Türk ekonomisinin hızlı bir ilerlemenin ardından bir "duraklamaya" ihtiyacı olduğu öne sürüldü. The Observer gazetesi, Türk ekonomisini hızlı bir yarışın ardından durağa çekilme durumundaki bir Formula 1 arabasına benzetti. Gazeteye konuşan bir analist de, "O kadar görkemli bir ilerlemeden sonra nefes almak için belki bir duraklamaya ihtiyacımız var" diye konuştu.

Pazar günleri İngiltere'de yayınlanan The Observer gazetesi, Türk pazarlarında son haftalarda meydana gelen sarsıntıyı Helena Smith imzalı "Türkler Modernite Yarışında Pit Durağını Arıyor" başlıklı haberinde değerlendirdi. Gazete, Türk ekonomisinin, çok hızlı bir yarıştan sonra pit alınana(durağa) çekilmek durumda kalan bir Formula 1 arabasına benzetti.

Formula 1 yarışı kadar pek az şeyin İstanbul'un dünya haritasında bir yer almasını sağladığını belirten gazete, Türkler için Formula 1 yarışının, ekonominin 2001 yılındaki krizden sonra kaydettiği kayda değer canlanmanın bir kanıtı olduğunu yazdı.

Ancak son günlerde ekonomik rahatsızlıkların başgösterdiğine dikkat çeken gazete, Türk piyasalarının geçirdiği sarsıntıyı değerlendiren iktisatçıların Formula 1 yarışı ile bir kıyaslama yaptıklarını yazdı.

Gazeteye konuşan bir analist, "Gerçek şudur ki Türkiye, küresel piyasa türbulansından diğer ülkelerden çok zarar gördü. Ancak, butün bu volatiliteyi düşündüğümde pit alanına girmeye zorlanan bir F1 yarış arabasını düşünüyorum. O kadar görkemli ilerlemeden sonra belki nefes almak için bir duraklamaya ihtiyacımız var" diye konuştu.
     
BEŞ YILDA DÜNYANIN EN DİNAMİK EKONOMİLERİNDEN BİRİ OLDU

Türkiye'nin son yıllarda tüm beklentilerini aştığı konusunda kuşku bulunmadığını ifade eden The Observer, Türk ekonomisinin beş yıl içerisinde kendisini, "Dünyanın en dinamik ekonomilerinden birine dönüştürdüğü"nü belirterek, Türkiye'nin enflasyon, milli gelir ve yabancı sermayeyi çekmedeki başarılarına dikkat çekti.
     
TÜRK EKONOMİNİN GÜÇÜ YÜKSEK ÜRETİM

Yıllık Türkiye-AB toplantısı için İstanbul'da bulunan İrlanda eski Maliye Bakanı Alan Dukes de, The Observer'e yaptığı açıklamada, "Türkiye, belki yükselen bir piyasanın sorunlarını sergileyebilir ancak büyük gücü, yüksek üretimdir. Üretimi çok büyük ve maliyetleri düşüktür" diye konuştu.

AB üyeliği perspektifinin rolüne işaret eden gazete, aynı zamanda "İslami eğilimli" hükümetin ekonomiyi açma yönündeki tutumunun yaptığı katkıya da değindi. Gazete, hükümetin 2002 yılında iktidara geldikten sonra ekonomi konusunda "beklenmeyen bir ustalık" sergilediğini yazdı.
     
DANIŞTAY SALDIRISI KONUSUNDAKİ BECERİSİZLİK

Buna karşın The Observer, sorunların sürdüğünü, rekor düzeydeki cari açığın yanı sıra zengin ve yoksullar arasındaki uçurumun arttığını belirtirken, "Merkez Bankası başkanı ataması konusundaki tartışmalar ve hükümetin, ülkenin en yüksek mahkemesine yönelik saldırıyı ele almadaki beceriksizlik iktidardaki İslamcılar ile laik düzen arasındaki gerilimleri ateşledi" yorumunu yaptı.

AB üyeliği konusunda yorgunluk işaretlerinin de bulunduğunu öne süren gazete, Deutsche Bankası grubunun Başiktişatçısı Norbert Walter'in açıklamalarına da yer verdi. Walter, "Son dönemde AB'ye olan taahhütlerde bir kayma oldu ve Türkiye'nin (Avrupa konusunda) seslendirdiği kuşkuların ilk olumsuz işaretlerini görüyoüruz" diye konuştu.