Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, ''Her defasında her ne kadar (tek haneli enflasyona geldik) dediysek de küçük bir çalkantıda eski alışkanlıklarımız ön plana çıkıyor, korkularımız bizi esir alıyor ve davranışlarımız çok süratli şekilde değişiyor'' dedi. 


Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğine (MÜSİAD) konuk olan Yılmaz, fiyat istikrarı sağlandı denilen noktada, enflasyonun yüzde 2-3'ler gibi bir seviyeye gelmesi ve sürdürülebilir olması, üreticilerin, karar alıcıların, istihdam yaratıcılarının, aldıkları kararlarda enflasyon faktörünü göz ardı edebilmeleri gerektiğini kaydetti.

Yılmaz, ''Eminim bugün itibarıyla aldığınız kararlarda hala enflasyon riskini hesaba katıyorsunuz, her defasında her ne kadar (tek haneli enflasyona geldik) dediysek de küçük bir çalkantıda eski alışkanlıklarımız ön plana çıkıyor, korkularımız bizi esir alıyor ve davranışlarımız çok süratli şekilde değişiyor. Bunu 2006 yılında bir kez daha yaşadık'' diye konuştu.

Bu yıl enflasyonist bir yükselme eğilimi görüldüğünü ifade eden Yılmaz, enflasyonun 2006 Ekim ayı itibarıyla ilk 10 ay birikimli olarak yüzde 8,01, yıllık bazda ise 9,98 düzeyinde gerçekleştiğini hatırlattı. Durmuş Yılmaz, 2001'de TCMB'nin kendisine belirlediği enflasyon hedefine ulaşacak şekilde para politikalarını uyguladıklarını dile getirdi.


FİYAT İSTİKRARI HENÜZ SAĞLANAMADI

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, ''Fiyat istikrarı henüz sağlanmadı, fiyat istikrarının sağlanabilmesi için önümüzde epeyce uzun bir yol var'' dedi.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğine (MÜSİAD) konuk olan Yılmaz, buradaki konuşmasında, enflasyon değerlendirmesi yaparak, finansal piyasalardaki gelişmeler, büyüme, istihdam ve cari açık konularına değindi.

Yılmaz, MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat'ın, mali piyasaların istikrarına yönelik ekonomik uygulamalardan, katma değer yaratmaya, büyüme ve istihdama yönlenmesi gerektiğine ilişkin sözlerini anımsatarak, TCMB'nin takip ettiği fiyat istikrarı, ekonomik istikrarla, Bolat'ın söyledikleri arasında bir fark bulunmadığını, fakat bunu anlatmaları gerektiğini söyledi.

Durmuş Yılmaz, ''Eğer arasında bir fark olduğu düşünülüyorsa sayın başkanla bizim aramızda epeyi mesafe var demektir. Sunumumda bu farkın giderilmesine çalışacağım'' dedi. Türkiye'nin son 30 yıldır enflasyonla yaşadığını, tek haneli enflasyona ilk defa 2004'te gelindiğini ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti:

''Enflasyonla yaşamak toplumun her kesiminde önemli değişikliklere neden oldu. Enflasyondan kurtulmak MB'ye kanunla kendisine verilen bir görevdir. Fiyat istikrarının içinde aş, iş, büyüme istihdam ve cari açık vardır. Fiyat istikrarı olduğu zaman bunların hepsi olacak. Eğer fiyat istikrarı yoksa bunların diğerleri de olmuyor. Enflasyon 2005'te 7,72 gibi tek haneli rakama düştü fakat bu 'Biz fiyat istikrarını sağladık' demek değil. Hayır fiyat istikrarı henüz sağlanmadı. Biz düşen enflasyon ortamındayız. Fiyat istikrarının sağlanabilmesi için önümüzde epeyce uzun bir yol var. Bu bir süreç, bu süreç henüz tamamlanmadı.'' 

BDDK'dan MB'na faiz eleştirisi 

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, faiz artışlarının bankaları önemli derecede etkilediğini vurgularken, "Merkez Bankasının faiz artış kararlarında, bankacılık sistemine yapacağı etkiyi düşünme katsayısı, BDDK'nınkinden çok daha düşük. Merkez Bankasının amacı enflasyonla mücadele. Ama faizleri böyle bir düzeye çekerseniz, istediğiniz hiçbir amaca kısa sürede ulaşamazsınız" diye konuştu.

Bilgin, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) üyeleriyle yaptığı sohbet toplantısında, bankacılık sektörünün en ufak olaylardan bile etkilenebildiğini hatırlattı.

Son ekonomik dalgalanmanın ardından kurlardaki değişikliğin, açık pozisyonda çalışmamaları nedeniyle bankaları çok etkilemediğini ancak faizlerdeki 4-5 puanlık artışın, önemli etki yaptığını anlatan Bilgin, dalgalanmada bankalar ve BDDK'nın soğukkanlı davrandığını, sektörün iki önemli testi başarıyla geçtiğini söyledi.

Bunlardan birinin "kredi ve faiz riski" olduğunu ifade eden Bilgin, kredilerde geri dönme riskinde artış eğilimi görmediklerini, olumsuz bir etki olacağını düşünmediklerini söyledi.

Bilgin likidite riskinde de belli düzeyin altına düşmesine izin vermediklerini ve yakından takip ettiklerini dile getirdi.

Başkan Bilgin ayrıca, Türk bankacılık sektörünün en büyük sorunlarından birisinin; mevduatın, bankaları yeterince finanse edememesi ve aradaki farkın yurt dışından borçlanma ile sağlanması olduğunu belirtti.