmuştur. Körfez Ülkeleri İşbirliği Konseyi (GCC) ülkelerinde (Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE), gelecek beş yıl için yatırıma 800 milyar dolar harcanması planlanıyor, yatırımlar büyük petrol ve gaz projelerini içerecek, büyük ölçüde ulusal petrol şirketleri tarafından fonlanacak. Altyapı yatırımları kamu-özel sektör ortaklıkları tarafından finanse edilirken gayrı menkul sektöründe öncelikle özel sektörün yatırımı söz konusu olacak."

-RİSKLERE YİNE DİKKAT ÇEKTİ-

IMF raporunda bölgede genel görünümü olumlu bulmasına karşın "küresel ekonomiden kaynaklanan zarar risklerinin arttığını" belirtti. IMF, "Kredi sıkıştırması sürerse, gelişmiş ülkelerdeki büyüme aniden yavaşlayabilir, bu dünyanın diğer bölümlerine yayılabilir. Petrol ve gıda fiyatlarında daha ileri sıçramalar enflasyonist baskıya katkıda bulunur ve ekonomide yavaşlamayı önlemeye çalışan politika belirleyicilerini ikilemde bırakır. Böyle bir senaryo bölgenin, son yıllarda güçlü politikalarla, resmi rezerv ve diğer dış gelirlerdeki büyük artışlar ve borçlarda azalışlarla güçlendirilmiş esnekliğini test edecektir" dedi.

-BÖLGENİN SORUNLARI TÜRKİYE'NİN SORUNLARI GİBİ-

Bu belirsiz arkaplanın karşısında bölgenin dönüşümü sürdürme, yoksulluk ve işsizliği azaltmada daha fazla ilerleme sağlama gibi önemli politika zorluklarını başarma durumunda olduğunu kaydeden IMF, hedefler arasında özellikle "büyük çaplı yabancı sermaye akışını yönetme, kimi ülkeler için fiskal ve dış sürdürülebilirliği güçlendirme ve özellikle de dinamik bir özel sektör için uygun koşulları yaratmak suretiyle finans sektörünü geliştirme ve ekonomik çeşitliliği teşvik etme"nin öne çıktığını belirtti. Raporda şu konulara değinildi:

"Son yıllarda tarihsel bir yüksekliğe ulaşan döviz akışı, bölgenin büyük iyileşmeler görülen performansının temelindeki kritik faktör haline gelmiştir. Üstesinden gelinmesi gereken zorluk, şimdi, ona eşlik eden enflasyonu sınırlayarak bu süreci korumaktır. Petrol ihracatçıları, ekonomik anlamda dengeli ve petrol fiyatındaki düşüşler dahil olası dış şoklara karşı –net dış gelir biçiminde- kendi savunmalarına olanak verecek nitelikteki harcama planlarıyla yola devam etmelidir. Bu ülkelerin çoğundaki sabitleşmiş döviz kurları, genişleyen sindirme kapasitesinin yanında açık ve esnek mal ve işgücü piyasaları enflasyonu sınırlamak için en iyi olanaklardır. Petrol ihracatçısı olmayanlar için daha sıkı mali politikalar ve para birimlerinin sabit olmadığı yerlerde nominal döviz kuru değerlenmesine daha az karşı konulması yardım sağlayabilir."

-BÖLGE İÇİN REFORMLAR ÖNCELİKLİ-

Raporda ayrıca bölgedeki tüm ülkeler için finans sektörü reformlarının öncelik taşıdığı, gündem tüm ülkelere göre değişiklik gösterse bile bankacılık sektörünün güçlendirilmesi, rekabetin yaygınlaştırılması ve finansal piyasaların derinleştirilmesi için adımlar atılması gerektiği belirtildi. Raporda, "Şu andaki güçlü makroekonomik ortam bu konulara hitap etmek için mükemmel bir fırsat sağlıyor" ifadesi de yer aldı.

ANKA
Yayın Tarihi : 30 Ekim 2007 Salı 15:57:19


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?